6. YOLCULUK

2.9K 244 71
                                    


Bölüm gecikliği içim kusura bakmayın keyifli okuamalarr💕

(Bölüm düzenlemesi yapılmadı.)

6. BÖLÜM: YOLCULUK

Melike Şahin~ Sarıl Bana
Yüzyüzeyken Konuşuruz~ Sen Tutun Bana




Çarşafımı dudaklarımın hizasına kadar çekip yatakta ters döndüm. Ne yapacaktım? Cihangir'e unut demiştim ama hatırlıyordu. Unutmasını söylemiştim çünkü... Bizden olmazdı. Cihangir ve ben olamazdık. O kendini tamamen kızına adamıştı, hayatına birini almak istemiyordu. Beni sevmesini istiyordum ama bir yandan da şu an beni gördüğü kişi olarak kalmak istiyordum. Cihangir zor bir adamdı. Onunla yapabilir miydim bilmiyordum, ama ona güvenmekte istiyordum. Hayatım sürekli bu ikilemde kalacaktı. Cihangir bana şu an hangi gözle bakıyordu bilmiyordum ama o benim gözümde hep aynı kişi olarak kalacaktı.

Masal vardı.

Masal'ı olmayan kızım gibi seviyordum. Onu gerçekten çok seviyordum. Dalgalı saçlarını, gülümsemesini, kahkahasını, konuşmasını, sevimlilik yapmasını, yeşil gözlerini. Yeşil gözleri . Ama içimde bir korku vardı. Bizden olsa bile ileride bir yerde patlak verecektik. Sonunda üzülen kişinin ben olmasını da istemiyordum. Bu yaşıma kadar üzülen, ailede dışlanan kişi sadece ben olmuştum. Daha fazlasını kaldıramazdım. Sevilmemeni nasıl bir his olduğunu bir kişi sayesinde net bir şekilde hissetmiştim. Sadece sevgi değil, nefret duygunu da bana damarlarıma kadar hissettirmişti o kişi. Bugün yarın ölse arkasından üzülürdüm, çünkü onun sevgisini hissetmek istiyordum. Çocukluğumda bana vermediği sevgiyi abime verirken ben hep yan tarafta olan kişi olmuştum. Salak gibi de düşünürdüm bir de, çocuk yaşımda ben ne yaptım da benden bu denli nefret ediyordu? İnsan büyüyünce anlıyormuş gerçekleri. Keşke hiç büyümeseydim.

"Berivan kendini yatağa mı çiviledin? Kızım kalksana şu yataktan?"

Annem birden odama girip balkonuma doğru yürüdü. Perdeleri açacağını hissettiğimde yatakta doğruldum. "Dur açma!" dememe fırsat kalmadan annem pereyi iki yana doğru hızla çekti. Güneş görmüş vampir gibi çarşafı başıma kadar çekip güneşten kaçındım.

"Kızım hasta mı oldun? Dünden beri garipsin. İyi misin kuzum?" annem endişeyle yanıma doğru gelip yüzümü örttüğüm çarşafı aşağıya indirdi ve elini alnıma yasladı. "Anne bu hava da ne hastalanması? Halsizim sadece."

Alımda ki elini ittirdim.

"Dur anne ben onun keyfini yerine getiririm."
Abim bütün haşmetiyle odama girince gözlerimi devirip kendimi yatağa bıraktım.
"Cidden bu sabah..." Yatağım birden sarsıldığında irkildim. "Ne oluyor be?"

"Koğuş kalk!"

Elimin altında ki yastığı abime fırlattım. "Abi bi sal beni. Giymişsin hadi işine git."

Annem yanımdan kalktı. "Kaldır Berivan'ı yataktan sonra ikinizde aşağıya inin babanız bir şey diyecek sizlere."

Abimle ben annemin arkasından kuşku dolu gözlerle bakarak çıkmasını izledik. Annem çıkınca abimle göz göze geldik. "Ne söyleyecek ki babam?" diye sordum.

Abim omuz silkip yatağımın üstüne atladı.
"Ya abi! Yatağımı kıracaksın!" Karnımın üzerine gelen kolunu geri ittirip onu yataktan atmaya çalıştım. Kıpırdamak bile kıpırdamıyordu yerinden hayvan.

Abim aklıma bir şey gelmiş gibi sırıtıp sırtını yatağa yasladı. "Ah Sedef belediyenin sayfasına çıkmış yine." Gülmeye başlayıp cebinden telefonu çıkardı.

SAUDADEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin