Yarım kalan hesap
"Çok bekletim mi?"
Lena onu almak için gelen Yüzbaşıya sormuştu.Sabahları onu işe bırakır,akşamları işten alırdı.
"Hayır,daha yeni geldim."
"Yüzbaşı,üniforman çok havalı."
Hans kahkaha atıp Lena'ya baktı.Şaka yapmıştı ve Hans bunu komik bulmuştu.
"Rahmetli baban,Yarbayın üniforması daha havalıdır diye düşünüyorum."
"Ah doğru!Babamın yerine kim geçecek?"
Hans omuzlarını kaldırıp direksiyonu sağa kırdı.Biri gelecekti ancak kim olduğunu o da bilmiyordu.
"Babamın yerine sen geçsen güzel olmaz mı?"
Bunu hiç düşünmemişti.Lena'dan duymak ona garip gelmişti.Yarbayın boş kalan koltuğuna oturmaya cesaret edemezdi.Ona olan saygısı bunun önüne geçiyordu.Lakin düşününce ondan daha iyi bir aday yoktu.
"Sustun."
"Dalmışım,kusura bakma."
"Akşam yemeğe çıkalım.Olur mu?"
Hans direksiyonu sıkıp Lena'ya baktı.Ona gülümseyip kafasıyla onay vermişti.Aralarında henüz bir yakınlaşma olmamıştı.Çünkü ne Lena, ne de Hans bunun için çabalamıyordu.
"Hans,Tanrıya inanıyor musun?"
Lena'nın bakışları Hans'ın boğazındaki kolyeye kaydı.Haç kolyenin ışıltısı gözlerini kamaştırmıştı.
"Evet,inanıyorum."
"Kolyen çok güzelmiş."
Elini boğazına atıp kolyesine dokundu.Kendisini yarım kalmış hissetmiyordu.Ona ait bu parçayı sonsuza kadar taşımakta kararlıydı.
"İyi günler Yüzbaşı."
"İyi günler."
Hitler'in ölümü Hans'ı daha çok yıpratmıştı.Saygı duyduğu büyük komutan canına kıymıştı.Bu haberi ilk duyduğunda Aleksandr'ın söylediklerini hatırlamıştı.
Akıttığı kanlarda değil kendi kanında boğulacak!
Öyle olmuştu.Savaş bitmesine rağmen çoğu kişi kendi ruhuyla savaşa devam ediyordu.Hans'ta onlardan biriydi.
Helen'in hain olduğunu kimseye söylemedi.Cesetin başına bir şey gelmesin diye güzel bir törenle onu sonsuzluğa uğurladı.Arkadaşlık görevini böylece yerine getirip kalbini herkese kapatmıştı.
"Komutanım,hoş geldiniz.General odanızda sizi bekliyor."
Odasına girip koltuğunda oturan adama selam durdu.Sanırım Lena'nın söylediği şey gerçek oluyordu.
"Komutanım."
"Konuşmamız gerekiyor."
Komutanın işaretine uyup karşısına oturdu.Omuzlarını dikleştirip yutkundu.
"Yüzbaşı,sözleşmenin imzalanması gerekiyor.Polonyaya gidecek olan birlik tamamen hazır.Onlara eşlik etmek ister misin?"
Yumruklarını sıktı ve bekledi.Luis'in ihaneti,Aleksandr'ın onu bırakıp kaçıp gitmesi ona ağır geliyordu.Hesap zamanı çok çabuk gelmişti.
"İsterim Komutanım."
"Peki,Yarbay olmak ister misin?"
"Düşünmüyorum Komutanım."
General kaşlarını çatıp ayağa kalktı.Bu teklifi kime yapsa hiç düşünmeden kabul ederdi.Ancak Hans hiç düşünmeden reddetmişti onu.
"Neden Yüzbaşı?"
"Doğruyu söylemek gerekirse kendimi hazır hissetmiyorum.Büyük bir savaş atlattık ve ben başarısız olduğumu düşünüyorum."
"Ülkenin kaybetmesi elbette ki bizlerin suçu.Lakin kazanmak için ileriye bakmak gerekiyor.Öyle olduğun yerde durmakla olmaz bu iş."
Hans tam aksini düşünüyordu.Olduğu yerde kalsaydı eğer başına bunların gelmeyeceğini düşünüyordu.
Hans'a çok üzülüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR
Fiksi SejarahII Dünya savaşı... Esir düşen Üsteğmen ve onu konuşturmaya çalışan Yüzbaşının hikayesi. Dikkat:Şiddet,küfür içerir.