1

8.5K 289 99
                                    

İlk bölüüüüüm!

Yeni bir bxbxbxb kurgusuyla karşınızdayım aşklarım!

Biliyorum devam eden iki kurgum var ama bxbxbxb yazmayı çok özledim ve harika bir kurgu buldum.

Koş kız! Bra5187

Çok uzatmıyorum, hadi başlayalım...

Çok uzatmıyorum, hadi başlayalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

( Meriç Gallo)

İyi okumalar canlar...

🌀

Meriç'ten

"uyan evlat, yemek buldum!"

Gözlerimi zar zor açtığımda yanımda yatan diğer evsize döndüm, dün gece sohbet etmiştik ve gayet hoş bir dedeydi. Elinde ise büyük ihtimalle çöpten bulduğu yarım ve kirli bir ekmek vardı.

" Sen ye dostum, ben başımın çaresine bakarım."

" Nasıl olacak o? Sen dedin ya sokaklar benim evim diye, evsiz değil misin?"

" Oralar karışık ihtiyar, sana iyi günler."

Zar zor ayağa kalktıktan sonra ilerlemeye başladım, eve gidip bir duş aldıktan sonra devam ederdim işime. Özgürlüğümün tek yolu bu adamları mutlu etmekti...

Uzun bir yürüyüşün ardından evime varmıştım, kapı zilini çaldığımda ev arkadaşım kapıyı açtı ve bıkkın sesiyle konuştu.

" Çabuk geldin(!) ben bir iki gün daha gelmezsin demiştim."

Gözlerimi devirerek konuştum.

" Abartma vi, ayrıca evliymişiz gibi davranmayı kes. Sadece ev arkadaşıyız."

Yanındaki koltuktan yastık alıp kafama fırlattığında havada yakalamıştım.

" Aptal! Dostlar birbirleri için endişelenir ve sen SOKAKTA kaldığını söylüyorsun! Cidden delisin sen."

Odama gidip hazırlandıktan sonra patronumun evine gelmiştim, korumalar beni gayet iyi tanıdığı için geçmeme izin vermişti ve kapı zilini çalmıştım.

Adını bilmediğim kadın kapıyı açtığında ise içeri adımlamıştım, her gün değişen çalışanların adını öğrenmekle vakit kaybetmeyi çoktan burakmıştım.

Salondan gelen seslerle oraya girdiğimde bir adam ve William ın tartıştığını gördüm.

(İngilizce)

Adam,
" Kabul etmiyoruz William, ya bu işten vazgeç ya da bizim aramızda olmayı unut!"

William,
" İşlerim örgütünü ilgilendirmiyor Göktürk!"

(İtalyanca)

" William?"

Benim sesimle bana döndüklerinde William derin bir nefes verip yanıma geldi, İtalyanca konuştuğunda sanırım Göktürk dediği adam anlamamıştı. Zaten Türk olduğu için İtalyanca bilmek zorunda değildi.

William,
" Sen odana geç Meriç, benim ufak bir işim var."

Onayla başımı salladığımda elimi kolumu sallaya sallaya bodruma indim ve laboratuvarın kapısının şifresini girdim, kapı açıldığında içeri geçip arkamdan kapıyı kapattım.

Boş mekana giirdiğimde eldiven, gözlük, tulum ve maskemi taktım. Bu gün de uyuşturucu yapmak zorundaydım... Oysaki benim hayalim sokak sanatçısı olup grafiti yapmaktı.

...

Uzun saatler sonra işim bittiğinde William da gelmişti.

" Yeni ürünün bitti, al dene."

William,
" Getirin adamı!"

İçeri beyni uyuşmuş bir bağımlıyı getirdiklerinde zorla deneteceklerini bildiğim için yüzümü buruşturup dışarı çıkmıştım, üstümdekileri umursamadan bahçeye çıktım ve derin bir nefes aldım.

" Kara melek sen misin?"

Uzun zamandır türkçe konuşan birisini duymadığım için tuhaf hissederek az önce içerde gördüğüm, şuan da bana sigara uzatan adama döndüm.

" İçmiyorum sağol."

Kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı.

" İtalya nın en bilindik uyuşturucu baronunun baş üreticisisin ve sigara bile içmiyor musun?"

" O olduğumu nereden çıkardın."

Gülerek kendi sigarasını yakmıştı, dumanı dışarı üflerken onu inceleme fırsatı buldum. Oldukça çekici birisiydi...

" Çünkü Türkçe konuşmam bile seni bu sorudan daha fazla şaşırttı."

" Yakalandım(!) evet ben Kara melek, William ın kölesiyim."

Kaşları çatılırken konuştu.

" Köle derken?"

" İnsanları zehirlemekten çok mu mutluyum sence? Adam çok güçlü, o istemediği sürece bu ülkeden dahi çıkamam."

Sonlara doğru umutsuz çıkan sesime içimden küfrederek başımı ilerideki çiçeklere çevirdim, o ise bana dönerek konuşmuştu.

" Seni götürebilirim, kaçırabilirim Meriç."

Maske şaşkınlıktan elimden düşerken gözlerim de dehşetle açılmıştı.

" Neden yapasın ki bunu?"

Hayret dolu sesime başta ufak bir gülümseme sunsa da sonradan ciddileşmişti.

" En önemli adamı sensin, onun bu uyuşturucu işleri canımı sıkıyor ve şanslısın ki insanlara yardım etmeyi seviyorum. Yoksa çoktan seni öldürtmüştüm..."

Sondaki tehditkar sesi başka şansım olmadığını haykırıyordu, onunla gitmezsem sonum mezar olacak gibiydi.

Benim için hava hoştu, zaten uzun zamandır Türkiye ye dönmek için uğraşıyordum.

" Başka seçeneğim var mı ki?"

" Var. Mezar."

Söylediği şeyle kahkaha attığımda bana mimiksizce bakıyordu.

" Kabul, kötü adam. Seninle geliyorum... Ama baştan söyleyeyim, vardığımız gibi yok olurum."

Elini uzattığında tutup sıktım.

" Anlaştık kara malek..."

İtalya Kaçağı (bxbxbxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin