1.BÖLÜM MEKTUP

11.8K 383 25
                                    

Yağmurlu bir mart gecesiydi. Adımlarını hızlandırdı akşamları yürüyüş yapmak artık onun için bir ihtiyaç haline gelmişti. Alışkanlıklardan vazgeçmek gerçekten zor oluyordu.

Sonunda evine gelebildiğinde hemen duşunu alıp kendini yatağına attı. Sabahın güneş ışıkları göz perdesini aralamasını sağlarken güçlükle yataktan kalktı.

Damla, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü son sınıf öğrencisiydi. Bugün de okuldaki dersleri için erken kalkmıştı. Hızlıca beline kadar olan sarı saçlarını örüp üstüne de kıyafetlerini geçirdi. Artık çıkmak için hazırdı.

Elindeki telefonun çaldığını duyunca bekletmeden açtı ''Birazdan çıkıyorum. Gerek yok Burcu. Okula gelebilirim.'' derken karşısındaki en iyi arkadaşlarından biri Burcu'ydu. Ama onun ne kadar inat bir kız olduğunu unutmuştu.

Zaten şu hayatta iki tane samimi arkadaşı vardı. Biri Burcu diğeri de Erva'ydı. Her ikisiyle de aynı üniversitede okuyordu sadece bölümleri farklıydı.

Burcu arabasıyla evin önüne geldiğinde Damla'yı da alıp okula doğru arabayı sürdü.

Arabaya binen arkadaşına sıcak bir gülümseme gönderirken, Damla''Bir an hiç gelmeyeceksin sandım.''

'' Şu dakiklik takıntından tahminen ne zaman kurtuluruz?''

Damla gözlerini devirirken arkadaşı Burcu'nun bu rahat tavırlarını düşünüyordu. İnsanlar bu kafayı yaşamak için nelerini veriyordu.

Arabanın içinde slow bir müzik çalarken düşünceli bir şekilde yolu izledi. Şu aralar dersleri çok yoğundu. Staj görmeye başlamıştı. 

Kısa bir yolculuğun ardından okula geldiklerinde arkadaşı Erva'nın koştur koştur geldiğini gördü.

''Bakın size ne haberim var?''derken Burcu merakla sordu.

''Ne oldu çabuk söylesene çatlatma.''

''Konser varmış. Hemde kimin en sevdiğimiz grubun.''

Damla ise her iki genç kıza tezat bir ruh haliyle dinledi. Onlardaki yaşam enerjisi ne yazık ki Damla'da yoktu.

''Size iyi eğlenceler ben gelemem.''derken iki genç kız Damla'ya onaylamaz bir bakış attı.

''Sen de geliyorsun hiç itiraz istemiyorum.''diyen Erva'ya ciddi olamazsın bakışları atıyordu.

''Kusura bakma ama ben yarın çalışıyorum.'' Damla'nın canı gerçekten konsere gitmek istemiyordu ve de okul dışında ek bir işte çalışıyordu. Çünkü buna mecburdu. Dedesinden başka ailesi yoktu. Dedesine yük olamazdı. Okul masraflarını bir kafede çalışarak karşılıyordu.

Sıkıntılı bir nefes vererek güç bela da olsa arkadaşlarını gelmemek konusunda ikna etmişti. Herkes ayrı bir yere dağılınca dalgın dalgın kampüsün içinde ilerlerken bir anda tökezleyip öne doğru savruldu. Az daha yere düşecekken güçlü bir kol tarafından tutulduğunu hissedince kafasını kaldırarak güçlü kolların sahibine baktı. Son sınıf olmasına rağmen tanıyamamıştı. Bir öğrenci olduğu belliydi ama kendi bölümünden değildi. Demek ki daha önceden dikkatini çeken biri değildi.

Tam teşekkür edeceği esnada onu tutan kollar hiçbir şey demeden geri çekildi. Ve hiçbir şey söylemeden öylece çekip gitti. 

Damla arkasından öylece bakakaldı. Neyse en azından düşmekten kurtulmuştu daha dikkatli olması gerektiğini kafasının bir köşesine not aldı. 

Saatler iyice sıkıntılı bir şekilde ilerlerken sonunda eve gitme çanı çalmıştı. Eve gidip dinlenecek olmanın mutluluğunu yaşarken çalan telefonuna baktı. Arayan dedesiydi. Büyük bir gülümsemeyle telefonunu cevaplandırdı.

HAFIZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin