galilee of the nations

28 6 2
                                    

Dersinin bölünmesinden rahatsızlık duyan Rahibe Mary, Zayn, Holy ve Connor'a doğru adımlamıştı ki Zayn geriledi. Athena ona geliyor gibi hissetmiş, korkmuştu. İçinde esmeye başlayan his rüzgarlarının ne olduğunu bilmiyor, koca dünyada bir başına kalmış da milyarlarca insan göz kırpmadan kendisine bakıyor gibi hissediyordu. Yakasını gevşeterek arkasını dönüp gitmeye başladı. Nutku tutulan Connor da bir Holy'ye, bir de annesine bakıp Zayn'in arkasından ilerliyordu ki "Bay Malik, nereye?!" diye seslendi arkalarından Holy. "Durun!" Peşlerinden gelecekti ki Rahibe Mary onu yakalayarak "Bu genç adamlar kim Holy? Dersimi bölüyorsunuz." demişti.

Athena'nın konuştuğuna yemin edebilirdi Zayn. Yumruklarını sıkarak kendini binadan dışarı attığında hiçbir yere bakmadan doğruca bahçeyi de terk etti. Connor da sadece susarak az önce olanları düşünüyordu. Her şeyi öğrenmişlerdi, her şeyi... Athena'nın hiç tanımadığı annesi ile karşılaşmışlardı.

Hızlıca arabaya yerleştiklerinde üzerinde Yeşaya 8:23 yazan notu artık hiçbir şeyi umursamayarak Connor'a uzattı Zayn. Hemen ardından sürmeye başlamış, Connor anlamayarak kağıdı izlerken "Yeşaya bir peygamber," demişti. "Söylenilenlere göre İsa'dan önce yaşamış. İsa'nın geleceğini müjdelemiş. Anlamı ise 'Rab Kurtarır' mı neymiş... Yurdun adını gördün değil mi?"

"Celile." dedi Connor yutkunarak.

"Celile," diyerek bir baş sallaması ile onayladı onu Zayn. "Celile bir bölge. İsrail'de. Meryem ve Marangoz Yusuf'un memleketi. Yani İsa orada doğdu."

Connor kalakalmıştı. Zayn'in birden bire Athena'nın, ya da Sarah mı demeliydi? İç çekti. Zayn'in birden bire Athena'nın babasının ismini anlamasının açıklaması buydu demek ki. Her şey o kadar derindi ki tüm bu olayların içinde boğuluyor gibi hissetmemek imkansızdı.

"Yeşaya 8:23'ün ne anlamı olduğunu düşünüyorsun? Bu kağıtta okuyabildiğimiz tek şey o. Gideceğimiz rahip bizim için Aramca kısmı çevirecektir. Buradan sağa dönüp orman yoluna ilerle."

"Athena'nın ne zaman doğduğunu biliyorsun değil mi?" dedi Zayn sinirle gülerek. Elbette bilirdi bu piç. Ne de olsa Athena hakkında bir bilgiydi, bilmez olur muydu Connor hiç?

"23 Ağustos." dedi Connor hiç düşünmeden. Ancak hemen sonrasında yeni bir bozguna uğrayarak vücudunda bir karıncalanma hissetmiş, bakışları tekrar kağıda düşmüştü.

Hiçbir şey tesadüf değildi. Hem de hiçbir şey. 8:23, 23 Ağustos...

"Peki İsa ne zaman doğmuş?"

Rahibe Mary'ye istekle yanıt veren çocuğu hatırladı Connor. "25 Aralık. Siktir."

"Karımı kurban edecek Connor. Babası olacak akıl hastası karımı bir saçmalık için canından edecek ve hiç zamanımız yok. Daha hızlı olmalıyız. Herifin dört oğlu da ölmüş ve doğan kızına yalnızca bir efsaneden ibaret olan Sarah adını koymuş, İsa'nın öyle bir kızı olmamasına rağmen. Çünkü doğduğu andan itibaren Athena'yı gözden çıkarmış ve bir proje olarak görmüştü. 25 Aralık'ta ona ne yapacak bilmiyorum, ama bugün öğrendiklerimden sonra aklıma hiç iyi şeyler gelmiyor."

"İsa çarmıha gerilmiş-"

"Ağzını topla amına koyayım," diye uyardı onu Zayn ürpererek. "Zamanında yetişeceğiz. Sadece parçaları birleştirmem gerek." Notu Connor'dan alıp cebine koyarak biraz daha hızlandı. Connor yolu tarif etmiş, iki saat kadar sonra araba harap halde olan yoldan ilerleyemeyeceği için inip yıkık dökük bir kulübenin önüne gelene kadar durmuşlardı.

"Burada birinin yaşadığına emin misin?" dedi Zayn.

"Eminim." diye yanıtladı Connor onu, kapıyı çalarken.

nights in white satin • zaynHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin