18.🕊

246 25 3
                                    

Kapıya doğru ilerleyip titreye titreye açmıştı.

______

Gördüğü kişi ile rahatlamıştı Felix. Kapıda yaşlı bir çalışan vardı.

"Bir şey istiyor musunuz oğlum?"

"Hayır istemiyoruz."

Diyip yüzüne kapatmıştı.

"Ohh, hyunjin değilmiş."

"Olsa ne olacak"

Diye konuşmuştu kendinden emin bir şekilde Jisung.

"Az önce titriyordun Jis"

Diyerek onu cevaplamıştı Seung. Jisungda ona göz devirip Felixe dönmüştü.

"Dökül şimdi. Neler yaşadın?"

"Pek bir şey yok. Sadece dışarı çıkmama izin vermiyor."

"Emin misin?"

"Evet"

"Eline ne oldu, doğruyu söyle"

"Kaçmak için kesmiştim ama Jeongin piçi yüzünden başaramadım."

"O ne alaka?"

"Ben kaçarken Jeongin ile karşılaşmıştım, ondan yardım istedim o da yardım ediyormuş gibi görünüp beni yine buraya getirdi. Lanet olası Hyunjin'in kuzeniymiş."

"Ahh siktiğimin piçi"

"Şimdi ne yapmayı düşünuyorsun?"

"Buradan çıkableceğimi sanmıyorum"

"Böyle umutsuzluğa kapılma bir şekilde kurtaracağız seni buradan"

"Hayır, kendi başınıza bir şeyler yapmaya kalkmayın. Az önce dediklerimi ben söylemedim sizde duymadınız tamam mı?"

"Ama Felix-"

"Aması yok Seung, buradan kurtulamayacağım."

Seungmin tam konuşacakken telefonu çalmıştı. Arayan annesiydi.

"Saat kaç oldu, neredesin sen?"

"Arkadaşımdayım anne birazdan gelirim."

"Hızlı ol"

"Tamam anne"

Diyerek aramayı sonlardırmıştı.

Seungmin yerinden kalkıp Felixe yakaşıp ona sarıldı.

"Şimdi gitmem lazım, yine gelicem, ama planlı olarak. Kurtaracağız seni buradan"

"Zarar görmenizi istemiyorum."

"Zarar görmeyeceğiz."

Onlar sarılarak konuşurken oturduğu yerden onları izliyordu Jisung. Felix kafasını ona çevirip ellerini açarak konuştu.

"Sen niye orda üvey gibi oturuyorsun gelsene"

Dediğinde gülümseyerek onlara koşmuştu Jisung. Sıkıca sarıldılar. Biraz sonra ayrılmışlardı.

"Biz yine geleceğiz. O zamana kadar dikkatli ol. Onun sana zarar vermesine izin verme"

"O bana zarar vermiyor"

Arkadaşlarını daha fazla endişelendirmemek için yalan söylüyordu Felix. Oysaki her gün hiç duymadığı küfürleri duyuyor, hem psikolojik hemde fiziksel şiddet görüyordu...

Odadan çıkıp merdivenlerden iniyorlardı üçlü olarak. Hyunjin ise hâlâ aynı yerde oturuyordu. Ama elinde kitap yerine telefon vardı.

Yukarıdan inen çocukları gördüğünde onlara bakıp gülümsemişti. Seungmin onun yanına gelip konuştu.

"Şeyy hyung, ben bir şey isteyecektim"

"Dinliyorum"

Demişti yüzündeki gülümsemesini hiç bozmadan. Dışarıdan görsen iyi biri sanarsın ama onlar onun içini biliyordu.

"Biz yine gelebilir miyiz?

"Tabii ki, ama önce haber verseniz sevinirim"

"Nasıl vereceğiz ki?"

Hyunjin cebinden bir kart çıkarıp seungmine uzatmıştı. Seungda hemen almıştı.

"Bu benim numaram, arayabilirsiniz."

"Oh, tamam"

Diyerek arkasını dönüp, yanındaki iki beden ile kapıya doğru ilerlemişlerdi.

"Hoşçakal Lix."

"Dikkatli gidin çocuklarr"

Diyerek el sallamıştı gitmesini istemediği bedenlere. Onlarda el salladıktan sonra kapı kapanmıştı. Felix de yüzündeki gülümsemesini somurtmaya dönüştürüp salona gelmişti.

"Onlara bir şey söylemedin umarım."

"H-hayır hiç bir şey demedim."

Hyunjin Felix'e gel işareti yapıp bacağını patpatlamıştı. Felixte ağir adımlarla ona yaklaşıp kucağına oturmuştu. Hyunjin onu belinden tutup yine her zamanki gibi kendine yapıştırmıştı. Dudaklarını yaklaştırıp tam öpecekken Felix çekilmişti.

"Hyunjin... istemiyorum."

"İsteyip istemediğini sormadım"

Diyerek sert bir şekilde dudağına yapışmıştı. Hyunjin Felixin dudağını bir yandan ısırıp, diğer yandan emiyordu. Felix ise öylece duruyordu. Ne karşılık veriyordu ne de geri çekilmek için haraket ediyordu. Alışmıştı artık.

~♡♡♡♡♡♡♡♡~

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınkineee

I Will Be Your Last Regret / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin