Bölüm 25

118 13 209
                                    

Ağustos, 1993

Yaz yağmurları bir süreliğine ara vermiş gibi görünüyordu.

Henüz yoldaşlığa ait olmayan Black evinin kapıları yıllar sonra açılmıştı.

Birkaç haftadır elinde poşetlerle gelip giden, ikinci el elbiseleriyle dikkat çeken adam muggleları şaşırttığı kadar kendide şaşkındı. Hala bu eve gelip gitmeye alışamamıştı. Bayan Black'in portresi ise işin asıl acı verici noktasıydı. Bir kurt adam olmanın getirdiği keskin duyu işlerini burada pek de kolaylaştırmıyordu.

Yine de o gün oradaydı.

Lupin, Grimmauld Meydanı 12 numaranın önüne gelerek on bir ve on üç numaraları arasında o sırada bulunmayan noktaya baktı. Yavaşça ortaya çıkan kapıyla göz göze gelmeyi bile tercih etmeden hızla içeri girdi.

Elindeki poşetlerden dolayı çok ses çıkardığına emindi. Tek temennisi, yaz ayının sıcaklarının büyücü topluluğunu bu mülklerden uzaklaştırmış olacağıydı.

"Sirius! Ben geldim!"

Kapıyı ardından örtüp sürgülerken kasvetli koridorda bağırdı. Bayan Black'in portresi bundan pek memnun gibi görünmüyordu. Kurt adamın gürültülü girişine, bağrışına ve kan durumuna olan kınamaları da bunun en somut örneğiydi.

Remus gözünden düşmek üzere olan gözlüğünü güç bela elindeki poşetlerle düzeltirken içeriden alamadığı dönütle tekrar seslendi.

"Pati?"

Yavaşça evin kasvetli koridorlarından Bayan Black'in portresini es geçerek mutfağa yeni girdiğinde yarım saattir çağırdığı adam tezgaha dönmüş bir şeyle uğraşıyordu. Duyup duymadığı konusundaki sinir ile kapı pervazına yaslanarak tekrarladı.

"Sirius ben geldim."

"Ne yapmalıyım? Kırmızı halı ile karşılama mı bekliyorsun?"

Adamın arkası dönük bir şekilde elindeki konserve açacağı ve boş elini kaldırarak omuz silkelemesi yüzü yara bere içinde, yorgun kurt adamın gözlerini devirerek oflamasına sebep oldu.

"Hayır salak. Yaşamak için yaş mamadan ve biradan fazlasına ihtiyacın var. Kaçak bir it olarak alışveriş yapamazsın. Bana ihtiyacın var. İstesen de istemesen de."

Siyah saçlı, kendisine dar gelen bir takım elbise giymiş olan sirius Black ise elinde bir konserve ve açacak ile Remus'u görebilmek adına ortadaki amerikan ada mutfağa yaklaşarak konserveyi açmaya devam etti. Açıkça yakın arkadaşının o an söyledikleri pek umrunda değildi.

"Biraz bira ve yaş mama gayet yeterli görünüyor Aylak. Başka neye ihtiyacım var ki? Tabii...striptizci getirmediysen."
Sonunda konserveyi açıp burnuna yaklaştırarak koklarken, bıyık altından gülümseyerek dedi.

Remus arkadaşının pervasız söylemine karşı sahte bir heyecanla "Ah neredeyse söylemeyi unutuyordum Bay Black!" diyerek sol elindeki bir poşetin içinde bir şey arayacakmış gibi kaldırdı. "Torbalardan birisinde tam istediğiniz gibi bir striptizci olacaktı. Saçmalamayı bırak! "

Poşeti geri indirerek konserveyi bir kaşıkla yemeye başlamış olan adama tekrar odaklandı.

"O... o elindeki ne öyle be?" Bıyığındaki bir parçayı diliyle almakta olan adama neredeyse bağırarak söyledi.

Sirius için bu pek de önemli gibi gelmemişti. Hava durumundan bahseder bir tonla "Yaş mama konservesi." demekle yetindi. "Uzun vadeli ve nefis."

Dobra dobra doldurduğu kaşığı koklayıp mideye indirirken yüzünde dehşet ifadesi olan Remusa sırıttı.

SAHTE EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin