• e p i s o d e - 12

557 24 69
                                    

Tam bu sırada içeriden çığlıklar ve silah sesi geldi.

"Bu gece burası Leto kanına bulanacak!"

-

"Allah kahretsin!"

"Halil İbrahim mi bu?"

"Büyük ihtimalle. Sen burada bekle, ben gelene kadarda çıkma, tamam mı güzelim?"

Alnımı öptükten sonra silahını çıkarıp, birşey dememe izin vermeden odadan çıktı.

-

"Yavuz, iyi misiniz?"

"Iyiyiz abi. Leyla odada ama diğer kadınlar içeride."

"Kana bulayacaklarsa neden ikinci kez silah sıkmadılar?"

"Bilmiyorum, içeri girelim hadi."

-

"Halil İbrahim biz yanlış geldik sanırım. Burada toplantı yapmıyorlar."

"Ne o toplantı olsaydı kana mı bulayacaktınız?"

Zaten dumura uğramış Halil İbrahim ve arkadaşları, bizi gördüğünde iyice suspus oldular.

"Yakışmadı Halil İbrahim, kadınlarımızın olduğu yerde silah sıkmak hiç yakışmadı."

"Biz erkeklerin otelde toplantı yapacağını duyduk, o yüzden geldik."

"Bir daha duyduğunuzu teyit etmeden gelimeyin o zaman. İkinci silahı ben sıkmadan haydi defolun gidin otelimden."

Halil İbrahimler sessizce ayrılacakken Fikret abi Halil İbrahimin kolundan tutup sadece bizim duyacağımız sesle konuştu:

"Kardeşimi öldürdüğün yetmiyormuş gibi kadınlarımızın yanında silah sıkıp, tehdit etmenin bedelini ağır ödeyeceksin! Defol git, gözüm görmesin seni."

Sakince otelden çıktıktan sonra kadınlara doğru dönüp:

"Yaşadığımız güvenlik aksaklığından dolayı özür dileriz, eğlenceye devam edebilirsiniz."

"Sen bir Leylaya git bak, korkmuştur."

-

Kapıyı tıklattıkdan sonra yavaşça kapıyı açıp birisi içeri girdi. Yavuz olduğunu görünce derin bir oh çektim. Hızlıca boynuna sarılıp, kokusunu içime çektim.

"Oh, çok korktum. Herkes iyi mi?"

"Iyi güzelim, merak etme. Normalde bugün toplantımız vardı, kulağına gitmiş. Sadece bizim olacağımızı düşünmüş."

"Eğlenceye devam mı ediyorlar?"

"Evet, ben dedim. Hayatında bir kez olacak zaten. Üzerini değiştir, sen de içeri gir."

"Of, moral mi kaldı bende. Nasıl eğleneceğim şimdi?"

"Istersen yukarıdaki odalardan birine çıkabiliriz."

Yavaşça yaklaşıp, eliyle boynumdaki saçları geri itti. Ardından boynuma iç ürpertici bir öpücük kondurup gözlerime baktı.

"Sen iyice kudurmuşsun. Hadi çık üzerimi değiştirip, içeri gireceğim."

"Çıkmama ne gerek var?"

"Yavuz, sinirleniyorum bak. Hadi yakışıklım çık, üzerimi değiştireceğim."

"Bu kez yırttın güzellik. Bir kez daha olursa kaçırmam haberin olsun."

"Terbiyesiz!"

Yanağımı hafifçe öptükten sonra odadan çıktı. Bu adam bir gün kalbime indirecekti!

ZAAF •YavLey•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin