"Suçlu mu? Ne demek suçlu? Ne dediğinizin farkında mısınız?" dedim, cevap alamadan, zaten kapının önüne doğru ilerlemiş olan Rositsa ve Neria kapıdan çıkmıştı bile, 'hücremin' kapısından. Kalmaları için artık hiç bir neden kalmamıştı. Ayakta sabit bir şekilde kapıya odaklanmış bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Bu lanet olası yer git gide daha tehlikeli ve garip oluyordu. Bir gün içerisinde yaşadıklarım bu kadar fazla olabilir miydi? Daha fazlasını kaldırıp kaldıramayacağım hakkında en ufak fikrim yoktu, ayakta dikilip düşünceler içerisinde dolaşıyordum. Olanların sadece bir rüya olmasını istemiyordum, evet istemiyordum, çünkü rüya ise tekrar Jace ve Scarlett'in evinde uyanmış olacaktım. Orada olmaktansa buradan çıkmaya çalışıp onlardan intikam almak daha cazip geliyordu. Kendime geldiğimi hissettiğim de sert ve rahatsız yatağımın uç kenarına oturdum bacaklarımı hafif aralamıştım, Evan'a bakıyordum, kesinlikle bunun bir rüya olmadığının yegâne kanıtıydı.
Pekâlâ eğer cidden Rositsa ve Neria suçluysa buraya ne yüzünden ve nasıl geldiler? Ne suç işleyip de geldiler? Aklımdaki her soru işaretinin cevabı kendiyle beraber yeni bir soru işareti getiriyordu. Şu aklımda lanet soruların cevabını tamamen bulana kadar burayla, Genaraux ile ilgili her şeyi tam olarak bilmeden kaçmam kesinlikle, düzenli ve başarılı bir plan olmalıydı aksi takdirde başarısız olması kaçınılmazdı.
×Powered By LaSuperba
Oturmakta olduğum yatağın ucundan yatar pozisyona geçmiştim dışarıdan anladığım kadarıyla akşam olmaya başlamıştı bile. Bu gün bana binlerce gün gibi gelmişti, zaman nasıl olur da bu kadar yavaş ilerleyebilirdi? Belki de Tanrı burada geçen zamanımı fazla saymıyordu, çabucak kurtulup hayatıma kaldığım yerden devam etmem için. Kendi sorduğum sorulara kendi istediğim cevaplar veriyordum, bazı cevaplara inanmasam da. Fakat ben de cevap vermezsem kimsenin cevaplayacağı yoktu. Bu şekilde en azından fazla düşünmekten kurtuluyor olsam da hala aklımda cevaplayamadığım sorular fink atıyordu. Öğle vaktinde yattığım yatağın sertliğini, rahatsızlığını şimdi yattığımda hissetmiyordum, aksine çok rahat geliyordu. Sanırım rahat olmanızı sağlayan şey nasıl bir yerde yattığınızdan çok, ne yaptınız da yattınız? Sorusuydu.
Elimi arkamda kalan duvara sürmeye başladım, neden yaptığım hakkında hiçbir fikrim olmasa da, duvara dokunmak git gide bende bazı hisler uyandırıyordu. Endişe, nefret, sorumluluk; ve korku. Aptalca hiçbir şeyden korkmuyorum tiplerine girmeyeceğim herkesin korktuğu bir şeyler vardır, asıl sorun zaten olması değil, olmamasıdır. Bundan sonra ne yapacaktım, pek bir fikrim yoktu fakat yapacak bir şeyler bulmam gerektiğini biliyordum. Saat tahminimce en fazla 22 olmuştu fakat müthiş derecede uykum geliyordu. Elimin hala duvara dokunur halde olduğunu fark ettim. Geri çekmek için ayrı bir çaba sarf etmedim. Göz kapaklarım her geçen saniyeyle beraber biraz daha ağırlaşıyordu. Her geçen saniye ise benden bir şeyler götürüyordu, ne olduğumu bilmiyor olsam da bir şeylerimin eksildiğini fark edebiliyordum, eksilen şeyin ne olduğunu bilmesem de. Fakat aynı zamanda bir şeyler katılıyordu bana, buna eminim. Aklıma Rositsa ve Neria geldi, ikisinde de bazı eksiklikler vardı, daha doğruyu benim tamamlayamadığım parçalar vardı. Rositsa'ya her yaptığı için şaşırsam da yaptıkları yüzünden bir eksiklik hissetmiyordum, neden yaptığını anlayabiliyorum. Çoğu yalanını anlayabiliyordum fakat Neria, onda öğrenilecek bir şey yoktu ya da fark edilecek. Hiç yalan söylediğini hissetmemiş olsam da ciddi anlamda beynimle onunla ilgili eksiklik vardı. Sanki gerçekten öyle değilmiş gibi. Eksik şeyin ne olduğunu bulamıyordum. Göz kapaklarım tamamen kapanmış olsa da bilincimde en ufak uyuşma yoktu. Hiç bir sıcaklık hissetmiyordum, tamamen ölü gibi hissediyordum. O kadar düşüncenin arasında nasıl uyuyakaldığımı hatırlamıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/44050014-288-k334461.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manipülasyon
Fiksi Ilmiah"Bıkmadın mı denemekten." Rositsa'nın sesiydi bu. Tek tanıyabildiğim sesti. Cevap verecek gücüm kalmamış olsa bile cevap verecektim, fısıltı kadar az çıksa da sesim, konuşacaktım. "Burada kurtulmadan olmaz, çıkana kadar, özgür olana kadar olmaz. İn...