Okula gelmiştim. Erken geldiğim için kantine inip bir çay içmek istemiştim. Her zaman ki masama oturmuş hem çayımı içip hem insanları izliyordum. Çok değişik insanlar vardı. Sonunda ders saatim gelmişti sınıfa çıkıp hocayı bekliyordum. Dersimiz anayasa hukukuydu ve hoca iki saatlik dersi mola vermeden anlatıyordu. Koca koca insanlarmışız iki saat özel ihtiyaçlarımızı yapmadan durabilirmişiz falan filan.
Dersin son dakikalarına gelmiştik. Eşyalarımı toplayıp kendimi dışarı attım. Bugün hava biraz garipti. Yağmur mu yağacak güneş mi açacak belli değildi. İçimde gereksiz bir his vardı. Huzursuzdum ama nedenini bilmiyordum. Zaten kendi arabamla gelmemiştim eve yürüyerek gitmeye karar verdim yürümek iyi gelecekti.
Baya bir yürümüştüm. Bu ara sokağa girip girmemek arasında karasızdım ama diğer yolda çok uzundu. Aman ne olacak zaten. Eve yaklaşmıştım ki dikkatimi takım elbiseli adamlar çekmişti. Bunlar ne alaka ya. Yanlarından geçecektim ki adamlardan biri bana leyla hanım dedi. Arkamı dönecektim ki boynumda hissettiğim acıyla kendimi kaybettim.
Gözümü açtığımda her yer karanlıktı. Burası neresiydi. Benim burada ne işim var. En son adamlardan biri bana seslenmişti. Lan kaçırıldım ya ben. Ama kim niye. Benim kimseye zararım olmadı ki. Avazım çıktığı kadar bağırdım çok korkuyordum.
- Bağırma yeter
Diye bir ses duydum. Etrafa bakmaya çalışıyorum ama hiçbir şey göremiyordum. Gözlerimin çoktan karanlığa alışmış olması ve az çok görebilmem gerekiyordu ama sanırım ağlamaktan odaklanamıyordum. Konuşan seste hiç yabancı gelmemişti. Sakin olmam gerekiyordu ama nasıl olacaktım.
- Kimsiniz benden ne istiyorsunuz?
- Mümkünse ölmeni küçüğüm.
- Öl – ölmemi mi?
- Evet
- Neden ben size ne yaptım.
- Hiçbir şey
- DALGAMI GEÇİYOSUN LAN BENİMLE
- Aaa küçük kızımız bağırabiliyormuş ama yanlış kişiye sesini yükseltiyorsun küçücüğüm.
- Neden neden ne istiyorsun benden ya.
- Heh şöyle sakin sakin konuşalım. Benim seninle bir sorunum yok ama yanlış kişi tarafından seviliyorsun küçücüğüm.
- Nasıl?
- Bazen sevilmek zarar verir küçüğüm. Anlayacaksın.
- TOPRAK’TAN -
Akşam olmuştu ama Leyla yı göremedim hala. Çoktan eve gelmiş olmalıydı ama odasına çıkmamıştı. Annesiyle oturuyor olabilirdi ama içimde bir korku vardı. Kaç kere aradım bakmadı mesajlarıma da dönmedi. Bir terslik vardı. Evin ön tarafına geldim. Sonuç olarak annesi sabah beni görmüştü. Ona sorsam sıkıntı olmaz diye düşünüyorum bence olmamalı. Kapıyı çaldım. Karşımda burcu vardı ve ağlıyordu. Ne olduğunu sormam gerekiyordu. Ama nasıl yapacaktım hiçbir şeyden korkmayan ben şuan deli gibi korkuyordum.
- Kimsiniz siz
- Ben leylanın arkadaşıyım Toprak o ona bakmıştım.
- Yok o kayıp bulamıyoruz
- Na nasıl yok
- Yok işte kayıp bulamıyoruz polise haber verdik ama 24 saat dolması gerekiyormuş. Abileri hastaneleri falan kontrol ediyor. Bizde bekliyoruz
- Anladım.
Arkama bakmadan kapıya doğru yürümeye başladım. Düşündüğüm şey olmamalıydı. Kaçırılmış olamazdı. Onu yeni kazanmışken kaybedemezdim. Hemen Burak’ı aradım leylayı bulmaları için emir verdim. Benim canım benim kiraz çiçeğim bu gece bulunacaktı. Bulamazlarsa hepsi kendini ölmüş bilsinlerdi.
Arabaya binmiştim ki telefonum çalmıştı. Bilinmeyen bir numaraydı.
- Alo
- Ooo merhabalar Toprak bey nasılsınız
- Kimsin lan
- Aaa tanımadın mı darılırım vallaha
- Siktirme lan belanı kimsin
- Aaa hiç küfür yakışmıyor sana
- Lan ölmek mi istiyorsun.
- Aman be Toprak sevdiğin kadının hayatı ellerimdeyken bana kötü davranman hiç hoş değil.
Sevdiğim kadın Leyla onun mu elindeydi. Benim yüzümden mi kaçırılmıştı gerçekten. Elimle direksiyona birkaç defa yumruk attım. Olamazdı.
- Sinirlendin sanki biraz. Orada mısın?
- Kimsin lan kimsin leyla nerde
- Ay dur hemen söyleyeyim.
Dıtdıtdıt suratıma kapattı. Allah kahır etsin kimdi bu hangisiydi. Sevdiğim kadından ne istediler lan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkutan Aşk
Teen Fiction- artık herkes seviyor beni herkes korktuğundan değil sevdiğinden saygı duyuyor biliyor musun ? - Ne güzel sevindim adına - bir sen sevemedin beni bi sen korkularını yenemedin....