Bu sırada içeri bir kaç kişi daha girdi.
Telaşla Yavuza baktım. Birazdan büyük olay çıkacaktı.
"Senin ne işin var lan burada?"
-
Deyip kuzeni Kenanın üzerine atladı resmen.
"Sen hangi yüzle buraya geliyorsun şerefsiz!"
"Yavuz dur, dur oğlum yapma."
Damla ağlamaya başlamıştı, Kiranların korumaları Yavuza silah çekmişti. Bense korkudan titriyordum. Kenanın annesi Nesrin resmen yalvarıyordu. Nergis yenge kolundan tutup:
"Yıllarca Yavuzu Kenanı öldürmemesi için zor tuttum. Size onu saklayın, hiçbirimizin gözüne gözükmesin deyip bir şans verdik. Ve siz onu götürüp pişkin-pişkin buraya getirdiniz."
Yavaşça Yavuzun omzuna dokundu.
"Bırak oğlum, kendi nişanında elini kana bulamak istemezsin. Leyla da, Damla da korkuyor. Bırak hadi."
Ismimizi duyar-duymaz eli boşaldı sanki. Kenanın üstünden kalkıp, yüzüne tükürdü. Nesrin hanıma döndü:
"Al bu şerefsiz oğlunu da defolun gidin nişanımdan."
Dedikten sonra Damlanın yanına gitti. Hüngür-hüngür ağlıyordu. Yıllar önce, daha Damla 17 yaşındayken Kenan olacak herif taciz etmişti. Nergis yenge kan davası başlamasın diye abisiyle bir anlaşma yapmıştı. Kenan buralardan sürülecek, bir daha gelmeyecekti. Eğer Yavuz bir kez daha Kenanı görürse kaçışı olmaz öldürür. Gözlerindeki öfkeyi göre biliyordum.
"Tamam abisinin güzeli, geçti gitti hepsi. Sakin ol."
Damlanın yanına gidip, su verdim. Kolundan tutarak lavaboya götürdüm. Bir kaç kez yüzüne su vurduktan sonra nefes almaları normale dönmüştü.
"Hava alalım mı biraz?"
Olur anlamında kafasını salladı. Dışarı çıkıp masalardan birine oturduk. Bir süre sessiz kaldıktan sonra bana döndü:
"Hadi içeri geçelim. Millet bizi bekliyor."
Kafamı sallayıp, içeri geçtik. Yavuzun yanına oturduğumda bana baktı.
"Birşey konuşmadı, sessizce oturduk sadece."
Kafasını salladı. Garsonu çağırıp bana da bir kadeh şarap dökmesini söyledi. Biraz yemek yedikten sonra babam yüzükleri Nesim amcanın kesmesini söyledi. Üçümüzde ayağa kalkıp dekorların önüne geçtik. Damla az önce bir şey olmamış gibi telefonunu çıkarıp video çekmeye başladı.
"Gençler, bu hayatta en önemli şey ailedir, yuva kurmaktır. Allah her daim mesut etsin. Hayırlı olsun!"
Deyip kurdeleyi kesti. Herkes alkışlamaya başladı. Yavuz bana dönüp, alnımı öptü. Bu sırada Nergis yengeyle Dursun amca bize doğru geldi. Önce Nergis yenge konuşmaya başladı.
"Bu bana rahmetli kayınvalidemin hediyesiydi. Bana hediye etmişti, şimdi sıra bende. Güzel günlerde kullan güzel kızım."
Sarıldık. Yüzümü avucunun içine alıp, dua okudu.
"Artık biz senin annen-baban sayılırız, bunu da Dursun babandan bir hediye olarak kabul et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF •YavLey•
Fanfiction"Sen benim zaafımsın işte neden anlamıyorsun. Ben burada senin için yanıp tutuşuyorum görmüyor musun?"