"Jasper'ın bununla ilgisi ne?" dedim, muhtemelen bir bildiği olduğunu düşünsem de sormadan durmayı beceremedim. Kendini bana biraz daha yaklaştırıp, oturduğu yerden yavaşça ayağa kalkmaya başlarken konuşacaktı.
"Muhtemelen bir şekilde o kelepçenin anahtarı onda bulunur." dedi, ardından ekleme ihtiyacında bulunduğunu sezebildim. "Henüz onda olmasa bile o istedikten sonra kesinlikle anahtarı bulur." dedi, gözlerinde hafifçe parıldayan ışıltı muhtemelen benim az sonraki merak dolu düşüncelerimle yok olacaktı. Ellerimin içini, avuçlarımı ellerimdeki kelepçelere rağmen olabildiğince göstererek konuşmaya başlamıştım.
"Peki bize neden yardım etsin, hiçbir sebep yokken?" dedim, Rositsa'da ciddi olup olmadığımı sorgulayan bakışlar vardı. Bunu sormam yeterince normal değil miydi? Veya bir şeyleri eksik mi biliyordum. Kendimi daha fazla açıklama ihtiyacında bulundum. Tahminimce artık sadece 19 dakikamız kalmış olsa da hala konuşmakla vakit harcıyorduk. Harcamaya da devam edeceğiz gibi duruyordu. "Hiçbir çıkarım olmasa tanımadığım birine yardım etmezdim, onun da edeceğini düşünmüyorum." dedim, sesimde ciddiyet hüküm sürüyor olsa da söylediklerimden sonra Rositsa hafifçe tebessüm etmiş bir şekilde bana bakıyordu. Hiç bir şey anlamamış gibi kaşlarımı çattım ve neden böyle güldüğünü anlamaya çalışır bir yüz ifadesi takındım. Neden diye sorduğumda ise cidden beklemediğim bir cevap aldım.
"Bunu Evan'ı oradan çıkarıp odasına kadar gizlice götüren biri mi söylüyor?" dedi, haklıydı. Evan'ı tanımıyordum ve karşılık bekleyerek bir şey yapmamistim, daha doğrusu neden yaptığımı bile henüz bilmiyordum. Fakat içgüdüsel olarak hareket etmiş olsam da kesinlikle bir şey isteyeceğim için olduğunu düşündüm. Karşılıksız bir şey yapmak, sırf birinin iyiliği için bir şey yapmak bana göre değildi, daha önce bunu yapmış olsam da. Rositsa'nın diyeceklerine herhangi bir cevabım yoktu, bunu ellerimi iki yana açıp gözlerimi yavaşça kapatıp açarak gösterdiğimi umdum. Fakat daha çok çaresiz koca bir pandaya benzemiştim, en azından ben böyle hissediyordum. Rositsa verecek cevabım olmadığını anlayınca tekrar konuşmaya başladı.
"Bir çıkarı olmadığını da kim söyledi?" dedi, bilmediğim bir şey olduğunu sonuna dek vurgulamaya çalışmıştı, dışarısı her ne kadar irice geniş duvarlarla örtülü olmuş olsa da yüzüme vuran soğuk hava, gücünü eksiltmiyor, aksine yazın sonlarında olmamızı umursamadan davranıyordu. Rositsa'ya yüzümde yüz binlerce soru işaretiyle baktığımda hemen açıkllayacağını ummuştum. Fakat görünen o ki konuşmak zorunda kalacaktım, muhtemelen kafamda soru işaretleri olduğunu anlamış fakat neler olduğunu çözememişti.
"Bir çıkarı var mı?" dedim, dilimle kurumuş dudaklarımı biraz ıslattıktan sonra söylediklerime yutkunduktan sonra devam ettim, sesim buğulu çıkmıştı. "Ne gibi bir çıkarı olabilir?" dedim, Rositsa gözlerini benden kesip biraz uzaklara doğru kenetlendi, dudaklarını öyle yavaşça ayırmaya başlamıştı ki ne diyeceğini henüz söylemeden tahmin edebilmiştim.
"Neria." dedi, ardında yeni soru işaretleri oluşturacak bir şekilde, konuşmaya başlaması sert ve sıcak olmuştu. Gözlerinin içindeki derinlik sözcüklerini anlamamı güçleştiriyor olsa da. Ne dediğini anlamak fazla zor değildi, tabii neden söylediğini anlamaktan bahsetmiyorum. Başımı garip bir şekilde yukarı sağ yönünde çevirdim. Jasper'ın, Neria ile ilgili nasıl bir çıkarı olabilirdi diye düşünüyor olsam da en ufak bir şey çıkaramıyordum. Dur bir saniye, beynimde dalgalanan ufak bir düşünce nasıl olur da bu kadar fazla baş ağrısı yapıyordu. Rositsa gözlerini kenetlediği uzaklıktan çekip yanlara doğru baktı. Sesinde ciddiyet takınacağı belli oluyordu.
"Jasper, Neria'ya aşık. Bunu buradaki herkes bilir, Neria bile." dedi, fakat ben bilmiyordum diye içimden geçirdim. Ardından aklıma bir şey daha takıldı fazlaca önemsiz olmasına rağmen söylemeden, sormadan durmadım. Birbirine hala bağlı olan ellerime her baktığımda süreyi biraz daha tahmin ediyordum. 16 dakika.
![](https://img.wattpad.com/cover/44050014-288-k334461.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manipülasyon
Ficção Científica"Bıkmadın mı denemekten." Rositsa'nın sesiydi bu. Tek tanıyabildiğim sesti. Cevap verecek gücüm kalmamış olsa bile cevap verecektim, fısıltı kadar az çıksa da sesim, konuşacaktım. "Burada kurtulmadan olmaz, çıkana kadar, özgür olana kadar olmaz. İn...