Bölüm 11

157 12 90
                                    

31 Ekim 1991, Cadılar Bayramı

''Yeni dönem için ne düşünüyorsun Severus?''

''Beklenilenden daha sıkıcı ve bir o kadar da ahmak dolu bir dönem.''

Dumbledore'un gözlerindeki meraklı parıltı beklediği cevabın içeriğinin daha farklı olduğunu belirtirken siyahlar içindeki büyücü kendine acı bir kahve doldurup soğuk taş duvara yasladı sırtını.

''Ne duymak istiyorsun?''

''İlginç ve bir o kadarda güzel arkadaşlıklar, ilişkiler kurulmadı mı sence de?''

''Bunda beni ilgilendiren kısım ne?''

''Astrid'in, William'la yakınlaşmış olması seni ilgilendirmiyor mu oğlum?''

Dudaklarını tekrar tekrar ''Ben senin oğlun değilim''demek için açtıysa da son anda vazgeçti. Yıllardır kendini yorduğu bir detaydı. İhtiyarın laftan sözden anladığı yoktu.

''Benden tam olarak ne istiyorsun Albus?''

''İlişkileri her geçen gün daha da ilerleyip sıkı fıkı oluyor. Bunun evliliğinize zarar vereceğini düşündüm.''

Adam ciğerlerini patlatacak kadar derin bir nefes alıp elindeki kupayı müdürün masasına koydu. ''Aramızdaki evliliğin içeriğini en iyi sen bilirken bunu düşünmen oldukça şaşırtıcı.''

''Ben sadece senin-'' Yaşlı büyücü cümlesini bitirmeden adam elini havaya kaldırdı.

''Ben iyiyim Albus ve sözleşmeyi aşmadığı sürece Astrid'e karışmayacağım.'' dedi kendinden emin bir tavırla.

Bilge büyücünün yüzündeki bilmiş gülümseme, adamın sinirlerini her geçen dakika zorlarken kahvesinden büyük bir yudum alıp Albus'a söyle der gibi baktı.

''William'ın Astrid'e layık olmadığını düşünüyorsun. Rahatlığın bundan değil mi?''

''Kafanın içindeki sesle sohbetin oldukça iyi gibi görünüyor, beni neden buraya çağırdın ki?'' deyip seri adımlarla odadan çıkıp kapıyı çarptı. Merdivenler ayaklarının altında ağır ağır dönerken büyük salona gitme zorunluluğunu yeni fark ediyordu. Ardında bıraktığı büyücüyü görmek hatta duymak dahi istemiyordu.

Uzun ve hızlı adımlarla koridorları arşınlarken hala yemeğe gitmek yerine oyalanan birkaç öğrenciyi azarlamak dahi sakinleşmesine yetmemişti. Albus'un çıkıp uzun uzun Cadılar Bayramı hakkında konuşmasına nasıl katlanacağını bilmiyordu. Son konuşmalarından sonra artık yanına oturmayan, otursa dahi afiyet olsun gibi kibarlık içeren sözcükler dışında onunla konuşmuyordu cadı. Bunu o başlatmışken şimdi tüm suçu kendisine atması tam bir Malfoy işiydi.

Minerva'nın aslan yavrusu geldiğinden beri onun dibinden ayrılmazken aralarına mesafe koymalarını söylemek onu suçlu çıkarmıştı. Lanet Cadı!

Çatalıyla tabağına aldığı büyük bir dilim frambuazlı pastayı delik deşik ederken Albus'un konuşmayı bitirip yemeği başlattığını fark etmemişti. Qurielle salona koşarak girip okulda bir trol olduğunu söyleyene kadar da başını tabağından kaldırmadı. Tek lokma yemek yememiş, sevdiği tatlıyıysa linç etmişti. Akşamı aç ama bir o kadar da tok kapatırken ''TROL'' kelimesiyle gecesinin daha da şenlendiğini mırıldandı.

SAHTE EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin