MÂLUM SAHNEYİ SONUNDA YAZDIM AMA SİZDEN BİR RİCAM VAR. LÜTFEN BU BÖLÜM JUNGKOOK'UN AJANLIĞINI BİR SÜRECİK UNUTUN VE BÖLÜME ODAKLANIN 😭🙏🏻
O zamaaan iyi okumaalarr ✨
🔞
Şehvetle parıldayan gözler ve ıslatılmak için bekleyen kuru dudaklar.
Kısık, düzensiz solukların arasından taehyung'a bakmaya devam etti jungkook. Adamın gömleğinin açıkta bıraktığı tenine, çıkık köprücük kemiklerinde gezindi irisleri. Esmer adamın dar pantolonunun sardığı kaslı, aralık bacakları çok tapılası görünüyordu. Yutkunma ihtiyacı hissediyordu. Bu yüzden de yavaşça yutkundu.
Jungkook sarhoş değildi, aradan vakit geçmişti ve tamamen kendindeydi. Ne başı dönüyor, ne gözü kararıyordu. Az sonra söyleyeceği şeyler tamamen bilinçli bir şekilde çıkacaktı dudaklarının arasından. Kendini belki de hiç bu kadar emin hissetmemişti.
"Anlamadım?" diyerek konuştu taehyung, çocuğa bakmaya devam ederek. "Bu ne demek oluyor?"
Jungkook usulca ona doğru ilerledi ve tam karşısında durdu. Bacakları titriyordu. Ama bu korkudan veya telaştan değildi. Sebebi gayet açıktı ama bunu kendine itiraf edemedi. Taehyung'un bacağından birine kalçasını koyarak oturdu, oraya yerleşti.
"Taehyung." dedi, titrek bir sesle. "Ben seni istiyorum. Sana ait olmak, bütün bedenimle seni hissetmek istiyorum." Yakasından tutmuş ve esmer adama doğru bir kedi gibi yanaşmıştı.
Taehyung çocuğun sözleriyle şaşırdığını, aynı zamanda da içinde ona karşı hissettiği deli gibi özlemin yeniden yeşermeye başladığını hissetti. "Bebeğim, benim olman için illâ bunu yapmamız gerekmiyor ki. Sen her şeyinle bana aitsin zaten."
Jungkook bu sözlerle içinin ısındığını hissetti, gülümsedi. Ama kararından dönmeye niyeti yoktu. "Biliyorum. Ama seni istiyorum, taehyung. Lütfen. Benim," derken bir anda sustu. Taehyung, jungkook'un eğdiği başını çenesinden tutarak yukarı kaldırdı ve sorarcasına ona baktı. Jungkook derin bir nefesten sonra konuşmaya başladı. "Kasıklarım ağrıyor, sızlıyor. Rahatsız hissediyorum."
Taehyung yerinde put gibi kalakaldı. Nefesleri sıkılaştı, elini jungkook'un ince belinin etrafına sararak kendine çekti usulca. "Jungkook," dedi keskin bir sesle. "Bunun geri dönüşü olmaz."
Jungkook taehyung'un bu kesin çıkan sesiyle bir an titrer gibi oldu. Hayır, onu istiyordu. O, bu gece olmalıydı.
"Üstelik, sana karşı kibar olmam." diyerek devam etti taehyung. Jungkook kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı. Onun neyden bahsettiğini çok iyi anlayabiliyordu. "Durmam için bana yalvarırsın, anlıyorsun değil mi? Üstelik canın da çok yanacak. Tüm bunları göze alıyor musun?"
Jungkook yüzündeki o keskin ifadeyi bozmadı. Başını olumlu anlamda salladı. "Göze alıyorum." derken taehyung'un bacağından indi ve karşısında dimdik durdu. "Korkmuyorum senden, Kim Taehyung. Bana istediğini yapabilirsin."
Taehyung'un gözlerinin önünden karanlık bir ifade geçti; ardından o dolgun dudakların üzerinde şeytansı, memnun bir sırıtış oluştu. Jungkook birden elini taehyung'un pantolonunun kemerine iliştirdi, gözleri esmer adamın gözlerinde oyalandı. Bu zamana kadarki sevişmelerinde hep taehyung onu memnun etmişti, şimdi bunu o yapmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
agent | taekook
Mystery / Thrillerbabasının zoruyla karanlık işlere bulaşan jungkook, ajan olarak katil kim taehyung'un yanına girer