"Fotoğraf çekelim mi?"
Kafasını okuduğu, daha doğrusu arkadaşı sürekli araya girdiği için okumaya çalıştığı kitaptan kaldırdı İdil.
"Şimdi mi?"
Gülerek kafasını salladı Eylül. "Evet!" yerlerinde oturmuş sohbet eden birkaç öğrenci dönüp onlara baksa da umursamadan devam etti.
"Baksana, bu manzara kaçırılmaz. Ayrıca şuan en iyi ikinci okul gezimizdeyiz, anı ölümsüzleştirmemiz şart!"
Güldü İdil. "Bence bensiz daha iyi anı kolajı yapabilirsin Eylül."
Arkadaşına bakarken kaşlarını çattı Eylül. "O ne demek şimdi?"
Konuşmadan önce derin bir nefes verdi İdil o an. "Uykum var, bu yüzden de sanırım kitabın son sayfalarından hiçbir şey anlamıyorum. Ayrıca çikolatalı sütlerim de bazı sınıf arkadaşlarımız tarafından sömürüldü. Tüm bunlar yetmezmiş gibi midem bulanıyor ve bir de..." elleriyle baştan aşağıya kendini gösterdi. "Berbat bir haldeyim."
Gözlerini devirdi Eylül. "Yalan söyleme, fıstık gibisin."
Omuz silkerek geriye doğru yaslandı İdil. Eylül ise ofladı. "Yapma ama ya."
"Akşam bir sürü fotoğraf çekeriz, söz veriyorum."
"Lisenin ilk yılındaki İdil nerede? Ne yaptın ona?"
Bana değil, ona sor demek istedi İdil o an. Ben yüzleşecek kadar cesur değilim bari sen hesap sor Eylül.
Ama yine de sessiz kaldı.
Bu muhtemelen bir hataydı ama uzak kalmak için bunu yapması gerekiyordu İdil'in.
En çok da unutmak için.
"Yani Adar Karahan'ın asıl ilgi odağı bu kitap mı cidden?"
Aleyna'nın cümlesiyle birlikte Eylül anında abisine dönerken İdil bir süre onu umursamamak için çaba sarf etse de başaramamıştı.
Birkaç saniye içinde herkesin kendisine bakmasından bıkan Adar elindeki kitabı bırakarak karşısında duran Aleyna'ya döndü.
"Öylece ayakta durmaya devam mı Aleyna?"
Güldü Aleyna. "Kabul et Adar, o kitabı okumuyorsun bile."
Aslında her ne kadar şuan okumak istemese de şaşırtıcı bir şekilde kitap gerçekten de ilgisini çekmişti Adar'ın. Ama bunu söylerse ertesi gün okulun yarısının elinde aynı kitabı göreceğinden emin olduğu için sessiz kaldı.
"Sizin saçma oyunlarınıza katılmamak için bir bahaneye ihtiyacım olduğunu mu düşünüyorsun?"
Aleyna gülerek kafasını sallayınca ise sesli bir nefes verdi. "Cidden kitap daha ilgi çekici bak, sana da tavsiye ederim."
Adar tekrar kitabını okumaya dönerken İdil'de kitabın adına odaklanmıştı.
Fakat aynı anda Adar ile göz göze gelince anında önüne döndü.
Ne diye o herife bakıyorsun ki!
Ona değil, kitaba baktım.
Ne fark eder?
Etmez mi?
Etmez.
Oflayarak kitabını tekrardan eline aldığında bir çift kahverengi göz ona bakmaya devam ediyordu ama görmezden gelmek iyi bir karardı İdil için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÜL(Düzenlenecek)
Teen Fiction"Mavi gül." Arkamı dönüp ona baktım. "Ne?" "Benim için ne olduğunu sormuştun ya. Sen benim için mavi gülsün. Buradasın,benimlesin ama aynı zamanda da imkansızsın. benim için imkansızsın." Kalbime bir ağırlık oturduğunda gözlerimi onun kahve gözlerin...