19 Aralık. Kulübeden erken saatlerde ayrılarak direkt malum yurda sürmüştü. Kapıyı gürültüyle iterek açtıktan sonra kaba adımlarla binaya girdi. Rahibe Christine onu fark edip bir şeyler söyleyecekken "Holy nerede?" demişti kabaca. Kaşları hayretle havalanan Christine onun bu hararetli konuşması karşılığında yutkunarak "Çağırayım," demişti. Arkasını dönüp uzaklaşırken de ne olursa olsun "Burayı uğrak bir mesken haline getirmeniz uygun değil Bay Malik. Sizi uyarmış olayım." demeyi ihmal etmemişti.
Elinden gelse onu çıplak ellerle boğarak öldürecek olan Zayn sabırla iç çekerek içeride volta atarken beklemeye başladı. Holy kısa sürede gelip "Zayn abi? İyisin değil mi?" demişti endişeyle. Hışımla çıkıp gidişi Holy'yi merakta bırakmıştı, ne de olsa eniştesiydi sonuçta.
Rahibe Christine'in köşeden attığı meraklı bakışları gören Zayn, yüzünü Holy'ye doğru eğerek "Annen nerede? Beni ona götür." demişti.
"Annem dua ediyor."
"Ne zaman biter?"
"Birkaç dakikaya... Gel."
Beraber uzaklaşırken Rahibe Christine "Nereye gidiyorsunuz?" diyerek ikisini böldü.
Zayn Cehennemin dibine, demek üzereydi ki Holy "Bay Malik'in buradaki bir çocuk için annemle görüşmesi gerekiyor." diyerek araya girdi. Zayn kısaca ona bakmıştı.
"Evlat mı edinecek yoksa?"
"Düşünüyor. Bize müsade edin lütfen Rahibe Christine."
Rahibe Christine bir çocuğun edeceği parayı hayal ederek mutlulukla uzaklaştığında Zayn uzun koridordan Holy ile geçerken "Yalan dinince günah değil midir?" demişti.
"Tanrı biliyor ya mecburdum. O kadın tam bir şeytan."
Hafifçe güldü. "Ve dedikodu da."
Holy de gülerek omuz silkmişti. Ciddileşen Zayn birlikte merdivenleri çıkmak üzerelerken Athena'sına neredeyse tıpatıp benzeyen küçük kızı yumuşakça kolundan kavrayarak durmasını sağladı. Holy anlamayarak ona bakınca "Burada kalmak istiyor musun Holy? Bana karşı samimi ol." demişti.
Gözlerini kaçıran Holy birkaç saniyenin sonunda başını iki yana sallayarak Zayn'e bakabildi. "Okumak istemiştim."
"Baban seni neden okutmadı?"
"Ne olursa olsun o dindar bir adam. Bu yurtta aldığım dinî eğitimle büyüdüm. Sana Zayn abi dememde sorun var mı Zayn abi?"
"Diyebilirsin."
"Teşekkür ederim... Annemse tam tersi hep okumamı istemiştir. Ama o da bu yurt sınırları dışında hayat bilmez. Acımasız hayatının ondan aldıklarından sonra kendini buraya adadı. Hiç tanımadığım canavar bir adamın yaptıklarının bedellerini biraz da ben ödüyorum yani Zayn abi, ama anneme hiç kızgın değilim, çünkü bana karşı her zaman sadece şefkat dolu bir örnek oldu. Kaderimi değiştirebilecek olsa bunu gözünü kırpmadan yapacağını ve beni en iyi okullarda okutacağını söyler hep. Ona kızgın değilim. Bu hayatın tek güzel yanı annem."
Zayn aklını kaybetmek üzereydi. Burada en normal hayatı yaşayan insan bile sıkıntılar içinde yüzüyordu. "Seni okutacağım," dedi düşünmeden. Holy'nin parlayan gözbebeklerini görünce devam etti. "En iyi eğitimleri alarak en güzel okullara gitmeni sağlayacağım. Bana sadece birkaç gün ver."
"Teşekkür ederim Zayn abi!" Mutluluktan neredeyse ağlamak üzereyken kollarını Zayn'e sardığında bu tanıdık hissi hatırladı Zayn. Bedenine sıkı sıkıya tutunan çelimsiz vücut... O da kollarını Holy'ye sarıp "Şimdi annene gidelim hadi." dediğinde Holy neşeyle çekilerek birlikte merdivenleri çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nights in white satin • zayn
Hayran KurguCesaret nasıl hayatın tehlikesiyse, korku da onun güvencesidir. - Leonardo Da Vinci