Dudağımı sakince öpüp, gözlerime baktı:
"Seni seviyorum!"
-
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Bunu bekliyordum fakat mağaza kabininde değil.
"Senden şu anlık bir karşılık beklemiyorum."
Saçlarıma bir öpücük kondurup kabinden çıktı. Çıktığı gibi kabindeki küçük sandalyeye oturdum. Kalbim ağzımda atıyordu. Ellerim buz kesmişti, yanaklarım yanıyordu, dudaklarım karıncalanıyordu. Biraz sakinleştikten sonra hemen kıyafetimi değişip, kabinden çıktım. Siyah elbiseyi çok beğenmiştim ama lacivert elbise de fena değildi. Açılış için güzel olurdu.
"Ezgicim, lacivert elbiseyi de paketler misin?"
"Tabii efendim."
Elbiseler paketlenene kadar mağazanın içinde dolaşmaya karar verdim. Aklımda hâlâ Yavuzun "seni seviyorum" demesi yankılanıyordu.
"Leyla hanım, elbiseleriniz paketlendi. Kasada."
Başımı sallayıp, Yavuza döndüm. Kasaya yakınlaşıp, ödemeyi yaptıktan sonra paketleri alıp, çıktık. Önden yürüyerek ayakkabı mağazasına girdim. Fazla oyalanmadan ucu açık, siyah bir topuklu ve lacivert stiletto aldıktan sonra bu mağazadan da çıktık. Yeni çanta almaya gerek duymadım.
Ardından Yavuz:
"Son bir yere de uğramamız gerek."
Deyip, önden yürümeye başladı.
"Adama takım almadık o yüzden olabilir mi?"
Sanmıyorum, daha yeni almıştı otelin 20-ci yıl özel kutlaması için.
"Buyurun Leyla hanım."
Deyip beni öne aldı. Mücevher mağazasına girmiştik.
"Yavuz bey merhaba, hoşgeldiniz."
"Hoşbuldum Mustafa. Bu kez annemle kardeşime değil, bu güzel hanımefendiye hediye alacağım."
Dedi ve beni gösterdi.
"Tabii, nasıl bir model istersiniz?"
Biraz bana baktıktan sonra dönüp:
"Inci kolyelerini çıkara bilir misin?"
Isminin Mustafa olduğunu öğrendiğim adam içeri gitti. Elinde birkaç kutuyla geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF •YavLey•
Fanfiction"Sen benim zaafımsın işte neden anlamıyorsun. Ben burada senin için yanıp tutuşuyorum görmüyor musun?"