"Ne kadar süredir buradasın?"
Neria'dan gelmişti bu soru, yüzüme doğru bakıyorken sordu. Çenemi bir saniyeliğine ovuşturup ellerimi saçıma götürdüm, soru sorulunca bazen böyle yaptığımın farkına en fazla bir yıl önce varmıştım. Kız kardeşim ben aynada kendime bakarken "bana asla yalan söylemeyeceğine söz verir misin?" diye aniden sormuştu. O zaman farkına vardım, fakat her zaman yapmıyordum bunu, sanırım her zaman yapsam baya garip görünürdü. Elleriyle omzuma dokunup yine Fransızca anlamadığım bir şeyler söyledi, bu sefer önceki gibi sessizce değil biraz yüksek sesle söylemişti.
"Tanrım ne kadar da zor birisin, lafı ağzından alamıyorum."
Zor biri değildim, anlaşılmazdım, doğrusu anlamaya çalışan da yoktu zaten. Bende anlatmaktan vazgeçtim. Eski tür siyah beyaz konuşmaların mükemmel derecede düzgün olduğu filmden çıkmış gibi konuşuyordu her cümlesini, cümlelerinin her kelimesini ayrı bir özenle söylüyordu. Konuşmasına hayranlık duyduğumu belirtmem gerekiyor. Bende kelimelerimi daha düzgün bir şekilde telaffuz etmeye çalışarak konuştum.
"Zor biri değilim. Sadece, bir şeyler düşündüm bu yüzden cevap veremedim. Özür dilerim, en fazla bir kaç saat önce geldim buraya."
Bu kadar nezaketli bir cevap beklemiyor gibi kaşlarını çattı ve bana dünyaya başka gezegenden gelmiş biri gibi baktı. Gayet komik bir şekilde bir yüz ifadesi vardı yere yüzüne karşı hafif tebessüm ettikten sonra başımı eğip gülümsedim. Uzun zamandır gülmüyor olduğumu düşününce garip bir his vardı. "Peki ben, hangi derse gireceğim?" diye ağzımda geveledim ardından eğdiğim başımı yukarı kaldırıp Rositsa'ya doğru tebessüm ettim. "Herhangi bir fikrim yokta." dedim. Lafımı bitirdikten sonra iki elimi de masanın üzerinde kavuşturdum, her zamanki gibi sol parmaklar sağ parmakların üzerinde. Omzumda Rositsa'nın ellerini hissettim, omuzlarıma dokunup hafifçe çekiştiriyordu, diğer boş eliyle uzakları gösterir gibi elini ileri, sağ ve üst kısma doğru yöneltti bakınca bir kağıdın olduğunu fark ettim. Lafını tamamladıktan sonra elini omzumdan çekti bende artık gitme vaktinin geldiğini düşünerek yerimden kalktım belki onlara söylemeden kalkmak nezaketsizceydi fakat bunu pek umursamadım. Kağıdın yanına doğru yavaş adımlarla ve önüm dışında hiçbir yere bakmamaya özen göstererek gittim. Tek kağıt varmış gibi görünüyordu fakat yaklaşınca üst üste konulmuş bir sürü kağıt olduklarını fark ettim yemekhanede cam olmamasına rağmen soğuk bir hava esiyordu, garip. Havanın bir anda karardığını tahmin ettim koridorlardan yukarı bakınca, halbuki sabah geldiğimizde güneş etrafı yakıyordu. Kağıtlara baktım, bir sürü isim ve bir sürü ders. Kendi ismimi aradım, Reas Intyre. Aramaya devam ediyordum fakat bulamadım tekrar aradım, bulamamış olmak beceriksizliğimden değildi, bas baya yoktu burada işte. Arkamda iki kişinin varlığını sezdim, elbette Neria ile Rositsa'ydı. Hala ismimi bulamama rağmen bir kaç derse göz atmak istedim.
"Öfke nöbetleri ve öfke düzeni."
"Algı bozukluğu düzeltimi."
"Zeka gelişimi egzersizi dersi. "
"Sorumluluk hissiyatı düzeltimi."
"Sosyallik ve insanlık."
"Akli denge düzeltimi."
Bir kez daha listeye bakmak istedim çünkü bulamazsam yine sorunlar baş gösterecekti. Andrew Intyre. O aptala ismimin Andrew olmadığını söylemiştim. O beyinsize olan nefretim biraz daha artmıştı."Andrew Intyre... Öfke kontrolü."
Doğru düzgün bir ders olsa şaşıracaktım sanırım. Aklımda oluşan şimdi için aptalca olan düşünceleri önleyip omuzlarımın üstünden Rositsa ve Naria'ya baktım, sonrasında tamamen dönünce hemen Rositsa'nın heyecanlı sorusu ile karşılaştım. "Hangi dersteymişsin, Reas?" dedi. Yavaşça duraksadım söylenilecek zor bir şey olmasa da konuşmakta zorlanıyordum esen soğuk rüzgarı tekrar yüzümde hissettim sonra da ellerimde. Konuşmak istiyordum. "Ö-öfke kontrolü." bunları söylerken hafif kekelemiştim, ben öfkeli ve sinirli biriydim doğru fakat bunu kontrol etmeme gerek yoktu. Dikkatimi dağıtmak için başımı hafif sağa ve sola salladım sonrasında tekrar konuşmaya başladım. "Sizin hangi, dersler?" dedim. Kafamı sağa çevirdim fakat dikkatimin onlarda olduğunu belirtir gibi ellerimi düğümledim. Cevabı nedense Naria'dan bekliyor olsam da tekrar ilk konuşmaya Rositsa başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manipülasyon
Science Fiction"Bıkmadın mı denemekten." Rositsa'nın sesiydi bu. Tek tanıyabildiğim sesti. Cevap verecek gücüm kalmamış olsa bile cevap verecektim, fısıltı kadar az çıksa da sesim, konuşacaktım. "Burada kurtulmadan olmaz, çıkana kadar, özgür olana kadar olmaz. İn...