''S-Sen. Sen bunları bana nasıl yaparsın?''
Erva büyük bir şaşkınlıkla gözlerini büyüttü. Tedirginlikle ''Anlamadım. Ben ne yapmışım?''diye sordu.
''Hatırlıyorum. Hatırlıyorum bana neler yaptıklarını. Bana yalan söylemiştin ve bizde seninle bu sebeple kavga etmiştik değil mi? Doğru hatırlıyorum.'' diye büyük bir sitemle sordu.
Erva mahçupca kafasını salladı.
''B-Ben çok özür dilerim. Evet doğru hatırlıyorsun kavga etmiştik ama büyük bir şey değildi inan bana.''
Burcu başıyla onayladı. ''Evet, hafızanı kaybetmeden önce kavga etmiştiniz ama Erva'nın dediği gibi önemli bir şey değildi. Ben de oradaydım.''
Damla kafası karışmış bir şekilde öylece kaldı.
Erva merakla sordu. ''Ne kadarını hatırlıyorsun?''
Damla biraz düşündü. ''Ne için kavga ettiğimizi hatırlamıyorum ama sana olan kızgınlığım hiç elle tutulur cinsten bir şey değil. Beni kandırmıyorsunuz değil mi?''diye şüpheyle yanındaki iki arkadaşına baktı. Çünkü çok sinirliydi ve o sinirin küçük bir şeyden kaynaklandığına ihtimal vermiyordu. Kolay kolay sinirlenen biri değildi geçmişte.
Böyle bir kavganın basit, önemsiz, geri dönülebilir ya da affedilebilir bir şey olduğunu düşünmüyordu.
''Peki ben Erva'yı affetmiş miydim? Kavga her neyden kaynaklanıyorsa bunu çözmüş müydük?''
Burcu kafasını olumsuz anlamda salladı. O esnada Erva lafa atıldı.
''Çünkü iki güne kalmaz hafızanı kaybetmiştin. Kendimi affettirmeye fırsatım olmadı.''
''Neden kavga etmiştik peki? Kavganın sebebi neydi?''
Burcu biraz düşünür gibi oldu.
''Hatırlamıyorum iki yıl öncesini soruyorsun önemsiz gördüğüm için de hatırlamıyorum.''
Damla, Burcu'nun dediklerini tartar gibi oldu. Samimiyetine inanmıştı gerçekten hatırlamıyor gibi duruyordu. Bakışlarını Erva'ya çevirdi 'ya sen' bakışlarını attı.
Erva'da üzgünce bakışlarını yere indirdi.
''Ben de tam olarak hatırlamıyorum. Sadece annenin bir kişisel eşyasıyla ilgili olduğu kalmış aklımda o kadar. Gereksiz tepki vermiştin o.''
Damla'nın kafası iyice karışmıştı. ''Annem o zamanlar ölmemiş miydi seninle tartıştığımız zaman?'' diye bir soru yöneltti.
''Evet, önceden ölmüştü.''
Erva, ''Neyse aman geçmişte kalalım. Tadımız tuzumuz kaçmasın şimdi.'' diyerek konuyu kapatmaya çalıştı.
Damla bir şeyleri kafasında oturtmaya çalışıyordu ama hala tam manasıyla yerleştirememişti.
Burcu'nun arabasına doğru ilerlerken Burcu,
''Diyorum ki mezuniyet elbisemizi almaya alışverişe mi gitsek?''
''Harika bir fikir.''
''Katılmıyorum size.'' diyen Damla'ya kötü bakışlarıyla konuşmasının devamını getirmemesi için susturmuşlardı.
Damla el mahkum bunu da kabul etmişti. Damla için sıkıcı geçen diğerleri için de fazlasıyla eğlenceli geçen elbise seçimleri son hız devam ediyordu.
''Hih. Kızlar sanırım ben bu elbiseye bayıldım. Bayıldım mı o da ne kelime.''diyerek elbiseyi kendi üstüne yerleştirmiş denemek için kabine ilerledi. Bir yandan da ''Bu elbise insanın renk seçimini bile değiştirir.'' diye mırıldanmaya devam ediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/41474195-288-k292335.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFIZA
Teen FictionGenç Kurgu #63 = 30.12.2016 "Kaçan kovalanır mı?İşte bizim hikayemiz de koşuşturmayla başladı." Damla hafızasını kaybetmiş bir kız ve geçmişin ona oynadığı amansız mücadeleden kaçarken Kaan Poyraz'la karşılaşır. Kaan Poyraz da kim mi?.... Hafızasını...