Four

66 14 25
                                    

Yazardan

Gece, Ay'ın varlığı ile birazda olsa aydınlanırken Hongjoong odasının camından tek bir noktaya bakıyordu.

Kafasındaki kırk tilki vardı ve hepsi birbirinden kaçıyor, kuyruklarını raflara çarpıp düşünceleri yere düşürüyorlardı.
Yıllardır olduğu gibi. Ve Hongjoong inatla topluyordu dağılan, yere saçılan her şeyi. Düzenli değildi ama topluyordu, düzenlemiyordu; benliğinin rafından, çekmecelerinden içeri tıkıştırıyordu.

İyi mi yapıyordu kötü mü orası tartışılırdı ama gittiği yere kadar böyle devam edeceğini de biliyordu.

Kimseye anlatamazdı, anlatsa bile zarar görürlerdi.

Dört yaşındayken ünlü bir iş adamına satıldığını kimse bilmiyordu. Vaftiz babası olduğunu sanıyorlardı, medyaya da öyle yansımıştı. Ve sekiz yaşındayken babası öldüğünde, tüm velayeti üvey babası olan Bay Kim almıştı. Hongjoong'a kendi soyadını vermeyi de ihmal etmemişti.
Hongjoong aptal bir çocuk değildi. Aldığı eğitimler onu daha da geliştirmiş, zihnini daha ölümcül hale getirmişti.

Uyuşturucuya maruz kaldığında ise henüz on yaşındaydı. Taciz edilip vücudundan nefret ettiğinde... olanları herhangi birisine anlatırsa 'aynı babası gibi ölecekleri' tehditi beynine kazındığında...

Biraz daha büyüdüğünde bilgisayarda kendi iradesi dışında çekilmiş olan müstehcen videolarını bulup bunları kanıt olarak kullanabileceğini düşünerek evden kaçtığında on altı yaşındaydı. Polisler, Bay Kim'den rüşvet alarak olayı örtpas ederken Hongjoong'a porno yıldızı muamelesi yaptığında...

Son bir yılda olaylar daha da değişmişti.

İş seyahati sırasında üvey babası ile yurtdışına gittiğinde hiç beklemediği bir tutumla karşılaşmıştı...

Sonrasında salmıştı zaten her şeyi.

Hongjoong bu hayattan kurtulamazdı.
Bataklıktan çıkamazdı. Kurtulmak için birisine elini uzatsa onu da bataklığa çekerdi... Ona aşılanan en başından beri buydu.

Öğrenilmiş çaresizlik tam olarak Hongjoong'tu.

'Hindistan'da filler eğitilmek için bebekken kalın bir zincirle kazığa bağlanır ve kaçması engellenir. Bebek fil kaçmayı defalarca dener, fakat kendisinin zinciri koparmaya da çiviyi sökmeye de gücü yetmez. Yıllar geçer, bebek fil büyür ve hala zincire bağlı şekilde bekler.' Gücü olmasına rağmen...

Çok çabalamıştı ve boğazına kadar batmıştı.
Ne kadar çabalasa o kadar pislenmişti.

Bay Kim, Hongjoong'u takip ettirsede oğlan kafasına taktığında izini kaybettirebiliyordu.

O an istediğini yapabiliyordu ama eve döndüğünde ne ile karşılaşacağını da biliyordu.

Şimdi yine o zamanlardaydı.

İzini kaybettirmişti yine dün akşam. Juyeon ile buluşmuş, daha önce hiç yapmadığı bir şey yapıp onu yarışına götürmüştü.

Eve bırakmış ve içeri davet edilmesi üzerine gözleri parlayan çocuğu kırmayıp salonda biraz sohbet etmişlerdi.

Ve kötü olan şey şuydu ki, tam şu an yine Juyeon'a gitmek istiyordu.

Cars, Drugs and Curse :: SeongJoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin