୨57୧

1.8K 271 170
                                    

Okuduğunuz üzere Jungkook yavaş yavaş aşka kapılıyor..Ama Jimin bunu söylemem biraz zaman alacak.

Kendisi kırgın ve haklı..ve geçmiş bölümlerde yediği hakaretleri unuttuğunu asla belirtmedim.Hep üstüne basıp vurguladım.

Seme beyimiz biraz sürünecek🌻

⋆ ˚。⋆୨୧˚

02.48

Jimin,karnının altındaki ince sızıyla yüzünü buruşturup bıkmışlıkla başını yastığa bastırırken tatlı uykusundan sıyrıldı.

Gözlerini aralayarak bayık bayık birkaç kez kırpıştırırken kalın belini sarmalamış kolları berraklaşan algılarıyla kavrayabilmişti.

Arkasındaki bedeni uyandırmak istemediğinden başını eğip geniş ellerin bileklerini kavrayarak ayırmaya çalıştı.Denemeleri her defasında başarısız olurken kaşlarını çatarak ofladı.

"Hyung?" elini kaldırarak arkasına attı ve kaslı pazıyı patpatladı.

"Uyan." sızlanarak bacaklarını sert baldırların arasından kurtarmaya çalıştı.Jungkook,resmen onu sarıp sarmalamıştı.Hiçbir şekilde kurtulması için bir açık yoktu.

"Uyanır mısın?Hyung?" zor bir durumda olduğu için her seslenişinde sesi yükselip ve hareketleri hoyratlaştı.Arkasındaki beden,uyanmadı.Pes ederek uyuşan kolunu önüne çekip karnındaki ellere baktı ve huysuzca alt dudağını ağzına alıp emdi.

"Peki,başka bir yol denemeliyim.." derken,kendinden emin bir şekilde elini karnındaki ellerin üzerine koyup küçük küçük cimciklemeye başladı.

"Pa..pu..paa." parmak uçlarına aldığı deriyi her kavrayıp sıktığında memnun mırıltılar çıkarırken sırıtıyordu.

"Puu..-" karnındaki el hışımla ondan uzaklaşırken arkasındaki beden hareketlenmişti.

"Ahh-ne oluyor..elim." uzun beden,yüksekten düşmüş gibi sıçrayarak uyanırken elini havaya kaldırıp uykulu gözleriyle incelemişti.

Jimin,onun korkudan gevşemiş bedeninden faydalanarak bacaklarını çekip doğruldu ve ayaklanmadan önce gece lambasını açıp ona döndü.Ani hareketlerinden dolayı kendisine şaşkınca bakan bedene sinirli bakıyordu.

"Arkamı destekle demiştim,sarmaşık gibi vücuduma yapışmışsın." derken,zor durumda olmasına rağmen huyunu kurutmadan laf yetiştirme peşindeydi.

Jungkook,onu azarlayan bedenin ne sözlerine ne de sinirine takılmıştı.Uykulu olduğundan ötürü gördüğü tek şey uyanmış bir melekti.Dağılmış uzun siyah saçları,pempeleşmiş yanakları,şişmiş dudakları..mimiklerini germesine rağmen sevimli duruyordu.Özellikle gri tişörtünün ön eteklerini havada tutan şişik karınla meyhoşça sırıtarak başını yastığa koydu.

"Melek misin sen?Yoksa bebek mi?" kapalı gözleriyle hayran hayran mırıldanırken yanağını yastığa sürterek sinmiş yumuşak kokuyu soluyordu.

Jimin,ciddiye alınmadığı için burnundan soluyarak arkasına dönüp büyük(!) ve hızlı adımlarla -yürümeyi yeni öğrenmiş yavru bir penguenden farksızdı- lavaboya ilerledi.Gittikçe büyüyen bebeği mesanesini tekmelemeden duramıyordu.Karnından ötürü idrar kesesindeki baskı onu sık sık lavaboya gitmeye mecbur kılıyordu.

My You [JİKOOK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin