Korkutan Aşk

8.

Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Karşımda yarı baygın dururken gözleriyle de sözleriyle de onu uyutmamı istiyordu. Annem aşağıdaydı. Gece yarısını geçtiği için yanıma gelmezdi ama aşağıya inip ilk yardım çantasını almam gerekiyordu. Benim erken uyuduğumu biliyordu ve bende onun hala uyumadığını gene saçma saban bir dizi izlediğini biliyordum.  Torağı hemen odamda ki koltuğa oturttum. Kim yapmıştı bunu ona ne olmuştu bilmiyorum ama biraz düzeldiğinde soracaktım.
- Beni koltukta mı uyutacaksın kiraz çiçeği.
Ona göz devirip hemen aşağıya indim. Sakin olmalıydım. Annem tamda tahmin ettiğim gibi saçma sapan bir dizinin özetini izliyordu. Adım sesini duyunca hemen bana döndü. Bende esneyerek yanına kadar gittim. Uykumdan uyanmış gibi yapıyordum.
- Anne sen uyumadın mı hala?
- Hayır kızım uykum yok biraz daha izleyeceğim. Sen niye uyandın?
- Susaktım su alıp yatacağım anne sen rahatına bak.
- Zaten öyle yapacağım.
- İyi geceler anneciğim.
- İyi geceler böceğim.
Böceğim diye insan evladı sevilir mi ya?
     Hemen mutfağa gidip ilk yardım çantasını aldım. Şimdi asıl mesele onu yukarı çıkarmakta. Gizlice merdivenin oraya geldim. Neyse ki annem fazla odaklanmıştı diziye. Hemen yukarıya çıkıp kapıyı kilitledim. Toprak aynı bıraktığım gibi duruyordu. Odaya girince bakışlarını bana çevirdi ve o güzel gülümsemesini bana sundu. Adamın ağzı burnu kaysa da gene çok yakışıklı ve tatlıydı. Yanına iyice yaklaştım. İçimde saçma sapan bir his vardı sanki onun yerine ben dayak yemişim gibi canım yanıyordu. Onu düşünemiyorum bile.
- Canım yanmıyor leyla bana öyle bakmayı bırak.
- Aman sana da nasıl baksak suç bakmıyorum dahada.
- Aşkla bakarsan sıkıntı olmaz güzelim.
- Öf şu haldeyken bide benle uğraşma. Pansuman yapalım yaralarına.

Kafamı kaldırıp tekrar suratına baktım. Yüzü gerçekten kötü haldeydi. Kaşı patlamıştı dudağında da kanlar vardı. Gözünün biri morarmıştı. Kaşı da patladığı için yüzü de kan içindeydi. Aynı zaman da ellerinin boğumları da kızarmış ve morarmıştı. Ne yapmıştı bu ne işler dönüyordu. Ben onu incelerken oda beni izliyordu. Islak bir bez aldım elime önce yüzünü temizlemeliydim.
- Biraz canın yanabilir.
- Sen canımı yakmazsın. Yaksan bile verdiğin acıda başım üstüne. Of diyenin canı çıksın.
Bir şey diyememiştim. Elimi yüzüne yaklaştırdım ve yavaş yavaş silmeye başladım. O bana öyle dikkatli bakıyordu ki elim titriyordu heyecandan. Yavaş yavaş canını acıtmadan yapmaya çalışıyordum. Oda dediği gibi hiç of demiyordu. Yüzünü temizleyip kaşına   bant yapıştırdım. Dudağını temizlemeye geçmiştim ki nefes alışverişi hızlanmaya başlamıştı. Benimde nedensiz bir şekilde öyleydi. Fazla heyecan yapmıştım sanırım.
    Yüzünü halledip ellerine geçmiştim. Ben işimi özen ve dikkatle yapıyordum ki bir anda bana
- “Çok güzelsin kiraz çiçeği.”  Dedi.  Donup kalmıştım bir an içim titredi. Ne bu bende ki heyecan anlamıyorum ki sanki ilk defa iltifat alıyordum.  Yüzüm kızarmıştı muhtemelen çünkü yanıyordu.
- Utanınca da çok güzelsin.
Ay bu çocuk beni öldürecekti yakında.
- Utandırman bittiyse anlat bakalım.
- Ne anlatayım.
- Neden bu haldesin.
- Bu konuyu sonra konuşsak olur mu?
- Nedenmiş o
- Çok yorgunum leyla uyumak istiyorum.
- İyi uyu o zaman. Sana battaniye ve yastık vereyim.
- Burada mı uyuyacağım?
- Evet ben koltukta uyuyamam ve yarın dersim var uyumak zorundayım.
- Peki
Ona çekyatı hazırlayıp bende yatmıştım. Bakışlarından rahatsız olduğum için ona arkamı dönerek yatmıştım ki yanımda bir ağırlık hissettim. Daha ne olduğunu anlamadan kolunu belime sarıp beni kendine çekmiş ve burnunu saçıma gömmüştü.
- Se sen ne yapıyorsun
- Seninle uyumak istiyorum. Sadece sarılıp uyumak istiyorum. Sana ihtiyacım var leyla lütfen izin ver seninle uyuyayım. Uyuyayım mı?
- Hı hı
- İyi geceler kiraz çiçeği.
  İtiraz etmem gerekiyordu yeni yeni tanıdığım biriyle uyumamalıydım. Ama yapamadım sanki ondan çok benim ihtiyacım vardı onunla uyumaya. Kendime de ona da izin vermiştim bu gece için. Sonrasında pişman olacaksam da şu an gerçekten huzurluydum.