12- AY TENLİ KADIN

62 7 30
                                    

Bölüm şarkısı - Ay tenli kadın, Ufuk Beydemir.

Saat çoktan akşam sekizi geçmişti. Balık ekmeği yerken fazla konuşmamıştık, sessizce yemeğimizi yemiş ve denizi izlemiştik. Denizin karaya vuran hoş dalga sesleri, aramızdaki sessizliğe inat çalan eşsiz bir enstrüman gibiydi. Son zamanlarda yaşadığım berbat olayların aksine Sarp'ın yanında geçirdiğim kısacık bir an bile huzurla dolmamı sağlıyordu. İlk günlerde Can'a hissettiğim öfkenin, kırgınlığın etkisi yoktu. Kalmamıştı. Ona karşı artık öfke hissetmiyordum. O ilk günlerde olan intikam alma duygum şimdi gereksiz gibi geliyordu. Sanki hayatımdan geçip giden bir yabancıydı. O kadardı. Hayır, bu hissettiklerimin Sarp ile ilgisi yoktu.

Onun bu ilgisini, bana karşı olan bu güzel duygularını, Can'ı unutmak için kullanmıyordum. O, bir yara bandı veya bana iyi gelecek bir merhem değildi.

Şimdi ise oturduğum masadan denizi izliyordum, sanırım Sarp'ta beni, hatta direkt beni izliyordu. Ama bunu bilinçli yaptığı bir davranış değilmiş gibiydi, gözleri etrafta dolaşıyor bana gelince sabitleniyordu. Sonrasında ise dalıyordu. Bana bakıp dalacak kadar mı seviyordu beni?

Bazen ben de Sarp'ı uzun uzun izlemek istiyordum ama bunu yapmamı engelleyen bir şeyler vardı sanki. Her bir hareketini, her bir davranışını izlemek istiyordum; onun bana yaptığı gibi. Onu merak ediyordum.

"Oğlum, ben erken kapatayım bugün. Mekan size kalsın," dedi imayla Cemil amca...

Sarp hafifçe boğazını temizledi, mavi gözleri ile ona kaş göz yapıp onu uyarmaya çalıştı ama Cemil amca elini sallayarak he he yaptı. Sarp derin bir nefes alarak Cemil amcaya sırtını döndü. İkisinin bu tatlı hallerine gülmemek için kafamı denize çevirdim. Küçük çocuk gibiydiler.

"Elçin işin var mı bu akşam?" dedi Sarp bana dönerek. Cemil amca kasada durmuş ben burada yokum taklidi yaparak direkt bizi izliyordu, bakışlarımı ona çevirince kafasını sağa çevirerek eliyle kasanın tozunu alır gibi yaptı. Elimde olmadan kıkırdadım. Dudaklarımda kalan hafif tebessümle Sarp'a döndüm, o ise beni şaşırtmayarak yine beni izliyordu. "Bu akşam işim yok," heyecanla kafasını salladı.

"Burada, sahilde birlikte oturalım mı? Sessiz oluyor burası, hem vakit geçirmiş oluruz?" çocuksu bir hevesle söylediği cümleler ile kocaman güldüm. Eğer hayır diyeceksem bile böyle teklif ettiği için diyemezdim. Çok tatlı sormuştu. "Ama istersen, istemezsen-"

"Hayır isterim, biraz sakinliğe ihtiyacım var." mavi gözleri hevesle parlamıştı. Gamzelerini belirtecek derecede güldü. Cemil amca bize bakıp sırıtıyordu. "Ben çıkayım o zaman, oğlum her şeyin yerini biliyorsun. Gece geç olursa yola çıkmayın, dönüş sıkıntı olur. Buranın arkasında kalan eve geçin, senin odan hâlâ duruyor. Hadi ben gittim, iyi geceler çocuklar." dedi Sarp'a göz kırparak. Gerçekten kafa dengi bir adamdı.

Sarp'ı çocuğu gibi görüyordu, Sarp'ın anlattığına göre Cemil amcanın bir çocuğu olmamıştı. Mekanda çalışmaya başladığı zamanlarda Sarp'ı ve İlkay'ı çok benimsemiş çocuğu yerine koymuştu. Hatta yaz tatilinde onlar ev ve iş arasında fazlaca yol gidip geldikleri için Cemil amcanın bahsettiği, mekanın arkasında olan boş evi, onlara göre dizmiş. Sonrasında da kiraya falan vermemiş, Sarp her canı sıkıldığında soluğu burada alıyormuş. Cemil amcaya da o çok bağlı, ikisi birbirlerinin gözlerine bakıp bile anlaşıyorlardı. Gerçek bir baba oğul gibiydiler.

Cemil amca mekandan çıkana kadar bize bakıp süzmüştü, çıkmadan önce Sarp'a baş parmağını kaldırarak okey işareti yapıp bizi onayladığını bile görmüştüm...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALDATILANLAR KULÜBÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin