10.bölüm"Plan."

155 7 0
                                    

Angel Rostislav bir fotoğraf paylaştı.

Angel Rostislav bir fotoğraf paylaştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

mon amour...🖤

Roshan kareye uzun uzun baktı. "Hiç adil değil." diye mırıldandı. "Hâlbuki seni ilk ben görmüştüm."

6 sene önce...

Pars soğuk soğuk terliyor, küçük deponun içinde volta atıyordu. "Dostum bunun iyi bir fikir olduğuna emin miyiz?" Roshan üstüne mavi takımı geçirmeye devam ederken homurdandı. "Daha iyi bir planın var mı?"

"Sadece uzun bir aradan sonra işe dönmek garip hissettiriyor."

"Merak etme alışırsın."

"Bak ne diyeceğim." dedi omuzuna elini hafifçe dokunduruverdiğinde. "Bu işi sonraya bıraksak?" Roshan ona ters bir bakış attı ve araç-gereçleri büyük ceplerine iliştirdi. Pars elini kıvrak-turuncu saçlarından gerginlikle geçirdi. "Yeni yeni iyileşiyorsun, o yüzden bedenini böyle allengirli işlere hemen sokmamalısın. Koşmak-çalmak-yakalanmak hepsi senin için kötü senaryolar." Roshan işini bitirir bitirmez ona doğru döndü. "Bak adamım." dedi öğüt verircesine. "Bir yığın borcum var." Pars başını anlarcasına salladığında Roshan konuşmaya devam etti. "Eğer alacaklılara ödeme yapmazsam muhtemelen yeniden sakat kalacağım."

"İki ucu sorunlu deynek." diye homurdandı. Roshan onu başıyla onayladı. "Sen üst katı al. Odalara bir göz at." Pars ürperdiğini hissetti. "Burası güvenli bir hastane." dedi hatırlatırcasına. "Diğer kenar mahallelere hiç benzemiyor."

"O yüzden buradayız."

Çantasını sol omuzuna takıp ona baktı. "Bu saatler altın saatler. Ameliyatlar birazdan başlar. Hasta yakınları genelde amileyat ünitesinin önünde olurlar. Sende odaya sıvışır ve cüzdan-takı-kart ne bulursan alırsın. Ben bu katta olacağım."

Pars karamsar bir şekilde durmaya devam ettiğinde Roshan kapıyı açtı. "Hadi dostum!" diyerek onu sırtından tutarak ittirdi. Kendi ise katta dolaşmaya çıktı. Birkaç odayı gözüne kestirmiş, odaların çöplerini almak için sırayla turlamıştı. Hızlı-çevik hareket ediyordu. Atletik vücuduyla uyumlu-dengeliydi. Ceplerini şimdiden kartlarla doldurmuştu. Koridorun sonundaki oraya girdiğinde kalın dudakları uçukladı. Oda diğerlerine nazaran yumuşak-ev gibi hissettiren bir genç odası dekoruna sahipti. Eşyalar- geniş yatak hastane mobilyaları değildi. "Oo, bu hasat baya bereketli oldu." Yatağın üstündeki gri lebtobu çantasına atıp ahşap-aynalı dolabı açmaya koyuldu. Kırmızı kutuların içinde birkaç takı gördüğünde kömür gözleri ışıldadı. Bir yandan çantasının fermuarını açtı.

"Sen ne yapıyorsun?"

Roshan kısık bir sesle, "Siktir!" diye mırıldandı. Yavaşça önüne dönerken geniş omuzları gerildi. "Ben, hastayım."

"Hasta bir hırsız mı?"

Roshan güldü. Rahat-kontrollü davranmaya çalıştı. "Ah, yanlış anladın. Ben inceleyerek bir nevi rahatlıyorum. Buraya da öylesine bakıyordum. Yerine elbette koyacak ve gidecektim. Ama hastalığım beni gafil avladı. Bırakamıyorum, yardımcı olabilir misin?" Angel onu şöyle bir süzerken tek kaşını havaya kaldırdı. "Sana inanmalı mıyım?" diye sordu. "Bana düpedüz hırsız gibi geldin?"

Sadece SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin