20. KARŞILAŞMA

952 99 25
                                    


Keyifli okumalar!!! Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmalım🤍



20. BÖLÜM: KARŞILAŞMA

Selin'in anlatımından devam..


Dört saat.  Dört saat olmuştu burya geleli, dört saattir bilmediğim bir şehirde, her şeyini bildiğim adamın yanındaydım.
Volkan'la sabah komutanıyla olan konuşmamızdan sonra yanından ayrılıp beni kafeteryaya getirip kahvaltımı hazırlamıştı. Hazırlamıştı derken gerçekten kendisi hazırlamıştı, orada görevli olan askerleri çıkartıp kendi hazırlamıştı.

Güya benimle konuşmuyordu.
"Onlar senin ne yiyip yemediğini bilmez, sonradan sızlanma diye ben hazırladım." Demişti, yerseniz.

Bana çok kırgındı bunun net bir şekilde farkındaydım. Ama onunda benim tereddütlerimi görmesi gerekiyordu.

Şimdi ise Volkan bir bahane bulup yanımdan gitmişti. Benimle konuşmaktan kaçıyordu, halbuki bu bir buçuk ay içerisinde kafasını toplamıştır diye düşünmüştüm. Bense bu bilmediğim yerde ne mi yapıyordum?  Kargâhın arka bahçesinde koşu yapan askerleri izliyordum. Onları izlerken içim kayıyor muydu? Allah var kayıyordu. Yaklaşık on asker üzeri çıplak bir şekilde koşuyordu hemde oturduğum yerde, gözümün önünde!

Kaslı ve terli vücutlarını göz önüne sermiş, alanın içerisinde koşuyorlardı. Bu manzara için kim bilir kaç kız ne kadar para yatırırdı. Bahsi ben açardım o kesin.

Koşu yapan askerlerin kenarında duran üniformalı bir adam vardı. Yüksek ihtimal onların komutanıydı, askerler koşarken komutanı bağırarak bir şeyler söylüyor askerler ise söylenene bağırarak aynı ağızdan cevap veriyordu.

Komutan ellerini belinin arkasında birleştirip tekrar bağırdı. Onları net bir şekilde duyabiliyordum.
"Tanrı kızlar yaratmış!"

Askerler koşu hızını düşürmeden aynı ağızdan cevap verdiler. Tıpkı koro gibi.

"Erlere satmak için!"

Kaşlarımı çatıp sırtı bana dönük olan komutanı daha dikkatle incelemeye başladım. O sırada tekrar bağırdı. "İnsan büyür beşikte!"

Askerler tekrar aynı şekilde hiç yorulmamış gibi aynı tempoda cevap verdi. "Mezarda yatmak için!"

Oturduğum yerde dikleşip farkında olmadan ayağa kalktım. Bana dönük sırt ağır hareketlerle yan tarafa doğru hareket etti. İlk önce o sertç çehre, sonra o güzel yüzü... Bu Volkan'dı.

"Ve kahramanlar can verir!"

Askerlerin yüksek çıkan sesleri bu cümlede daha fazla yüksek ve tok çıkmıştı. Tüylerim diken diken olmasını sağlayacak kadar.

"YURDU YAŞATMAK İÇİN!"

~

"Buraya gelmemeliydin." Aramızda ki o uzun sessizliğin ardından tok sesi sanki bütün bahçeyi doldurmuş gibiydi.

Elinde ki beresini sıkı sıkı tutuyordu.
Onun aksine, "Buraya daha önce gelmeliydim." Dedim. Sözlerim dudaklarına ufak bir tebessüm yerleşmesine sebep olmuştu. "Selin şu an ne diyeceğimi, ne konuşacağımı bilmiyorum. Henüz kafamı toparlayamadım. Eğer konuşmaya başlarsak her şey ağızımdan öylesine çıkacak.."

"Biliyor musun. Aslında insanlar kavga esnasında ağızından çıkan sözler, sakince oturup düşündüğünde içinden geçen gerçek hisleri olurmuş."

Volkan bu sözlerime anlam veremeden dinledi. Onun bu hali tebessüm etmeme sebep olmuştu.
"Ağızından çıkan her kelimeyi zihnime kazıyacağım. Sakince oturup düşündüğünde aklından geçen kelimeleri anlamak için."

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin