⋆ ˚。⋆୨୧˚
12.04
Jimin,tedirginlikle birbirine geçirdiği parmaklarını sıkıp bırakırken alt dudağını dişleyerek eziyet ediyordu.Jungkook'un böyle bir karar almasını açıklamasına rağmen hala endişeliydi.
Göreceği kişiyle bir yakınlaşması olmuştu ki bunu ayrıntılarıyla değil yüzeysel kelimelerle Jungkook'a aktarmıştı.Öyle ki Mingyu'nun bu ayrıntıları açık edeceği düşüncesi tedirginliğini ikiye katlıyordu.
Kulaklarına ulaşan zil sesiyle ellerini hışımla ayırıp avuçlarını koltuğa bastırırken ayakta duran arkası dönük uzun bedenin sesli nefesini işitti.Onun duygularını düşünemiyordu,en yakın arkadaşı ve kızının babası ön sevişmeyle yakınlaşmıştı.Korkunçtu.
Jimin,yavaşça ayaklanırken karnının üstüne sıkışmış triko kazağını aşağı çekiştirip derin bir nefes aldı.Ardından salona giren çalışanın sesini duydu.
"Efendim,Bay Kim geldi." yaptığı bilgilendirmeden sonra saygıyla eğilip çıkarken içeri giren yapılı bedenle nefesini tuttu Jimin.
Mingyu,arkadaşını görmenin verdiği sevinçle gülümseyerek ona ilerleyecekken arkasındaki bedeni görünce ifadesi buz tuttu.Gözleri şaşkınlık ve anlamsızlıkla genişlerken irisleri iyiden iyiye belli olan şiş karna değdi.
"Sen.." diyerek zar zor konuştu.Kısa beden gözlerini indirerek başını eğdiğinde Mingyu parmağını kaldırıp onu gösterdi.Başını arkadaşına çevirirken Jungkook,kafasını sallayarak konuştu.
"Biliyorum.." dedi,arkadaşının şaşkın gözlerinden bile ne diyeceğini anlamış gibi karşılık verdi.
"Otur,konuşacağız."Uzun beden,koltuğu göstererek arkasına dönüp Jimin'e oturması için destek oldu.Kısa beden,utancından kaldıramadığı başıyla dudaklarını birbirine bastırırken oturduğu yerde Jungkook'a doğru kaydı.Sığınacak başka kimsesi yoktu,şimdilik.
"Seni çok aradım.." dedi,Mingyu.Beyni hala allak bullaktı.Otururken bile koltuğa nasıl ulaştığını anlamamıştı.Aylar önce yakınlaştığı kişi şiş karnıyla en yakın arkadaşının bitişiğindeydi.
"Neden aradın?"
Jungkook,düz sesiyle tek kaşını kaldırmıştı.Cevabını biliyordu çünkü çocukluk arkadaşının her huyundan haberdi.Jimin'i araması için tek bir sebep vardı.Ona iyi bir gece vermiş olduğuydu,Mingyu onu tatmin ve memnun eden kişilere ikinci bir şans daha verirdi.
Düşünceleriyle birlikte dilini yanağının içine bastırıp dışarıdan tekinsiz bir görünüme büründü.Arkadaşı,müstakbel eşini arzulamıştı.
"Yani.." dedi,gevşek bir yan gülüşle.
"..bilirsin beni."Jungkook,kaşlarını kaldırıp indirerek imayla başını aşağıya doğru birkaç kez salladı.Bir an kanı kaynamıştı,burnundan soludu.
"Jimin,benim kızımı taşıyor Mingyu." dedi,bariton bir sesle.Arkadaşının bundan sonra söyleyeceklerini iki kez düşünmesini hatırlamalıydı.Bu kelimler belli bir sınır olmuştu.
"Ne.." dedi,şok içerisinde kaşlarını çattı.Duyduğu cümle saçmalık ötesi gelmişti.
"Jungkook,emin misin?"Jimin,gözlerini sıkıca kapatarak yutkundu.Bu hakaret gibiydi.Göz kapaklarının altında birikmeye başlayan sıcak yaşları hissediyordu.
"Düzgün konuş.." dişlerinin arasından öfkeyle tısladı.
"..tabii ki eminim." net bir sesle devam etti.Mingyu,arkadaşından böyle bir tepki beklemediği için birkaç saniye yan yana oturan ikiliye bakıp ardından alayla gülüp arkasına yaslandı.