2. Bölüm

5.3K 119 33
                                    

Etrafıma baktığımda kimseyi göremedim. Okul daha kapanmazdı. Tuvalete gidip üstüme dar bir bluz geçirdim ve birkaç fıs parfüm sıktım saçım da düzeltince tamamdım. Tuvaletten çıkıp hızlıca yürümeye başladım. Okul çarşıya biraz uzaktı fakat sorun değildi. Yürüdüm. Yürüyordum da ama sanki biri beni izliyor gibi hissediyordum. İzlenilmişlik hissiyle dolup taşıyordum hatta. Arkamı dönüp baktığımda bir kedi vardı sadece. Eğilip kafasını sevdim. "Sen miydin beni bu kadar korkutan?" Çantamı önüme aldım ve hızlıca mama dolu poşeti çıkardım. Kediyi kaldırım kenarına yaklaştırıp biraz mama döktüm ve yoluma devam ettim. Tam o sırada o hisse bir kez daha kapıldım. Bugün ben de bir tuhaflık vardı.
Sonunda çarşıya geldiğimde cebimden telefonumu çıkardım. Miraç'ı arayıp nerede olduğunu sordum. Dediği kafeye girip kendime bir bardak soğuk kahve aldım ve üst kata çıktım. Beni gören Miraç ayağa kalktı. Bardağı masaya koydum ve sıkıca Miraç'a sarıldım. 1.65'lik boyumla 1.90 Miraç'ın çocuğu gibiydim. İkimiz de oturup havadan sudan sohbet ediyorduk.

Emre

İstiklâl Marşı okunduktan sonra Nefes'i izledim. Sedefle 10 dakika boyunca konuşmuşlardı ve Sedef sonunda gitmişti. Fakat Nefes içeri girmişti. Ne yapacağını çok merak ediyordum. Bu yüzden onu izlemeye karar verdim. İçeri girince üst kattaki tuvalette gördüm onu, hafif aralıklı kapıdan izledim. Üstünü değişmişti. Kahretsin kaçırmıştım. Çantasından bir de parfüm çıkarmıştı. Parfümü aklıma kazıdığımdan emin oldum kendimce. Nefes çıkacakken arkamı dönüp gidiyormuş gibi yaptım. Merdivenden inmesini bekledim. Bahçeden çıktıktan sonra da takip etmeye başladım. Bir ara yolun ortasında durup kediye mama verdi. Onun bu ince düşüncesi fazlasıyla hoşuma gitmişti. Onu izlediğim diğer günlerde de bazen kedilerle ilgilenir onları sever ve mama verirdi. Ben Nefes'i bir kez değil birçok kez izlemiştim. Bazen yağmurlu havada kulaklığını takıp müzik dinleyerek giderdi. Bazen arkadaşıyla yemek yerdi. Bazen ise evinin yakınındaki parkta kitap okurdu. Bazen kendince kahkaha atardı tuhaf bir kızdı ve her genç kız gibi değildi. Yaşıtlarından daha farklıydı. Kendi kendine konuşurdu. Biraz sakardı. Onun farklı olması onu daha çok arzulamama sebep oluyordu. Nefes sonunda çarşıya geldiğinde bir kafeye girdi. Kafenin içine kadar girip girmemek konusunda çok arada kaldım fakat ona olan takıntım kafeye girmemi söyledi. Kafeye girdiğimde kendine soğuk kahve aldığını gördüm. Bunu çok sık yapardı. Her zaman soğuk kahve içerdi. Genellikle karamelli tercih ediyordu. Üst kata çıkmıştı daha fazla dikkat çekmek istemediğim için tekrar döndüm. Fakat dışarıdan teras gözüküyordu. Yaklaşık 1.90 boyunda sarışın bir çocukla sarıldığını gördüm. Sinirden delirmek üzereydim çünkü onu kendimden sakınırken bir başkasıyla görmeye dayanamıyordum.

Nefes

Sonunda Miraç ile ayrılıp eve gitmiştim. Bir şeyler yemiş ve uzanmıştım. Tam uyuyacakken telefonum titremeye başladı. Hayır yani neden tam uyuyacağım sırada titrersin ki? Kendi kendime söylenerek telefonu aldım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti. Kalbim korkuyla atmaya başlamıştı bile. Neden korktuğumu ben de bilmiyordum. Mesaja tıkladığımda kısa bir paragraf yazılmıştı.
"Nefes merhaba ben Altay hocan. Edebiyat sorumluluğundan yine kalmışsın yarın sabah okula gelirsen geçmen için sana yardımcı olurum. Eğer bu sınavı geçemez isen sınıfta kalacağını hatırlatmak isterim."
Altay hocam. Teşekkür ederim, gece gece korkudan öldüm. İç çekip cevap yazmaya başladım.
"Yarın cumartesi, tatil yani. Pazartesi halletsek olmaz mı?" Yazıp gönderdim. Ne gerek vardı ki yani? Anında cevap geldi.
"Olmaz. Yarın istediğin saatte gel."
"Gece 03.00 olmaz mı hocam?" Dedim ve yolladım.
"Gece 03.00 da napacağız Nefes?" Espriden de anlamıyor e ben kendimi mi keseyim şimdi?
"Saçmaladım hocam boşverin." Yanlış anlamasın da şimdi, bir de bununla uğraşmayayım.
"Farkında olman güzel."
"Teşekkür ederim."
"İyi geceler Nefes. :)" Neden bu aptal gibi gülen şeyi koyuyor ki! Sinir oluyorum buna. Salak gibi gülüyor!
Telefonu yastığın altına koyup ayağa kalktım. Odanın ışığını yaktım. Ve kitaplığıma doğru ilerledim. Okumadığım kitaplarımın olduğu yerden rast gele bir kitap aldım. Gülsen Kılıçaslan'ın Deli kitabıydı. Bu kitabı konusu için merak edip almıştım. Kitabı yatağa koyup mutfağa gittim ve kendime bir çikolatalı süt ile kek aldım. Gece gece hiç iyi değillerdi ama olsun.
...
1 saattir kitap okuyordum ve sonunda uykumun geldiğini hissetmiştim. Kitap fazlasıyla sardığı için bugünlük bu kadar yeterliydi. Bir kitabı çok sevince onu bitirmemek için elimden geleni yapıyordum. Kitabı yanımdaki komodine koydum. Yastığımın altındaki telefonu aldım. Gelen birkaç mesaja cevap verdim. Miraç ve annem aramıştı fakat ikisine de uyuyacağıma dair bir mesaj atmıştım. Mesajları atıp uykumun kaçmasına izin vermeden hemen uyudum.

Eğer buraya kadar okuduysan sana teşekkür ederim. Yorum yapmana gerek yok fakat vote vermeni çok isterim. Hikâyenin devamı gelecek, emin olabilirsin. Eğer beğenmediğin bir nokta olursa bunu duymak isterim. Şimdilik keşfedilmediğim için kitap biraz daha tutana kadar sık sık bölüm atacağım. İyi okumalar. :)

Zaaf // VPN ile erişim sağlayın! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin