25

305 16 0
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


"Kalbinin sesini duyamazsan, karşındakinin fısıldadığı her şey sana bir muamma gelir. Ama sevgi, bazen fısıltılardan doğar." — Anonim

(Lucia)

Sabahın erken saatlerinde uyandım, Chloe hâlâ derin bir uykudaydı. Ona sessizce baktım, huzur içinde uyuyordu. Nefes alışları bile sakinliğin bir yansımasıydı. Telefonumu kontrol ettim; Lucas'tan hâlâ bir mesaj yoktu. O an, göğsümde tuhaf bir boşluk hissettim. Lucas'ın yokluğu, hiçlik gibi bir şeydi, insanın içini üşüten bir hiçlik.

Onu uyandırmadan hızla hazırlandım ve kruvasan almak için dışarı çıktım. Sabahın serinliği yüzüme vururken, Lucas'ın yokluğunun neden bu kadar ağır olduğunu düşünmeye çalıştım. Fakat kapıdan adımımı atar atmaz, onu karşımda buldum. Lucas, tam karşımdaydı; yüzünde her zamanki cezbedici gülümsemesiyle, kollarını açmış bana bakıyordu. Rüyamdaki gibi.

Bir an tereddüt etmeden ona doğru yürüdüm ve sıkıca sarıldım. Onu hissetmek, yeniden nefes almak gibiydi. Ancak aniden, derin bir inilti duyunca geri çekildim. Gözlerim, Lucas'ın yüzündeki acıyla karışık gülümsemeye kilitlendi.

"İyi misin?" diye sordum, sesimde istemsiz bir titreme vardı.

Lucas, bakışlarımın bedenini taradığını hissetmiş olmalıydı. Hafifçe elimi tuttu ve yaralı olduğu noktaya, sağ karnının altına doğru yönlendirdi.

"Burası... buradan yaralandım," diye fısıldadı.

Lucas, her zaman güçlü ve sarsılmaz biriydi; böyle savunmasız görmek yüreğimi sıkıştırıyordu. Bir an gözlerim endişeyle doldu. Bunu fark etmiş olacak ki, hafif bir gülümsemeyle, alaycı bir tonla konuştu: "Düşüncelerindeki o endişeyi bırak, S. Sadece karşımdakiler kalabalıktı, hepsi bu. Hem..." Gözleri biraz daha ciddileşti. "Aklımdan hiç çıkmayan bir güzellik vardı; dikkatim dağılmış olabilir."

"Lucas..." dedim, ama kelimelerim boğazıma düğümlenmişti. O anda ona ne söyleyebileceğimi bilmiyordum; hissettiğim her şey, kelimelerimin ötesindeydi.

Bir anda beni kendine çekti, başını boynuma yasladı. Onun sıcak nefesi tenimde yankılanırken bedenimde bir ürperti hissettim. Aramızdaki bağ, görünmeyen, sarsılmaz bir ip gibiydi; karmaşık ve derin. Kördüğüm olmuş, ipler dolanmış, ama hiçbir şekilde kopmuyordu.

"Seni özledim, S," diye fısıldadı kulağıma. "Ama sanırım bir süre daha özlemek zorunda kalacağım."

"Neden?" diye sordum, sesimdeki çaresizliği saklayamıyordum.

Gözlerini bana dikerek, bir an bile tereddüt etmeden, "Özel bir tedaviye ihtiyacım var," dedi.

Bu sözler, içimde derin bir yara açtı. Beni sessizliğe sürükledi. Gözlerim dolarken, titreyen dudaklarımdan kelimeler zar zor çıktı: "O zaman neden buradasın? Tedaviye hemen başlaman gerekmiyor mu?"

Lucas bir an derin bir nefes aldı. Sözlerinin acısını hafifletmek istercesine elimi sıktı. "Seni görmeden gidemezdim," dedi, sesi hafifçe titriyordu. "Verdiği sözleri tutan bir adamım."

Sözcükleri içimde yankılandı, kalbimde hissettim. O anda birbirimize bakarken, kalbimin her vuruşu onun için atıyordu.

"Sen delisin," diye fısıldadım, ama içimde yankılanan, ona olan sevgimi saklayamadan.

İLK AŞK (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin