Bir elim karnımdayken diğer elimi kaldırıp yere oturmalarını işaret ettim.
Çok geçmeden avukatım olarak seçtiğim Eylül ve onların avukatları olarak seçtiği Aleyna hariç diğer herkes bu istediğimi yapmıştı.
Gözlerim ilk olarak Mert'i öldürmeyi planladığını belli eden Adar'ı bulduğunda konuştum. "Uzaklaş çocuktan."
Kafasını kaldırıp bana baktı. "Neden?"
Gözlerimi kıstım. "Tereddüt etmeden söylediklerimi yapma sözüne ne oldu?" Eylül'e döndüm. "Baş şüphelimiz artık o."
"Ama ben-" Muhbirim olarak seçtiğim Yunus, yanında oturan Adar'ın omuzuna bir tane geçirdi.
"Senin yüzünden bir eksi puan daha yersek buradan sağ çıkma ihtimalimiz de olmaz."
Mert gülmemek için kendi içinde bir savaş verirken Adar omuzunu sıvazlayarak tekrardan bana döndü. "Suçu üstlenip tüm cezayı çekmeye hazırım, yeter ki şu herifi öldürmeme izin ver." bahsettiği kişi Mert'ti.
Gözlerimi devirdim. "Onu burada öldürüp kızıma daha doğmadan travma mı yaşatacaksın? Bunu mu istiyorsun yani?"
"Hayır tabi ki," dedi kolunu Mert'in omuzuna attığında. "Ben işimi temiz bir yerde hallederim." Bir dakika. Onu boğuyor muydu?
"Yardım..." Eylül gülmek ile müdahale etmek arasında gidip gelirken ben rahatça geriye yaslandım.
"Kızıma iyi bir baba bulmam gerektiğini biliyordum."
Aynı anda Mert'i bıraktı. "Ne? Saçmalama İdil, babası burada zaten." yüzüme baktı. "Şaka yaptığını söyle, kızı şüpheye düşüreceksin yoksa."
"Bu kadar yeter," diyerek sonunda araya girdi Aleyna. "İdil'in tehditleri üzerine buraya toplansak da ortada kırılan değerli bir hediye var ve bunu yapan kişi de şuan aramızda."
Herkes eski ciddiyetine döndüğünde Aleyna devam etti.
"Yeni ve pahalı bir hediye almayı teklif etmek yerine bunu yapan kişiyi ortaya çıkarmaya odaklanın artık.""Olay saatinde nerede olduğunuzu kanıtlarıyla açıklayabilir misiniz?"
Herkes ilk olarak Yunus'a dönmüştü. "Avukatımız Aleyna hanımla birlikteydim, telefonunda tarih ve saati belli bir şekilde fotoğraflar var."
"Evet," dedi Aleyna. "Bu doğru."
"Avukatınla ilişkidesin yani."
Yunus bu defa Mert'in omuzuna bir tane geçirmişti. "Arkadaşımın kardeşiyle değil en azından."
"Açıklamamı yapmadan önce bir şey soracağım," dedi onu umursamayan Mert. "Ateş'e söylesek aynı hediyeden alıp buraya gelemez mi? Bileti ben alırım."
"Tek sorun bilet mi sence?" diye sordum ona bakarken.
"Başka ne olacak yenge?"
Bu noktada konuşmayı Adar devraldı. "Seni kurtarmak için işi gücü bırakıp Amerika'dan Türkiye'ye gelir mi sanıyorsun? Geri zekalı mısın oğlum sen?"
"Saçmalamayı kesin artık. Mert, sende yap artık şu açıklamanı."
"Tüm gün alışverişe çıkan annemin uşağı olarak yanındaydım." kafasını hafifçe iki yana salladı. "İnstagram hesabına bakarsanız arka planda elinde onlarca poşetle duran zavallı beni göreceksiniz."
Eylül, telefonunu bize doğru çevirip Mert'in bahsettiği fotoğrafı görmenizi sağladığında güldüm kendi kendime.
Sinem teyze oğlunu gözlerden uzak tutmayı tercih ediyor olmalıydı.
Kendisine yardım eden sevgilisine bakıp hafifçe gülümsedi Mert."Teşekkür ederim." Eylül'de ona gülümsediğinde, "Sen Mert'in avukatı mısın?" diyerek kardeşini azarladı Adar. "Niye araya giriyorsun kızım?" ardından bana döndü. "Eylül'de yargılansın."
"En başında onları avukat olarak seçtim çünkü dün üçümüz birlikte tüm gün annemlerin yanındaydık."
"Bende Seda ile birlikte eniştenin aylık market alışverişini yapıyordum," dedi Adar. "Market alışverişinden sonra da pastaneye gittik, inanmayan Seda'ya sorabilir."
"Gerek yok," dedim. "Ben şahidim zaten."
"Ateş hediyeyi zaten kırık göndermiş olmasın?"
Adar ile aynı anda Mert'e döndük. "Tek kelime daha etme!"
"Herkese selam."
Ne ara içeriye girdiğini anlayamadığım Aras, girişte duran ev terliklerinden birini giydikten sonra bir yandan fırından aldığı çöreği yerken bir yandan da konuşarak yanımıza geldi.
"Mahkeme salonu mu kurdunuz, bu nasıl ortam?"
"Sen içeri nasıl girdin?"
"Anahtarım var enişte."
Biz kendi aramızda anlamsız bir şekilde bakışırken elindeki fırın poşetini masanın üzerine bıraktı Aras. "Yolda iki tane börek yedim ama kalanı size."
Masanın üzerindeki kırılmış hediyeye baktığında ise güldü birden. "Olay yerini temizlemiştim oysa..."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GÜL(Düzenlenecek)
Novela Juvenil"Mavi gül." Arkamı dönüp ona baktım. "Ne?" "Benim için ne olduğunu sormuştun ya. Sen benim için mavi gülsün. Buradasın,benimlesin ama aynı zamanda da imkansızsın. benim için imkansızsın." Kalbime bir ağırlık oturduğunda gözlerimi onun kahve gözlerin...