•Son Umut•

41 3 0
                                    

•Son Umut•
-bölüm 37-

Yataktan kalktım, yüzümü yıkadım daha sonrasında yüzüme ve boynuma nemlendirici sürdüm. Sonra boynumda o iğrenç şeyi gördüm. Kahverengi bir leke. Tamam, her şeyi kötüye yormamak lazım ama bu iyiye işaret değil.

Üstüme bir şeyler geçirdim ve ayakkabılarımı giymeye başladım. "Eflin nereye gidiyorsun sevgilim?" diyince Asil, "Dolaşacağım biraz." dedim. Onu telaşlandırmak istemiyordum. Hastaneye gideceğimi söylersem eğer büyüyebilirdi her şey.

"Tamam, sevgilim." diyip yanaklarımdan öptü ve beni yolcu etti. Arabaya binip en yakın hastaneye sürdüm.

...

Adım seslenilince içeri girdim. Genel cerraha gelmiştim. Evet, evlendiğim adam çok iyi bir genel cerrah ama ben başkasına gidiyorum. "Karnımda bir süredir şişkinlik var. Ne olduğunu çözemedim açıkçası."

"Hamilelik gibi bir şey söz konusu mu?"

"Hayır, değil."

"Pekala, uzanın ve karnınızı açın bakalım." diyince sedyeye uzandım ve karnımı açtım. Gerçekten gördüğüne şaşırmış olmalı çünkü donup kalmıştı.

"Çok zayıfsınız sadece karnınızda şişlik var..." diyip düşünmeye başladı. "Sizden birkaç test ve ultrason isteyeceğim."

"Tamamdır, teşekkürler." diyip odadan çıktım. Umarım gluten alerjim yoktur. Eğer varsa ne yaparım ben?!

...

Gereken kanları verdim ve sıra ultrasondaydı. Odaya girip uzandım ve beyaz tavana bakarken nefesimin sıkıştığını hissettim o yüzden doğruldum. Buse, onun yanına gittiğimde sedyeyi dikleştiriyordu çünkü biliyordu düz yatamadığımı. Başımı desteksiz bir şekilde düz koyduğumda ölmüş gibi hissediyorum. Mezarın içinde gibi.

Doktor odaya girince sedyeyi biraz dikleştirmesini istedim. Ricamı kırmadı ve düzeltti.

Ultrason cihazını karnımda gezdirmeye başlayınca biraz stres olmuştum ve Asil'i çağırmadığıma lanetler ediyordum. Her zamanki gibi elimi tutup saçımı öpebilirdi.

Ultrason cihazını bıraktı ve "Eflin Hanım sonuçları doktorunuzdan öğrenebilirsiniz." dedi ve gidecekti ki, "Endişelenmeni istemiyorum o yüzden sana direkt söyleyeceğim ultrasonda karnında bulunan lenf bezlerinin şiştiğini gördüm. Büyük ihtimalle karnının şişkinliğine sebep olan şey de buydu ama geri kalanını tam olarak bilmiyorum başka bir şey gözükmüyor." diyip gitti.

"Tamam, teşekkürler." dedim ve karnımdaki jeli temizledikten sonra doktorun odasına geri çıktım.

"Eflin ultrason sonucunda lenf bezlerinin şiştiğini görüntülüyorum karnın bu yüzden şişmiş olmalı. Bu senaryo olunca aklımıza hemen kötü şeyler getirmemek lazım çünkü lenf bezlerinin şişmesine sebep olabilecek bir sürü şey var. O yüzden araştırma alanını daraltabilmemiz için senden bilgisayarlı tomografi istedim. Sonuçlar yarına çıkmış olur, akşam saatlerinde gelirsin yine olur mu?"

"Olur," dedim ve odadan çıktım.

...

Tomografi çekilmişti ve eve geri dönmüştüm. Kapıyı anahtarla açmaya çalışırken kapı açıldı. Asil, "Eflin, nerelerdeydin çok merak ettik seni." diyip sıkıca sarıldı. "Telefonumun şarjı bitti o yüzden aradıysan görmedim."

Defne pijamalarının içinde bana doğru koştu ve "Evet, anne çok merak ettik." dedi. "Kitap okuyacaksın bana değil mi?"

"Okuyacağım sen git odana geliyorum tamam mı?" diyince "Hayır, geçen gelmemiştin." diyip beklemeye başladı beni.

"Başka bir zaman konuşalım olur mu, Asil?" dedim ve Defne'yle birlikte odasına gittik.

🌥️

Hastaneye gelmiştim çünkü sonuçlarımın bu saate çıkmış olması gerekiyordu. Asil'le konuşamamıştık ama bugün konuşacaktım onunla.

Sıra bana gelince stresle içeri girdim ve ardımdan kapıyı kapattım. "Hoşgeldin Eflin, nasılsın?" dedi, doktor.

"Eğer sonuçlarımı söylerseniz daha iyi olacağım ama siz nasılsınız?" dedim.

"İyi sayılır." dedi ve dosyadan görüntüleri çıkardı.

"Eflin görüntülerini incelediğimde gerçekten hiç iyi şeyler görmüyorum. Bu buraya kadar nasıl geldi hiçbir fikrim yok. Cilt kanserisin. 4. evrede ve vücudunun her yerine metastaz yapmış durumda. Karaciğerine, beynine ve karnındaki lenf bezlerine yayılmış." Tüylerim diken, dikendi ve gözlerim yanmaya başlamıştı. Kalbim varlığını hissettirmeye çalışırcasına atıyordu.

"Peki, yaşama oranım kaç?" diyebildim.

"Eflin sana herhangi bir oran veremem çünkü etik olmaz ve daha yapmanız gereken testler var. Teknoloji gelişti o yüzden emin olmanı istiyorum ki elimizden geleni yapacağız."

"Kanser cildinde gösterdi mi kendini?" diyince boynumu gösterdim.

"Oradan doku parçası alıp laboratuvara yollayacağım ve seni de başka bölüme yönlendireceğim." Sadece kafamı sallayabildim.

"Çıkabilir miyim?" dediğimde izin verdi ve hızlıca kendimi yenidoğan yoğun bakıma attım. Etrafta bulamadığım nefesi orada bulmaya çalıştım.

Nihayet ağladığımda rahatlayacağımı düşündüm ama öyle olmadı. Vücudumun her yerinde kanserli hücre olduğunu bilmek gerçekçi gelmiyordu. Soyutlanmış hissediyordum evrenden.

Kapı açılınca kafamı oraya çevirdim ve Asil'i gördüm. Gardımı düşürdüm ve ona sıkıca sarıldım. Kollarıyla beni sarınca her şeyin daha iyi olacağına inanmak istedim. Kızlarımız için yaşamak istedim.

"Neyin var sevgilim? Ne olursa olsun atlatırız biz biliyorsun değil mi?"

"4. evre cilt kanseriymişim. Vücudumun neredeyse her bölgesine yayılmış." bir süre ondan ses gelmeyince başımı kaldırdım ve Asil'e baktım. Gözünden yaşlar akıyordu. Hepsini tek tek sildim ve "Burada olduğumu nereden bildin?" dedim.

"Kredi kartlarımız karışmış. Sen dün kredi kartımdan hastaneye ödeme yapınca gördüm. Bana söylemeni bekledim ama söylemedin. Bugün yine buraya gelince sen bir şey olduğunu düşündüm ve geldim."

"Ne kadar sürem kaldı?"

"Eflin, deme öyle. Seni en iyi doktorlara götüreceğiz ve kurtulacaksın. Annenin zamanıyla şimdiki zaman aynı değil. Her şey gelişti artık tamam mı?" dediğinde onayladım.

Belki umut vardır değil mi? Her hastalığın ölümle son bulmasına gerek yok. Her günün sonunda bazı hastalar iyileşiyor bazıları da ölüyor. Benim ölenlerden olup olmayacağımı bilemeyiz.

O gece Asil'le eve gittik ve ilk önce Helen'i uyuttum. Sonrasında da Defne'ye sevdiği masalı okuyup onu uyuttum. Daha sonrasında Asil'le beraber yatağa uzandık ve muhtemelen sadece tavana baktık. Asil'den önce böyle bir şeyle karşılaşsam vereceğim tek tepki, tamam, demek olurdu ama artık iki güzel kızım ve beni kendimden çok seven bir kocam var. Onları bırakıp gitme düşüncesi bile bin yıl yaşlanmama neden oluyor.

Kanserden öleceğimi düşünmüyorum. Kanserden öleceğim muhtemelen ama beni asıl öldürecek olan şey ailemden uzak kalacağım gerçeği.

-Bölüm Sonu-

Sana DairHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin