2. Araba

208 11 3
                                    

Tatlıcının olduğu yere vardıklarında uzun bir süre park arama girişimlerinden sonra tam pes edip ''Sahil taraflarına mı gitsek ya?'' planına kendilerini ikna edecekken; bir arabanın kaldırım kenarından çıkıyor olduğunu fark ettiler. ''Şanslıyız bak!'' sözleriyle şakıyan Berna'nın gerçekten gülen gözlerini fark eden Mert'in de yüzü gülmüştü. ''O senin güzel kalbinin şansı balım'' deyip arkadaşının masum sevincine buruk da olsa ortak olmuştu.

Mert, yavaşça kaldırımın kenarında durup Berna'nın yüzündeki gülümsemeyi izlerken, bir yandan da park yerinden çıkmaya hazırlanan arabanın gitmesini beklemekteydi. Bir dakikadan daha uzun süren bu durumu fark ettiği için ''Haydi artık amına kodumun oğlu, kasaptan mı aldın ehliyeti sanki?'' deyip yarım ağız küfür savururken önünde duran arabayı fark etti. İkisinin de az önceki neşeli hallerinden eser kalmamıştı artık. Berna gözlerini kapatmış, hem havaların ısınmasından hem de adrenalinin vermiş olduğu hızlı kan akışının vücuduna yansıttığı o sıcak etkiyi hissedip sessizce ''Siktir'' deyip şakaklarına bastırırken; Mert odaklanmış şekilde önündeki arabaya bakmakla yetindi.

Bir süre de arkasından baktıkları arabanın ne zaman oradan çıktığını anlamamıştı Mert. Arkasından gelen ısrarlı korna sesiyle irkildiğinde Berna'nın da ona endişeli gözlerle baktığını fark etmişti. Bir an ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini hatırlayamadığı için elleriyle sert sert kavradığı direksiyonu bırakmadan öylece kalakaldı. Israrla çalan korna sesine dayanamayan Berna camı indirip ''Ya bir dur be! Allah Allah'' diye bağırarak arkasındaki arabadaki davarı uyarırcasına tek parmağını salladı. ''Hadi kuşum park et ya da gidelim'' dediğinde Mert ani bir hareketle park edip yanından geçen arabanın şoförünün küfürlerini yutkunarak sindirdi, hiçbir tepki verememişti.

''Olabilir Berna, gayet normal'' şeklinde gergin tonlu sesiyle Berna'nın daha kötü hissetmesine sebep olmuştu. Mert yalnızca kötü bir durum varken Berna derdi. Az önce olan şeyse bunu gösteriyordu. Mert'in eski erkek arkadaşı arabasında başka bir erkekleydi, Mert seçemeyecek kadar körleşmiş gözleriyle baksa da Berna fark etmişti; dün fotoğrafta gördüğü çocuktu bu.

''Mertkuşum istersen başka yere gidelim, he ne dersin? Bir deniz havası alalım belki daha iyi gelir?'' dediğinde sesini nispeten istekli ve kararlı çıkartmaya çalışmış olsa da sözler Mert'in kulağına cılız bir kaçış cümlesi olarak işlemişti. ''Hayır balım, normal bir durum dedim ya sana'' diye sert bir ikaz sesi ile Berna'yı susturup arabadan ani hareketlerle indi. Berna da birkaç saniyelik nefes alışverişlerini tamamladıktan sonra arabadan inip kapıyı hafifçe kapattı.

Önce bir tekele uğrayıp 3 paket sigara alan Mert bir paketi Berna'ya uzattığında Berna neden olduğunu anlamasa da paketi kabul etti. Demek ki Mert'inin bunu yapmaya ihtiyacı vardı. Sessizce kabullendi. Kendisi de bugün karşısında içmeli miydi bilmiyordu ama Mert 2.paketini bitirdiğinde ona uzatan el kendisi olmalıydı, bunu biliyordu.

⚣⚣⚣⚣⚣⚣

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkürler :).

Kül Tablasıyla SevişmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin