2.BÖLÜM;KIZIL KRİZİ
Öhüm, yine ben.Keyifli okumalar🍁 oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız lütfen⭐❤
İnstagram hesabım Merdumgiriz.234
Hatırla ki mahşer günüdür, ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Cahit Sıtkı Tarancı...
........
Boş duygu ve hayaller vardır bazen bizi ele geçiren. Doğru olduğunu düşündüğümüz ama olmayan veya bizim öyle sandığımız şeyler vardır.
Yaşam bazen oyunlar oynar bize hem de en sinsisinden, en delisinden. Kafa bozan cinsten olur söylenenler veya yaşananlar. Yavaşça hafıza tazeler kendini, sonra delirmemek için daha da hızlanır veya bazen yavaşlanır. Sonra son darbesini yapar. Saniyeler ve saliseler hayata ruh olur.
Benim de hayatım bir ruh olmuştu. Saliseler bana ömür geliyordu ama karşımdaki adam bir şey demeden bana bakıyordu.
"Kim, ben miyim?" Sorusu ile afalladım. Az önce bahsettiği kızdan bahsediyordum işte. "Az önce bahsettiğiniz kız..."
"Onu hatırlıyorum ama kim bilmiyorum. Emin ki beni hatırlamıyordur, ben onun için o cümleleri kurdum. Siz ne anladın işte bende onu anlamadım ama galiba anılarınız depreşti lakin yanlış kişiyle, yanlış anılarınız, depreşti." Sadece ona bakmakla yetinip başımı salladım. Yanlış yoldasın Niyazi.
Gözlerim önünde canlanan anı ile bir şey demeden durmaya devam ediyordum. O çocuk veya adama küçüklüğümden beri hayrandım. Evet, ismini hiç öğrenmemiş veya cesaret edememiştim ama onun gözlerindeki şefkat, ona hayran olmam için yeterliydi. Başımı iki yana salladım.
"Sanırım haklısınız, başka şeyler geldi aklıma da neyse geçelim şimdi onları." Derin bir nefes alarak kağıtlara baktım ve cümleme devam ettim. "Size olan sorularımız bu kadardı, Atilla bey. Sizin sorunuz yoksa bu konuşma burada bitecektir," dememle başını iki yana salladı.
Ses kaydını durdurdum ve elimdeki kağıtları ona uzattım. "Bunlar incelmeniz gereken evraklar, başka bir sorun var mı?" Uzattığım kağıtları aldı ve bana baktıktan sonra geri dosyayı açtı. Ben ona bakarken Dora bey konuştu. "Bence kahvenizi için öyle gidin, çok tuttuk sizi," demesiyle başımı iki yana salladım.
"Israr ediyorum." Umurumda değil demek istesem de en azından diğeri gibi hayvan diyarından gelmemişti. Onaylamamla gülerek ayağa kalktı ve az önce işaret ettiği koltuğu geri işaret etti. Eşyalarımı yerinde bırakarak geçip oturdum ve o da tam karşımda oturdu.
"Şimdi bu kim diyorsan eğer, ben bu az önce röportaj yaptığın kişinin iş ortağıyım, küçüklük arkadaşımdır," demesiyle bu gereksiz bilgi ile gülümsedim. Tamam ortağı olması ayrı bir şey ama çocukluk arkadaşı da ne bilim yani. Birden modunu ve oturuşunu değiştirip o ciddi adamdan dedikoduya hazırlanan adama döndü.
"Ee, az önceki kız için ne diyorsun?" Niye bu kadar rahat olduğunu anlamaya çalışıyordum ama anlayamıyordum. Bana olan bu gereksiz samimiyeti sadece bana mıydı yoksa diğer herkese özel miydi? Beyin yakan adlı oyunumuza hoş geldiniz. Bugünkü konuğumuz sayın Firuze Sevinç.
Ona uymak isterdim ama art niyet olup olmadığı belli değildi soruda lakin ona uymayı istedim. Evet, benim bu samimiyetim nereden geliyordu, onu bende bilmiyordum. Aklıma gelen soru ile kendimi tutamadım.
"Bir şey soracağım yanlış anlamazsanız," dememle başını salladı. Sesimi kısarak konuştum.
"Atilla bey en sevdiğim renk kırmızı dedi ve şimdi şöyle ki ben bu kata gelene kadar sanırım on tane kızıl gördüm ve hepsi çakma kızıl. Bunun bir fantezi olup olmadığını sorsam?" Benim meraklı bakışlarıma nazaran yüzünde belirsiz bir ifade ile bana bakıyordu. Ama sanırım daha fazla dayanamamış olacak ki odada yankı bulan bir şekilde kahkaha atmaya başladı. Atilla beyin bakışları bize dönmüştü. Kaşları olayları anlamak ister gibi havalanmış şekilde bir benim bir de Dora beyin arasında mekik dokuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİMİN YAZARI
Genç KurguBirbirini tanımadığını sanan ama kaderin onları hiç beklemediği bir anda bir araya getiren iki kişi. Firuze ve Atilla. .... Derin bir nefes aldı firuze, arkadaşı için bu görevi yapıyordu. En son ki soruya boş boş baktı. Koskoca turizim sirket zinc...