Genaraux

3.2K 111 100
                                    

         Bu hikayeyi yayımlamam konusunda bana yardımcı olan ve kitap kapağını yapan Rositsa'ya ithaf ediyorum ilk bölümü. *Hikayede onun ismini de kullanacağım bir karakterde :3* 

     "Hoş geldiniz."

     Seyrek, siyah saçlı ve kırklı yaşlarına yeni girdiğini tahmin ettiğim adamın sesiydi bu. Açıkçası her yerde gördüğüm eşini aldatan adamlardan biri gibiydi. Biz onun masasın önündeki sandalyelere oturduğumuzda yine o saçma ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Siz de hoş geldiniz Bay Andrew."

Gözlerimi masada duran notlardan, evraklardan ve dosyalardan çekip yeniden gözlerimi, adamın koyu kahverengi gözlerine diktim. Sert bir dille konuşmaya özen göstermemiş olsam da sesim sert ve tek düze çıkmıştı.

"Andrew değil, Reas."

Şaşırmış gibi görünse de pek aldırış etmeden gözlerine bakmaya devam ettim. Aramızdaki teması kesti ve bakışları gözlüğüne gitti. Uzanıp onu taktı ve gözlerini tekrar bana çevirdi, sonrasında eline bir kalem alıp oynamaya başladı. Sıradan, siyah bir kurşun kalemdi. Olabildiğince benimle göz göze gelmemeye çalıştığını anlayabiliyordum. Her seferinde bende nefret uyandıran o ses tonuyla tekrar konuşmaya başladı.
"Burada Andrew yazıyor, Reas diye bir şey yok. Bu sensin."

Bu adamdaki aptallık sinirlerimi cidden zorluyordu. Biraz nefes alarak konuşmaya başlayacaktım ki gözlerim 'ailem' e kaydı. Böyle iki insanın nasıl annem ve babam olduklarına ben bile bir fikir üretemiyordum. Onlara baktıktan sonra sadece bir nefes almanın yeterli olmayacağını anladım, fakat konuşmam gerekiyordu.

"Bu iki saçma insanın bana koydukları ismi kullanmayacağım anlıyor musunuz? Benim adım Reas ve bu böyle kalacak. Bay Jagler."

Birkaç saniye için susmakla yetindi, bu sözlere bir cevap vereceğini düşünmüyordum zaten. Bir ara konuşacak gibi olsa da söyleyecek bir şey bulamadığı  sustuğunu görebiliyordum.
Sessiz, fısıltı şeklinde "Her neyse." dediğini az da duyarak ve dudaklarını okuyarak anlayabildim, sonrasında bir anda konuşmaya başladı, yüzünü tamamen bana çevirmişti.

"Soyadımı nereden biliyorsunuz? Bay, Bay An-Reas?"

Bu adamın aptal olduğundan hiç şüphem kalmamıştı. Ülkenin en iyi 'akıl hastanesinin' müdürü olmayı hak ediyordu sanırım. Evet, doğru duydunuz. Kayıt olduğum yer okul değil, bir akıl hastanesi! Kayıt olduğum yer Genaraux!

"Soyadımı nereden bildiğinizi sordum, Bay Reas."

Bu aptal sesini kesecek miydi, yoksa illa konuşmam mı gerekiyordu. İçimdeki sinir cevap vermemi söylüyordu fakat biraz daha dursam fena olmayacaktı. Jagler'ın da sinirlendiğini görebiliyordum. Zevkliydi, kesinlikle zevkliydi bir başkasının sinirlendiğini görmek... Özellikle sizde nefret uyandıranların. Konuşmaya karar verdim ve başımı yavaşça ona doğru çevirdim. Alaycı bir ses tonu takındım, bu ses tonu kesinlikle alay etmek içindi.

"Özür dilerim fakat ismini bütün notlara ve evraklara yazıp sonrasında soyadının bilinmesine şaşıracak kadar aptal olduğunu tahmin etmemiştim, Bay Andrew Jagler."

Andrew, ha? Böyle bir aptalla ismim aynı olabilir miydi sanki? Kesinlikle hayır. Adamın yüzündeki şaşkınlık ve o aptalca duruşu seyretmeye başladım, elini saçlarına götürünce biraz terlediğini fark ettim. Jace ve Scarlett ona doğru özür diler gibi bakıyorlardı. Annem ve babam. Jagler'ın konuyu dağıtmak istediğini görebiliyordum, sesini işittim. Elindeki kurşun kalemi evraklara doğru götürdükten sonra bir şeyler karalayıp, birkaç evraka baktıktan sonra bana döndü.

ManipülasyonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin