Yeni bölüüüüüüüm!
Anca bu kadar erken atabildim aşklarım, sizin için uyku ilacı içmeme rağmen hala ayaktayım...
Taekooktannie8 istedi, oldu, nokta.
Anket vaktiiii!
Sonraki bölümde Meriç in geçmişinden kesitler okuyalım -->
Sonraki bölümde ilahi bakış açısıyla Salih Alkor u okuyalım -->
(Çınar Atahan)
İyi okumalar canlar...
🌀
Meriç ten
Vi' ı beklerken grafiti yapan iki adam görmemle oraya gittim, benimle aynı yaşlarda belki bir tık büyük gibiydiler.
" Merhaba, sakıncası yoksa ben de katılabilir miyim? Çizimim iyidir."
Alayla gülüp birbirlerine baktıklarında benim de dudağımın kenarı kıvrılmıştı, ben hafife alabilecekleri biri değildim.
Mavi gözlü olan beni süzdükten sonra konuştu.
" Katıl madem, ama sonra bi kahve sözü alırım."
Nefesle güldüm.
" Beni bulursan alırsın."
" Öyle olsun..."
Maskemi takıp eldivenleri elime geçirdim ve istediğim sprey boyayı seçtim.
...
( Bunu yapıyor)
Bittiğinde geri çekilip bakmıştım, onlar ise çoktan işlerini bitirmiş beni izliyorlardı.
Mavi gözlü olan hayranlıkla gülüp yanıma geldi ve elini uzattı, sokak stilinde bir tokalaşmadan sonra konuştu.
" Harikasın cidden, bu kadarını beklemiyordum."
Diğeri de gülerek yanımıza geldiğinde onunla da tokalaştık.
" Ben Çağlar, o da ikizim Çağrı."
Ben de tam adımı söyleyecekken Victor un uzaktan gelen sesini duydum, İtalyanca konuşuyordu.
"Sorun var mı kardeşim?! "
Güldüm.
" Sorun yok vi, biraz çalıştık sadece."
İkizler bana şaşkınca bakarken yanımıza gelen Victor un kaşları çatıktı.
" Gidelim, ben sevmedi burayı."
Kolunu omzuma attığında karşı tarafa öldürücü bakışlar atıyordu, e boksör adamdan da ürktüler tabi ki...
Apar topar vedalaştığımızda adımı bile söyleyememiştim ama böylesi daha iyiydi. Yolda taksi durağına kadar yürüdüğümüz esnada buraya gelen siyah ve geniş arabayı görmemle Victor un koluna yapıştım.
" Koş!"
Arabaların giremeyeceği yollara girip koşmaya devam ettik ama adamlar arabadan inip peşimizden koşmaya başlamıştı, tek umudum 'onun' olmamasıydı. William bile gözümde yoktu şuan.
Merdivenleri üçer beşer inerken insanlara çarpıyorduk ama umursayabilecek durumda değildik. Dar sokakta koşarken çay taşıyan adama çarpmamla adam beni ensemden yakalamıştı.
" Sonum böyle olmamalıydı ya!"
" Olmayacak zaten"
Selimin sesini duyduğumda inanamaz gözlerle ona baktım, o muydu yani?
" Olacak!"
Ensemi daha çok sıkan çaycı yüzünden yaram gerilip sızladığında acıyla inlemiştim. Ben inlediğimde selimin gözlerinde parlayan ateşi hayal meyal görmüştüm, kaşları iyice çatılırken adama yaklaştı. Dişlerini sıkarak konuştu.
" Neyse parası veririz, uzatma."
Adam cüssesine baktıktan sonra korkup yerine sinmiş ve beni bırakmıştı, ben yan yan kaçmaya çalışırken ise selimin ani bir şekilde belimi tutmasıyla şoktan kalakalmıştım.
" Uğraştırma beni güzelim, senin için geldim."
Dediği şey anlamadığım bir şekilde hoşuma gitse de bozmamıştım.
" Biz gidecek."
Varlığını unuttuğum Viktor konuştuğunda belimdeki elin sıkılaştığını hissettim.
" Sen kimsin?"
Sert sesiyle sorduğu soru Viktor u gram korkutmamıştı.
" Seni ilgilendirmez."
" Gidemez, sen ne yapıyorsan yap."
Söylediği şeyle geri çekilecekken eliyle beni daha çok kendisine yaklaştırdı.
" Omzun acıyor diye belini tutuyorum Meriç, zorla canını yakma."
" Viktor benim ailem, sorun yok."
Duraksadıktan sonra sıkıntıyla bir nefes verdi.
" Bir yere gidemezsin Meriç, William Türkiye de ve peşinde. Biz de seni korumak istiyoruz çünkü sana çok şey borçluyuz."
" Teşekkürler ama ben başımın çaresine bakarım, sokaklar benim yuvam."
" O zaman zorla götürürüz."
" Ne?"
Algılamama bile fırsat vermeden elimi tutup yürümeye başladığında şoktan bir şey yapamamıştım, Viktor ise arkada kalan adamlarla yumruk yumruğa kavga ediyordu.
Apar topar arabaya bindiğimizde selim ile arabada baş başa kalmıştık.
" Ne yaptığını sanıyorsun?!"
" Meriç. Zeki birisisin, bağırıp çağırmanın ya da bir şeyler anlatmaya çalışmanın işe yaramayacağını biliyorsun. Lütfen bu klişelere sokma bizi güzelim."
Haklı olmasının verdiği sinirle kollarımı göğsümde bağlayıp kaşlarımı çattım, o ise bu duruma içten bir şekilde gülmüştü. Baya güzel gülüyordu...
" Sinirli değil sevimlisin bilgin olsun, ama çok sevimlisin.."
Oflayarak kollarımı çözdükten sonra uzun bir süre o beni, ben de dışarıyı izlemiştim. Sürekli gözlerinin bende olması tuhaftı.
" Nereye gidiyoruz?"
" Evimize."
Üçünün evini kastetmişti ama tonlaması öyle bağırıyordu ki sanki ben de o 'biz' e dahildim. En kötüsü de bu fikir beni rahatsız etmemişti.
İrkilerek kendime geldiğimde çok utanmıştım, onlar zaten birbirine aşıktı, benim düşüncem ise çok yanlıştı.
Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından eve varmış ve kapının önüne gelmiştik, bizim kapıya ulaşmamıza kalmadan kapı açılmıştı.
Çınar,
" Hoşgeldiniz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtalya Kaçağı (bxbxbxb)
Teen Fiction🌀 bxbxbxb kurgusudur! Göktürk, Çınar, Selim ve Meriç in aşkını okumaya hazır mısınız? Cinsellik, argo ve madde kullanımı içerir! 18+