**

...
Mezarlığın sessizliği içinde duruyorum, etrafımda sözde sevenlerin hüzünlü bakışlarıyla çevrili. Birinin hayatı bir gecede ikinci kez nasıl dağılabilirdi. Abimin cenaze töreninde, içim paramparça. Onun yanımda olmayışı, hayatımda şimdiden derin bir boşluk yarattı. Meğer Abini kaybetmek, sadece bir aile üyesini değil, en yakın dostumu, güven limanımı kaybetmek demekmiş, Çünkü yasladığınız tek yer onun omzu olunca kalan içinde ölüm kadar acı oluyormuş. beni herşeyin geçeceğine inandırmaya çalışırdı şimdi bu acıyı abim olmadan kime anlatabilirdim.
gözlerim Kalabalığın arasında dolaşırken bir anda onu gördüm. annem.. utanmadan gelmiş feryat figan ağlıyor. Yıllarca bizi umursamayan sevgisini bizden esirgeyen kadın, şimdi burda sahte gözyaşları döküyordu.
Kalabalığın arasından anneme doğru yürüdükçe, içimdeki öfke dayanılmaz bir hal aldı. Abimin tabutunun başında durması bile içimdeki acıyı daha da derinleştiriyordu. Artık dayanamıyordum. Bu sahneye bir son vermeliydim."Ne yüzle buradasın?" diye bağırdım, sesim titrerken kalabalığın dikkatini çekti. Herkes bir anda sustu, gözler bana döndü. Ama umursamıyordum. Gözlerimden öfke fışkırıyordu. "Yıllarca bizi umursamadın! Sevgini bizden esirgedin! Şimdi, abim toprağın altındayken mi vicdanın sızladı?"
Annemin gözleri bana dikildi, ama onun şaşkın bakışları bile öfkemi dindirmiyordu. "Abim burada yatarken mi, anne olduğunu hatırladın!" dedim, sesim gittikçe yükseliyordu. "Yoksa kocan gibi mükemmel anne pozları kesmeye mi geldin sen zannediyor musun ki ben susacağım. Onun hayatı boyunca hiç yanında olmadın, şimdi mi ağlıyorsun?"
Kalabalık sessizdi, ama ben devam ediyordum. "Bize ufacık bir sevgiyi çok gördün, annelik nedir bilmedin. Şimdi buraya gelip bu rolü kesmene izin verir miyim! anne olduğunu mu sandın sen." dedim, gözlerimden yaşlar akarken. " Burda olmayı hak etmiyorsun Git buradan!"
Annemin gözlerinden yaşlar süzüldü, ama ben onun bu yaşlarına inanmayacak kadar kırılmıştım. Kalabalıkta bir uğultu başladı, ben artık hiçbir şey duymuyordum. İçimdeki öfkeyi kusmuş, içimi bir nebze olsun rahatlatmıştım. Annem bir adım geri çekildi, gözlerindeki ifade çaresizlikle doluydu. O an, ona olan nefretim yerini derin bir boşluğa bıraktı.
Herkes yavaş yavaş ayrılırken, Murat ve Savaş yanımda kaldı. Ancak onların varlığı, bana destek olmaktan çok gerilimi artırıyordu.
Murat, aniden Savaş'a dönüp, alaycı bir tonla konuşmaya başladı. " burada ne işin var, Şimdi de kendini göstermeye mi karar verdin? "
Savaş, soğukkanlı ama sinirli bir şekilde cevap verdi. " Bu bir cenaze töreni herkes neden burdaysa bende o yüzden burdayım"
Murat, öfkeyle ileriye doğru bir adım attı. " Ezim'e destek olmak için buradasın öyle mi?" Dedi ve yapmacık bir şekilde sırıttı." Senin asıl amacın kendini göstermek. Sadece kendini düşünüyorsun, Ezim'i değil."
Savaş'ın gözleri öfkeyle parladı. " Ne diyorsun lan sen senin yüzünden ezim ölecekti ben burda susmuşken sen konuşuyor musun hâlâ"
Onları izleyen topluluğun arasından birinin sesi duyuldu.
"Şu an tartışmak için uygun bir zaman değil."
Murat, alaycı bir kahkaha attı. " Ezime yaptıklarından sonra burada olman bile Ezim için bir sorun. Gerçi Senin nerede olduğun önemli değil, çünkü her zaman problem çıkarmaktan başka bir işe yaramacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİTİMSİZ VUSLATIM
Acción" Hayatımın değiştiği, kendimi dönülmez bir savaşın ortasında bulduğum, gözümün hiç bu kadar hırsla dönmediği bir oyunun içindeyim sanki... Bu kaosun ortasında benim için cephe almış insanlara hiç görmedikleri bir ezimle tanıştırıcam. Ama ne kadar...