Burası cennet gibiydi. Arabadan inip kafeye oturmuştuk. Oturduğumuz yer denize sıfırdı. Denize aşık biri olarak sanırım buraya da aşık oldum. Toprağın telefonu çalmıştı. Telefonla konuşmak için yanımdan ayrılmıştı. Bilmiyorum neydi bu kadar önemli olan da beni bıraktı anlamadım. Sakin ol Leyla saçmalama hemen ne bu kıskançlıklar düşünceler bu ne öyle.
Etrafı incelerken toprağın koşarak yanıma geldiğini gördüm. Acilen kalkmamız gerektiğini söyledi. Birden kolumdan tutup koşarak arabanın yanına getirdi. O kadar hızlı hareket ediyordu ki yetişemiyordum.
- Toprak ne oluyor?
- Leyla anlatacağım güzelim. Ne olur sakin ol seni eve bırakacağım .
- Sen nere gideceksin ne oluyor?
- Güzelim lütfen anlatacağım sonra.
- Tamam ama korkuyorum.Bir anda fren yapınca aklım çıktı. Yüzüme öyle bakıyordu ki ne olduğunu bile anlamadım. Yanlış bir şey mi söyledim. Canını yakacak bir şey söylemediğime eminim ama neden bana öyle bakıyordu?
- Be benden mi korktun? Korkuttum mu seni?
Ne yani ondan korkmam mıydı sorun.
- Hayır senden değil kötü bir şey olmasından korktum. Senden korkmadım bana öyle bakma.
- Korkma benden güzelim sakın benden korkma. Ben yanındayken de hiçbir şeyden korkma.Sesi yalvarır gibi geliyordu. Ondan korkmamdan deli gibi korkuyordu bunu anlamıştım. Ama neden ondan korkacaktım onu anlamadım.
- Ta tamam korkmuyorum.
Ani hareketleri beni öldürecekti bir gün. Bir anda gaza bakınca aklım çıkmıştı. Son hız bir şekilde beni eve bırakmıştı. Eve girdiğimden emin olduktan sonra gazı kökleyip gitmişti.
Direkt kendimi odama atmıştım. Ne yaşadım ben bugün ya ne oldu da aceleyle gitti ki. Mesaj atmıştım ama cevap vermedi aramak ta istemedim. Her ne önemli işi varsa arayıp rahatsız etmek istemedim. En iyisi bir duş almak olduğuna karar verdim.
Duşumu almış saçlarımla uğraşıyordum. Saçımı kurutmayı hiçbir zaman sevmemişimdir. Sadece havlu ile fazla suyunu alıp iki yandan Ayşecik yapmıştım. Evet biraz çocuk gibi oluyor ama olsun. Üstüme de kirazlı pijama takımı mı giymiştim. Biraz ders çalışmam gerektiği için dersin başına oturdum.
Kafamı kaldırdığımda artık beynimin uyuştuğuna emindim. Saate baktığımda saatin çoktan gece yarısını geçtiğini fark ettim. Dört saattir ders çalışıyordum. Arada annemin meyve içecek getirmesiyle ve benim mesaj gelmiş mi kontrollerimi saymaksak baya ders çalışmıştım. Evet hala cevap vermemişti ve gerçekten endişelenmeye başlamıştım. Ama ne yapacaktım ki gerçi ulaşmak içinde pek bir şey yapmamıştım. Sadece bir mesaj atmıştım nasılsın ne oldu yazmıştım. Evet evet içimde fazla merak etsem de dışarı yansıtmıyordum çünkü ben bile alışık değilim bir anda birini merak etmeyi. Ve sanırım içimde kendimi geride tutmamı söyleyen bir dürtü var. Sanırım uyumalıyım artık.
Tam kafamı yastığa koymuştum ki balkonun camının çaldığını duydum. Önce korktum kafamı daha çok yastığa gömdüm ama sonra aklıma Toprak geldi hemen kalkıp perdeyi çektim. Bu ne Ne olmuştu bu çocuğa. Hemen kapıyı açıp koluna girdim çünkü ayakta zor duruyordu.
- Toprak ne oldu sana kim yaptı bunu?
- Beni uyutur musun kiraz çiçeğim…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkutan Aşk
Teen Fiction- artık herkes seviyor beni herkes korktuğundan değil sevdiğinden saygı duyuyor biliyor musun ? - Ne güzel sevindim adına - bir sen sevemedin beni bi sen korkularını yenemedin....