ALDATILANLAR KULÜBÜ

8- FİLİZLENEN UMUTLAR

Bölüm şarkısı, Yaralarını Ben Sarayım- Berk Baysal.

Saat çok ilerlemişti, çakır keyif hale gelmiştim, yerimde müziğin verdiği etkiyle sallandım.

Kafamı dağıtmak istiyordum. Birazda olsa başarmıştım.

Kafamın içinde dolanan seslerden, insanların acıyarak bakmasından uzaklaşmıştım.

Sarp yanımda duruyordu, uzun bir süre sessiz olmama aldırmadı. Benimle birlikte sessizliğimi paylaştı.

İnsanların dikkati üstümüzden çekilmişti. Herkes kendi halinde takılıyordu. Pasta kesilmişti, hediyeler verilmişti. Yankı gittiğinden beri yanımıza uğramamıştı, iş arkadaşları onu bırakmamıştı.

"Selam," duyduğum sesle bakışlarımı elimde tuttuğum bardaktan çektim. Gördüğüm kişi ünlü manken Selin Yapıcı'ydı. Sadece ekranlardan tanıdığım bir isimdi, verdiği selamı da Sarp'a vermişti.

Dikkat çekici bir kızdı.

"Selam," dedi Sarp soğuk bir sesle. Yüzümde elimde olmadan şaşkın bir ifade oluştu. Çünkü Sarp benim yanımda son derece samimi ve rahattı.

Selin bozulsa da belli etmedi, "Nasıl gidiyor?" dedi Sarp'tan bakışlarını çekip bana dikerek. "Seni burada görmeyi beklemiyordum." dediğinde sesinde bir ima vardı. Daha çok 'senin bunun yanında görmeyi beklemiyordum.' der gibiydi.

Bana yaptığı ima yüzünden yerimde dikleştim, önceden umursadığım konuşmalarına kulak kesildim. Ve bunu yaptığımı saklamadan direkt olarak Selin'in gözlerine bakarak yaptım.

"Davet edildim, geldim." dedi kısaca. Selin ile diyaloğa girmek istemiyor, konuşmalarını kısa kesiyordu. "Sen her davet edildiğin yere gidiyor musun?" dedi alayla. Kadına bakınca nedensizce içimde bir şeyler kopuyordu, sanırım kopan şeyler son kalan sabır zerrelerimdi.

"Değer verdiğim birisi tarafından edilince gidiyorum. Ayrıca nereye gidip gitmeyeceğim beni ilgilendiren bir husus." dedi sabır dilenir gibi. Selin'in bu sorularına bile kibarca cevap vermeye çalışıyordu. Selin aldığı bu cevaplara rağmen güldü.

Değer verdiğim birisi?

"Çıkan haberler doğru mu?" diye sordu sonunda bakışlarını Sarp'tan çekip bana dikerek. "Size ne?" dedim en sonunda kendimi tutamayıp. Sarhoşluğun verdiği etkide vardı. "Ben sizi manken biliyordum, gizli olarak muhabir olmaya mı karar verdiniz anlamadım? Geldiğinizden beri bir sorgu?" dedim çenemi yukarı kaldırarak.

Bu sefer gerçekten bozulmuştu, hatta şaşırmıştı. Beni sessiz sakin, söylediği ve yaptığı imalara susacak sanıyordu. Yanılıyordu.

"Ah, yanlış anladınız öyle bir amacım yoktu sadece merak ettim." dedi açıklama yapmaya çalışarak. "Anladım. Ama fazla merak zararlıdır." dedim net bir sesle. Elimdeki bardakta bulunan içkiyi tek yudumda içip bardağı masaya sertçe koydum. Selin istediğini almadan gittiğinde yüzünde öfkeli bir ifade vardı.

Sarp'a döndüğümde sadece sırıtıyordu.

"Neden güldün?" dedim bende gülerek. Farklı bir enerjisi vardı, güldüğünde karşısında ne kadar sinirli ve gergin olursam olayım gülesim gelirdi. "Hiiç." dedi kelimeyi uzatıp. Ondan bunu beklemediğim için durdum sonra elimde olmadan kıkırdadım.

Bakışları gülüşüme takıldı, kendi yüzünde bulunan tebessüm daha derin bir hâl alıp gamzelerini belirtecek dereceye büründü. Gözlerimizin birbirine temasında ortaya çıkan gerilim gözle görülür bir biçimdeydi. Bunu inkar edemezdim.