1. Hayatı Tanıma

1.5K 41 6
                                    

 Yıl 2002...

Dağ başında bir konakta yaşıyorduk. O gece çok korkmuştum babam bana yatağımın altına girmemi ve annem geldiğinde onuda alıp buradan uzaklaşmamı söylemişti. O zamanlar 8 yaşındaydım. ''Pat Küt'' içeriden sesler geliyordu bense korkudan yatağın altından çıkamıyordum ne yapacağımı bilemedim öylece duruyordum sonra bir araba sesi ve ortam bir anda sessizleşti yavaş yavaş yatağın altından çıkacaktım ki bir anda bahçeden bir çığlık sesi geldi cama koştum ve gizlice dışarı baktım 4 maskeli adam babamı baygın bir şekilde bagaja attılar çığlığı atan annemdi. Aşağılık herif annemin ağzını bir bezle kapatıp onu bayılttı ve arabaya bindirip ikisini de götürdüler. Ne yapacağımı bilemiyordum. Neyse ki evimiz şehre fazla uzak değildi yürüyerek şehirler arası otobüslerin sıklıkla geçtiği yere gittim ve bekledim, bir otobüs gelecekti ona binip california'ya gidecektim. Annem hep benim çok zeki olduğumu ve ilerde çok büyük bir insan olacağımı söylerdi. Beynim, benim yaşlarımda ki normal bir çocuğun beyninden daha fazla çalışıyormuş, yada en azından doktor böyle sanıyordu.

Saatlerce bekledim açlıktan ve susuzluktan bayılmak üzereydim. Ve nitekim öyle de olmuştu. Çok geçmeden bayıldım ve gözlerimi açtığımda hastanedeydim. Kafam karışmıştı beni kim buraya getirmiş olabilir diye düşünüyordum. Hafifçe doğruldum ve bir polis memurunun doktorla konuştuğunu gördüm. Sonra polis içeri girdi ve bana sorular sormaya başladı.

''Merhaba delikanlı. Adının steve olması gerekiyor öyle değil mi ?'' dedi polis.
''Öyle de... Bunu sen nerden biliyorsun ?'' dedim
''Ben polisim stevem araştırmak benim işim'' dedi polis.
''İyi o halde. Benim anne ve babamı da araştır sonra da bul'' dedim.
''Evet işte bende seni yolun ortasında baygın bulunca hastaneye getirdim tamda sizin evden çıkmış ve karakola dönerken sonra seni buraya getirdim ve araştırınca o evde de bir çocuğun olduğunu öğrendim sonra seni de araştırınca o aileye ait olduğunu bulmak zor olmadı'' dedi polis
''Evet... Bu iyi bir haber mi ?'' dedim.
''Yani, sayılır'' dedi polis.
''O zaman ailemi bul'' dedim.

Konuşmamızdan sonra beni babaannemin yanına bıraktı. Babaannem beni görünce ağlayarak bana sarıldı aslında ben herşeyin farkındaydım ama onlar bana çaktırmamaya çalışıyordular neden böyle saçma birşey yaptıklarını hala anlayamadım bütün olayı ben yaşamıştım zaten.

Aradan bir kaç gün sonra ölüm haberlerini aldık. Çok yıkılmıştım yani neden olabilirdi ki ? Kafam çok karışıktı sorularıma cevaplar bulamıyordum. Ailemin artık yok olması. Annemin bana sarılması, babamın beni azarlaması bunlar artık olmayacaktı insanın inanası gelmiyordu ama alışmak zorundaydım.

5 Yıl Sonra...

Büyüyordum, gelişiyordum ve hayatı yavaş yavaş tanımaya başlıyordum. Ailemin ölümünü unutamamıştım, yokluklarına alışmıştım sadece. ilkokulda tanıştığım çok iyi bir çocuk vardı adı raphael gerçek bir dosttu, o da yetimdi babasını kaybetmişti ama annesi hala hayatta olduğu için şanslıydı. Her zaman yanımda oldu haksız bile olsam yanımdan ayrılmadı. Birlikte büyüdük onunla, yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Beraber aç kaldık beraber tok yattık ama 17 yaşımıza geldiğimiz zaman raphael'de annesini kaybetti. 1 yıl bizle birlikte kaldı çünkü en yakın akrabası Türkiyedeydi. Bizde ona sahip çıkıp yanımıza aldık.

1 Yıl Sonra...

Benim babaannem de öldü. Hayat darbeleri üste üste vuruyordu ama yılmadan devam etmek için dik durmamız gerekiyordu. Evde babaanneme ait bir kaç altın buldum fazla para etmezdi ama işe yarardı işte, onla gidip alkol, meze ve sigara aldım. Raphaelle evde oturup o günü bir hiç ettik. Ertesi gün kendimi halıda sızmış bir şekilde buldum. Kalkıp bir elimi yüzümü yıkadım. Artık tek başımıza kaldık... Kimsesiz, birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Babaannemden kalan bu evde yaşamak zorundaydık çünkü gidecek bir yerimiz yoktu. İkimizde bir iş aramaya başladık ilk başlarda bir iş bulduk hatta aynı yerde ama patronla anlaşmazlık yaşayınca ayrıldık işten.

Para gerekiyordu çok para gerekiyordu babaannemin emekli kartını kullanarak bankadan kredi aldık onla bir kaç ay geçimimizi sağladık sonra bir kredi daha aldık, bu iş çok rahat geliyordu ama başımıza geleceklerden habersizdik. Kredi borçları tavan yapmıştı, iş bulmuştuk ama kredi borçları ödemekle bitmiyordu. Günlerce aç ve susuz yattık, sırf kredi borcunu kapatabilmek için ama nafile, bir bok değişmiyordu işte en sonunda eve haciz geldi ve evde elimizden gitti belki borçtan kurtulmuştuk ama elimizde ki babaannemden kalma 2 katlı müstakil bir villa gitmişti. Üzgündüm hayatın her aşamasında olduğu gibi. Haciz memurları gittikten sonra evin bahçesine oturup bir sigara yaktım. Gitmek gerekir bazen fazla yormadan, daha çok bıktırmadan, eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan. Raphael yanıma oturdu.

''Haciz memurları gitti'' dedi raphael.

''Güzel... Evde onlarla beraber gitti'' dedim.
''Olsun be steve... Bizde kendi yolumuza bakar banklarda yatar. Hayatımızı düzeltmeye çalışırız kardeşim'' dedi raphael.
''Söylendiği kadar yapmakta kolay olsa keşke'' dedim.
''Bak dostum sakın unutma... Sen değiştiğinde, talihinde değişir'' dedi raphael.

Bu diyalogdan ve raphaelin son sözünden sonra fazla bir şey söylemek, bence saçmalık olurdu. Kafama yatmıştı dediği bir iş bulup hayatı düzene sokmak ama bu zamana kadar anladığım tek bir şey vardı sakın yasal işler yapma. Nedeni... Babam yasal bir iş yaptığı için ölmüştü, biz yasal bir iş yaptığımız için evsiz kalmıştık. Yasal olan herşey fazla canımı sıkmaya başlamıştı artık değişme zamanı...

Sokak ÇocuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin