Bölüm 16

149 19 98
                                    

A̶Ş̶K̶ ̶Y̶E̶N̶İ̶D̶E̶N̶


Hayranlık uyandıran Malfoy malikanesinin önünde bir kez bile olsa bulunmak isteyen insanları anlamıyordu. Her seferinde canını yakan bu yer insanlara neden bu kadar cazip geliyordu?

Karanlık, kasvetli taştan duvarlar vardı her yerde. Lucius'un gösterişçi karakteri bahçeyi hareketlendirse de evin içinde barındırdığı acıları saklayamamıştı. Bahçede dolaşan beyaz saf kuğular bile o karanlığa bulanmış gibi görünüyordu. Hayvanların dahi mutsuz olduğu bu evde başına gelen en güzel iki olay vardı. Doğrusu iki insan.

-Büyükannesi Ünlü İksir Ustası Malfoy ve
-Severus Snape.

Belki de onu çeken şey bir kazan ve onu bile içine çekecek kadar büyük olan ateşti.

''DUR!'' Kafasını delen sesle düşüncelerinin arasından çıksa da elindeki ejderha derisini bütün bir şekilde kazanın içine düşürmüştü. Dörtte birinin konması gereken malzeme kazanı patlatmadan önce kızgın bir alev topuna dönüştürürken büyücünün kollarında sert zemine düştü.

Adamın mırıldandığı büyü havaya kaldırdığı kolunu güçlü bir kalkana dönüştürürken cadı kalın redingotu sımsıkı kavrayıp yanağını büyücünün göğsüne bastırmıştı. Okulun her kanadından duyulan patlama sadece zindanların içinde kalırken Dumbledore'un anı gelişiyle kül olmaktan kurtulmuşlardı. Müdürün ayrıcalıkları olması ilk kez işlerine yarıyordu.

''Hogwarts'ın yeni döneminin başlamasına bir gün kala okulumu hanginiz havaya uçurmaya çalıştı?''

Astrid, büyücünün göğsünden çekilip suçlu bir çocuk gibi yavaşça elini havaya kaldırıyordu ki bileğini kavrayıp indiren nasırlı parmakların sahibi konuşmaya başladı.

''Bendim.''

''Sen mi?'' İhtiyarın buna beni lütfen inandır hadi diyen sesi iksir ustasının canını bile sıkmaya yetmezken ''Evet ben.'' dedi.

''Yeni bir iksir üzerinde çalışıyordum ve tahmin etmediğim yan etkileri oldu.'' dedi ayağa kalkıp üzerindeki külleri silkeleyerek.

''Neden koruma önlemleri almadın?''

''Dedim ya. Kendimi tekrarlamayı sevmem.''

''Peki. Bu sana bir aylık maaşına sebep olacak. Malzemelerin alınması, zararın karşılanması.'' deyip odayı mavi gözleriyle kısa bir an için değerlendirdi. ''Şimdi gidiyorum. Lütfen hayatta kalmaya çalışın.'' dedi ve geldiği kadar hızlı bir şekilde ortadan kayboldu.

Cadı etek kısmı yanan elbisesine hayal kırıklığıyla bakarak ayağa kalktı. Sarı saçları yüzündeki isle tezat oluştururken büyücü bir bez alıp kadının itiraz etmesini beklemeden yanaklarını silmeye başladı.

''Neden?''

''Yüzün is içinde.''

''Onu demiyorum. O da var ama. Neden üstlendin?'' dedi gözlerini adamın keskin yüz hatlarında gezdirmemek için arkasındaki duvara odaklanmaya çalışarak.

''Bu hafta kaçıncı kazan patlatışın? Kafan nerede bilmiyorum ama bir an önce toparlanman için sana şans vermek  istedim. Dumbledore bir dahakine iksir kaynatmanı yasaklamaktan çekinmez çünkü.''

''Ama-'' dedi ve sustu. Büyücü haklıydı. Aklı hala yazın olanlardaydı.

Cam'la tatilleri harikaydı. Florida sahilleri onu sakinleştirmeye yetmişti. Ta ki William ve ailesiyle karşılaşana kadar.

"Bunlar seni gelini olarak görüyor. Onlara evli olduğunu söylememi ister misin?" Cam'in haklı isyanı durumu daha da kolaylaştırmazken arkasından ne işler döndüğünü öğrenmesi gerektiği kesindi.

SAHTE EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin