Bölüm 12

135 17 84
                                    

Cadı kendi dersleri ve William'ın dersleri arasında savrulurken büyük kapılardan giren adamla rahat bir nefes aldı. Sabah programındaki doluluktan sonra esmer büyücüyü görmek yüreğine şu serpmişti.

''Müdür, akşama kadar olmayacağını söylemişti.''

''İşlerim erken bitti. Bende koşa koşa geldim.'' dedi yanında oturan kadına doğru eğilerek. Adamın yüzündeki muzip gülümseme yorgun cadıyı da güldürmeye yetmişti.

''Yemekten sonra Hogsmeade gidelim mi ya da beş gibi derslerin bitince.''

''Neden?'' dedi bol peynirli omletini bıçak yardımıyla parçalara ayıran kadın.

''Bir şeyler içeriz. Sıcak soğuk fark etmez.''

''Peki, sıcak soğuk fark etmez(!)'' Sıra kadının adamı güldürmesine geldiğinde ilk maçına çıkacak olan Harry yeni süpürgesiyle büyük salonda arkadaşlarının arasında oturuyordu. Çocuğa yaklaşan büyük siyah yarasa misali büyücünün aksayan adımları cadının dikkatini dağıtırken. William basıma verilen yeni kitaplardan, ders bitiminde gidebilecekleri mekanlardan bahsediyordu, cadının kendisini dinlediğini düşünerek.

''Astrid?''

''Hı?''

''Beni dinliyor musun?''

Kadın büyük iki parça omleti ağzına atıp ''Omlet aşkımla arama girdiğin için dikkatim dağılıyor.'' dedi yalandan gülen gözleriyle.  Adamın yüzündeki gülümseme yemeğe olan aşkını bildiği için inandığını gösterse de cadı ağzındaki lokmaları çevirmek de dahi zorlanıyordu.

Aksayan adımlarla masaya gelip yanındaki bir diğer sandalyeye oturmak yerine Minerva'nın yanına oturan büyücüye bakmamak için oto kontrolünü tekrardan kendi eline almak için tabağını uzaklaştırıp derin derin nefesler aldı.

''Dersim var gitmem gerek.'' deyip ayağa kalktı. Masadaki herkese afiyet olsun diyerek büyük salondan hızlı adımlarla uzaklaştı.

Dizlerine kadar uzanan çizmeleri ve beyaz kürklü paltosu kışın geldiğinin habercisiyken, cadı vücut hatlarını saran siyah bir pantolonla zümrüt yeşili boğazlı bir kazak giyiyordu. Sarı saçları altın gibi parlarken başını dik tutarak duyduğu endişeyi gizlemeye çalıştı. Odasının bulunduğu koridorda -zindanlara giden en kestirme yol- pusuya yattı. Adama fazlasıyla sinirliydi ama bacağına neler olduğunu öğrenmeden de rahat etmeyecekti.

Kendisi kadar inatçı olan büyücünün Pomfrey'e gözükmeyi reddedeceği de onu tanıyanların bileceği  bir gerçekti. Yanından geçen öğrencilere tatlı sert bir gülümseme sunarken etrafındaki sessizlik avının yaklaştığını söylüyordu.

Birkaç adımla büyücüyle karşı karşıya geldiklerinde adamın bunu beklemediği öfke dolu siyahlarından anlaşılıyordu. Göz bebekleri büyümüş, beyazı neredeyse yok olmuştu. Cadının tahmin ettiği gibi erken ayrıldığı için onunla karşılaşmayacağını düşünerek bu yolu seçmişti.

''Şimdi de oyun mu oynuyorsun?''

''Belki.''

''O zaman üzülerek söylemeliyim ki arkadaşın ters yöne gitti onu boşuna bekleme.'' dedi ve sağa doğru bir adım attığında kadında aynı adımlarla karşısındaydı.

''Çekilin Bayan Malfoy?''

''Ofisime geç konuşacağız.''

''Sana ayıracak boş vaktim yok. Eğlenecek başka birini bul kendine.''

''Severus!''

''Sesini yükseltme, cadı.''

Kadın ateş gibi parlayan kahvelerini adamın üzerinden çekmeden ofisinin kapısını açtı: ''İçeri giriyor musun? Yoksa öğrencilerin önünde mi konuşalım? Şunu hatırlatmalıyım ki bu benim için hiç sorun olmaz.''

SAHTE EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin