6.bölüm"Tuzak."

196 5 1
                                    

Angel yeşil gözlerini açtığında parlak-beyaz ışıklar sarmaşıklı dikenler gibi gözlerine battı. Yüzünü acıyla buruşturduğunda görüşüne uzun parmaklar girerek doygun ışığı azalttı. "Lambayı kapatabilir misiniz?" diye rica etti Pavel çıkmak üzere olan hemşireye tam dönmeden. Işıklar kapandığında Angel gözlerini kırpıştırdı. "Ne oldu bana?" diye sordu. Kolundaki damar yolu tenini kıstırıyor ve başı hâlâ zongluyordu.

"Düşmüşsün, başını çarpmışsın." dedi Pavel iri elleriyle beyaz yanaklarını okşarken. Angel endişeyle sol elini alnındaki bantın üstüne koydu. "Başımı mı?" Küçük-yarım solukları konuştukça seyrelmeye başlıyordu. "Çok mu büyük?" Pavel başını iki yana salladı. "Hayır." dedi ela gözleri buğulanırken ve şefkatle üstüne titrerken. "Küçücük."

"İzi kalır mı?"

"Hayır, kalmayacak."

Angel burnunu çekti. Neredeyse ağlayacaktı. "Tahliller?" diye çekingen bir ses tonuyla sorduğunda Pavel gülümsedi. "Her şey yolunda."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten."

Rahatlamış-hafiflemiş bir soluk verdiğinde omuzlarındaki gerginlik çözülür gibi oldu. Ancak Pavel onun kadar sakin ve gevşemiş görünmüyordu. Ela gözlerinde donmuş kıvılcımlar vardı. "Sana sormam gereken sorular var. Kendini zorlamadan hatırlamaya çalış, tamam mı?"

Angel yavaşça kafasını salladı. Pavel başını öptüğünde burnundan nefesler alıyor-veriyordu. "Düşmeden önce ağrın-sızın var mıydı?"

Angel düşünür gibiydi. "Göğsümde ve karnım da ağrı vardı."

Pavel zoraki bir şekilde gülümsedi. "Tamam." dedi onaylarcasına. Eliyle kabarık saçlarını geriye atarken dudaklarını yanakları ve çenesinin hizasında gezdiriyor oradan zarif boynuna doğru iniyordu. "İyi olacaksın." diye kulağına fısıldıyor onun sakinliğiyle mutedil bir tavrı takınmaya çalışıyordu.

Angel onun zorlandığını fark edince avucuna minik bir öpücük bıraktı. "Babam geldi mi?"

"Evet. Aşağıda birazdan gelir."

Angel ofladı. "Eve gitmek istiyorum."

"Bu gece burada kalmanı istiyorum. Birkaç test yapmam lazım."

Angel kuru dudaklarını büktü. "Test mi, yine mi?" Mızmızlanırcasına kıpırdandığında aniden baş gösteren ağrısıyla yüzünü ekşitti. "Merak etme kan almayacağım. Sadece rutin kontroller için." dedi gülerek.

"Tamam o zaman."

Kısa bir süre sonra Kenan içeri girdi. "Kızım." Kadife kadar yumuşak bir sesle konuşmaya devam ederken gözleri parlıyordu. "Korkuttun bizi. İyi misin?"

"İyiyim."

Kenan sulanan gözlerini kaçırarak elindeki kahverengi poşeti hafifçe yukarı kaldırdı. "Bu gece burada kaldığımız için sıkılma diye evden tabletini ve kitabını getirttim."

"Teşekkür ederim."

"Ne demek." Elini başına parmaklarının ağırlığını vermeyecek şekilde koydu. "Bir daha seni böyle görmek istemiyorum." Sesindeki çatlaklar Angel'i sarstı. "Hastaneden uzak kalmana alışmışım." Angel elinden tuttu ve onun için gülümsedi. Pavel ikisini seyrederken düşünceli görünüyordu. Angel odada yalnız kaldığı ilk anda komodinin üstünden telefonunu kavradı. Ekran parlaklığını kısarken bir mesaj geldi.

+Neler olduğunu hatırlıyor musun, küçük tilki?

-Bölük pörçük.

+Birden fenalaştın yardım etmek zorunda kaldım.

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin