My You [JİKOOK]

୨46୧

⋆ ˚｡⋆୨୧˚

20.47

Jungkook,dakikalardır kısa bedeni bekliyordu.Mutfaktaydı ve taktığı eldivenlerle dana etini kesiyordu.Yemek yapmakta çok iyi değildi ama hobisi olduğu için yatkındı.

"Uyudun mu yine?" bıkkın bir tınıyla yakındı.Etin kesimi bittiği için bıçağı bırakarak eldivenleri çıkarıp çöpe attı.Sonra ellerini yıkayarak kurulayıp mutfaktan çıktı.

Jimin'in odasına yönelirken yüzünde sıkılmış bir ifade vardı.Odanın önüne geldiğinde aralık kapıyı gördü.Tıklatmak için elini kaldırdığı sırada merakına yenik düşerek öne eğilip içeri baktı.

Kısa beden,son derece geniş tişörtü giymiş eğlenen bir yüz ifadesiyle boy aynasının önünde sağa sola yan dönüyordu.

Gerçekten tişört ona boldu.Üst bedeni küçücük kalmıştı,etekleri uyluklarını yarılamıştı.Kendisi giyse pazılarına takılıp yukarı çıkmayacak kolları Jimin'in dirseklerini geçmişti.

"Patates gibi oldum." kendine yaptığı özeleştiriye kıkırdayıp elini karnının üzerine koyarak kasıklarına doğru indirip şişkinliği ortaya çıkardı.

Jungkook,tebessümle onu izliyordu.Gerçekten onu sıkan ve bunaltan kişi aynı zamanda güldüren,gülümseden detaydı.

En sonunda dayanamayarak ifadesini düz bir hale sokup boğazını temizleyerek kapıyı tıklattı.Jimin,yerinden sıçrayarak arkasına döndü.Rahat bir kıyafetin mutluluğu ve kızıyla ilgilenmenin verdiği huzurla evde yalnız olduğunu bile unutmuştu.

"Gelmeyi düşünüyor musun?" kapıyı açarak olduğu yerde sordu uzun beden.

Jimin,elini karnında çekip başını sallayarak onu onayladı.Alnına düşen uzun saçlarını hissetti.

"Dalmışım...toka alıp geliyorum." diyerek komidine yöneldi.

Uzun beden,kısa bir homurtuyla arkasını dönüp uzaklaşırken Jimin,komidinin ilk çekmecesini açıp siyah bir toka aldı.O esnada gözüne çarpan çoklu iplerle tasarlanmış siyah bilekliğini gördü.Hevesle alıp taktı,sonra tokasıyla saçını toplayabildiği kadar toplayıp odasından çıktı.

Pıtı pıtı mutfağa giderken fazlasıyla rahat hissediyordu.Vücudunun tişörtün içinde adeta süzülüşü onu mutlu ediyordu.Karnını sıkmayışı,göğsünü daraltmayışı onu bunatmıyordu.

Mutfağa geldiğinde girmeden önce eğilerek içeri baktı.Jungkook,dana etini yıkıyordu.Memnuniyetle gülümsedi ve içeri girdi.

"Sen Bulgogi yiyor musun?" yavaş yavaş uzun bedene yaklaşırken sordu.

Jungkook,ona bakmadan başını sallayarak olumlu bir mırıldı çıkarıp mutfak dolabından tavayı aldı.

Jimin,onun hareketlerini pinpon topu izleyen kedi gibi göz kırpmadan izlerken dakikalar sonra sıkılmış ve oturduğu sandalyede oflamaya başlamıştı.

"Yine ne oldu?" diyerek sordu Jungkook.Dakikalar önce sosuyla marine edilsin diye dolaba attığı dana etinin kızartma kısmı için soğanları kesiyordu.Gözleri yandığı için kaşları çatıktı ve memnuniyetsizliğinden sesi sert çıkmıştı.

"Şey...sıkıldım." sakince konuştu Jimin.Karnının üstüne koyduğu ellerine bakıyor,parmaklarıyla oynuyordu.

"Onu anladım zaten.." saniyesinde kısa bedene cevap vererek konuşma hevesini yerle bir etti Jungkook.Asla onun yüzüne bakmıyor,görünmezmiş gibi işine odaklanıyordu.Ki bu onun yapısıydı,önünde bir iş varsa odağı kesinlikle o işte olurdu.

Jimin,sessiz kalarak dudaklarını öne doğru büzdü.Hormonlardan ötürü alınganlıkla rakip tanımıyordu.Huysuz huysuz kirpiklerinin altından uzun bedeni izledi.Bir müddet sonra dayanamadı ve masadan destek alarak ayaklandı.

"Bende Bibimbap yapacağım." kararlılıkla konuşup Pilav Pişiriciye ilerledi.

Jungkook,ilgisini çeken konuyla başını kaldırıp mutfağın bir tarafından diğer tarafına paytak paytak giden bedene baktı.Sessiz kalarak yan bir sırıtmayla işine devam etti.

Kısa bedenin oyalanması daha iyi olurdu.Zira dolaba attığı et bir saate yakın bir marine zamanına sahipti,o yüzden yarım saatte yapılacak olan Bibimbap onun yararına olurdu.

Hatrı sayılır bir zamandan sonra Jimin,pişen pilavı kaselere almış salçaları,sosları ve geriye kalan yan malzemeleri koymuştu.Sadece omletler kalmıştı.Tavayı çıkararak ocağa koydu ve yağ şişesini eline aldı.

Masada oturmuş elini çenesinin altına yaslayarak onu izleyen uzun beden aklında bile değildi.

Aklına koyduğu işte azimliydi.Müstakbel eşi gibi..