"Neden çıktın hapishaneden?"
Taehyung'un gelen sesiyle beraber, yutkundum ve bulunduğum yerde iyice küçüldüm. Koltuğun diğer ucunda, dizlerim birbirine çarpacak kadar yakın ve bitişik bir şekilde oturuyordum. Diken üzerinde gibi hissediyordum. Kendimi odaya kapatmak istemiştim ama taehyung yanından ayrılmamı istememişti.
Taehyung'un babası yaşlı olmasına rağmen uzun boylu, yapılı ve göbekli bir adamdı. Taehyung'la nerdeyse aynı irilikte ve büyüktü. Korkunç bir adama benziyordu ama gözleri öyle değildi. Masum ve sakin duruyordu. İri kahverengi gözlerini çevreleyen gözlüğüyle de uyumlu kemikli burnu, ince düz çizgi halinde dudakları ve hafif kirli sakalları vardı.
Babasının hapishanede olduğunu öğrendiğimde içime bir tedirginlik hissi doğmuştu ama o sırada göz göze geldiğim taehyung, bana 'sıkıntı yok' dercesine göz kırptığında biraz rahatlamıştım.
Babasının gözleri kısa bir an üzerimde gezinmiş, ardından yeniden oğluna dönmüştü. "Sebebi gayet açık değil mi?" diye soludu, sesi bir şeyleri ima edercesine süzülmüştü. "İşler hiç yolunda gitmiyormuş, taehyung."
"Ve sende gelip bunları mı düzeltmek istedin?" Taehyung kafasını yana doğru yatırmış, alayla sırıtmıştı. "Biliyor musun? Siktirip gitmelisin."
Gözlerim irileşti, anında gerilen ortamı hissederek taehyung'a baktım. Sakin gibi görünüyordu ama artık onu tanıyordum, tanımaktan ziyade hissediyordum. İçinde kopan fırtınaları, belki de birkaç dakika sonra sinirden bir seyleri döküp kıracağını biliyordum. Elleri yumruk olmuş, gözlerindeki sert ifade keskinleşmişti.
Babası hakkında neden bu kadar katıydı? Bana anlattığı geçmişinde babası ona karşı ilgili, sevecen biri gibi görünüyordu. Ben öyle düşünmüştüm.
Gözlüklü adam, kafasını bana doğru çevirdiğinde kaskatı kesildim. Bedenime aynı anda bir sürü iğnenin batırıldığı hissiyle birlikte nefesimi tuttum. Adam baştan aşağı beni incelemiş, karanlık bakışları etkisinde kalmamı sağlamıştı ki sonunda gözlerini çekip konuştu. Titrememek için kendimle savaş veriyordum.
"Bu kim?" dedi, buz gibi bir sesle. "Kim ve bu evde ne işi var?"
Taehyung'un iyice sinirlenmeye başladığını hissediyordum. Dişlerinin arasından tane tane, sanki babası sağırmış gibi bastıra bastıra konuştu. "Seni ilgilendirmez."
Yumruğumun içinde sıktığım eşofmana biraz daha asıldım. İçimdeki gerginliği bir türlü atamıyordum, tam taehyung'a her şeyi itiraf etmek üzereyken şimdi de ayrı bir şeyle karşı karşıya kalıyordum. Çıkmaz bir sokağın içinde çıkış yolu aramaktan farkı neydi ki bunun? Ben bir gün o duvara toslayacaktım. Ve sonrasında beni oradan kaldırabilecek biri olacak mıydı? Taehyung elimden tutacak mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
agent | taekook
Mystery / Thrillerbabasının zoruyla karanlık işlere bulaşan jungkook, ajan olarak katil kim taehyung'un yanına girer