"Last stop the heaven, ha?" Dedim kahveyi bardağa dökerken. "Ne kadar da...Havalı?"
"Havalı sayılmaz bence." Dedi Görkem. "Son durak: Cennet."
"Kime göre neye göre?"
"Bana göre, sana göre, Saye'ye göre."
"Eydi... Yani göreydi." Diye düzelttim onu. Ondan ölmemiş gibi bahsetmesi canımı sıkıyordu.
"Beni düzeltme Güneş."
"Peri desen daha iyi. İkinci kez doğdum neredeyse ve yine Peri ismini seçiyorum."
"Sana kötülük yapmadık o evde. Seni yeniden doğmuş gibi düşündüren nedir?"
"O eve beni zorla getirdiniz. Kimseye bir şey yapmamıştım ama o ev benim masumiyetimin sonu oldu."
"İçinde varmış. Sanki bilmiyoruz Eda'yı senin öldürdüğünü?"
"Yo' ben değil. Kendi düştü kendi öldü."
"Neyse Peri. Son Durak Cennet, deyip konuma geçiyorum." Dedi ve mutfaktaki mutfak masasındaki sandalyeyi bana daha da yaklaştırdı.
"Şimdi...Senin Eda gibi insanları öldürmeni istemezdi Saye de."
"Eda gibi derken?"
"Bir nevi suçsuz."
"O beni sattı. Yüzde yüz suçsuz değildi."
"Sâye'nin isteği senin mesleğini yapmandı, ölmeden önce."
"O zaman beni o eve hapsetmezdi."
"O her zaman sana aşıktı."
"Beni de kendine aşık etti."
"Stocho..."
"Bu artık önemli değil. O yok ve onun onu hissedemiyorum."
Hissediyordum. Bir köşeyi döndüğümde birdenbire önüme çıkacak, ya da kahve yaparken boynuma dayadığı bıçağın soğukluğu tenimi yakacak gibi geliyordu.
Bu korkunçtu.
"Öldürmeyi seviyorsun Güneş."
Derin bir nefes çekip yine aynı şekilde geri verdim.
"Bilmem, olabilir de olmayabilir de."
"Şu gündemi sarsan olayı biliyorsun herhalde, değil mi?" Dedi benden tepki bekleyerek.
Başımı evet anlamında salladım ama hangi olaydan bahsettiğine dair bir fikrim yoktu. Açıkçası Türkiye'de her gün yeni ve gündemi sarsan bir şeyler oluyordu zaten. Ben de takip edemeyebiliyordum.
"İşte, o Nevin ve Nil olayı. İkisi de caninin tekiymiş. Biliyorsundur. Nevin'in psikolojik danışmanına ulaştım. Elanur Şeyda Gündalp. Biraz para karşılığında kadın su gibi her şeyi anlattı. Hayvanlara eziyetler mi dersin, hayvan katliamları mı dersin...Her şey varmış Nevin ve Nil'de. Evin babası Hasan Kara pek umursamazmış bunları. Zaten umursasa da pek bir şey fark etmezmiş çünkü Nevin, adam ufak bir felç geçirince bundan faydalanıp kortizonu ve belirli, felçliği geçirmeye yardımcı birkaç ilacı fazla yani aşırı doz vermiş. Bunun yan etkisi de kalıcı felçlik olmuş."
Ufak bir kahkaha attım.
"Ciddi misin, Görkem?"
Görkem kahvesinden bir yudum aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN GÜNEŞİ
Misterio / Suspenso''Bunları böyle normal bir şey gibi anlatman biraz garip değil mi?'' dediğimde üst dudağımdan gözlerime kadar, neredeyse yüzümün ortasına kalemle dümdüz bir çizgi çizer gibi baktı. ''Garip mi? Belki de öyle,'' dedi gülümseyerek. ''Ama artık o günle...