Alarmın başımı ağrıtıcak derecede çalmasıyla yavaşça doğruldum.Alarmı kapattıktan sonra yatağımdan kalkıp kendimi banyoya attım.İğrenç görünüyordum.Solgundu yüzüm.Yüzümü yıkadıktan sonra gözlerime göz kalemi çekip dudaklarıma da çilekli nemlendiriciyi sürdüm.Rimelimle kirpiklerimi daha belirgin hale getirdikten sonra kendimi hemen mutfağa attım.Karnım çok acıkmıştı bu yüzden salamlı ekmek yapıp karnımı doyurdum.Bugün iş bakıcaktım.Dünden ayarladığım kıyafetlerimi giydikten sonra hızla evden çıktım.Mutlaka iş bulmalıydım.Evin iki sokak aşağısında iş bulabilirdim.İki sokak aşağı yürüdükten sonra gözüme çarpan ilk yere baktım. ''Deneyimli-deneyimsiz garson aranıyor'' Bu şirin bir cafeydi.Denizi görüyordu.Beyaz masaları ve mavi / pembe tahtadan sandalyeleri vardı.Üstü çardak gibi birşey ile kapalıyken çardağın kenarlarında deniz simitleri asılıydı.Masallardan fırlamış bu şirin cafe beni umutlandırmıştı.Şansımı denemeliydim.Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim.Kasaya doğru ilerlediğimde
''buyrun ne istemiştiniz ? ''
''Ben iş ilanı için gelmiştim de .''
''Peki şu formu doldur iki gün deneme süresi , eğer başarırsan işe alınırsın.''
''Tamam teşekkürler.''
''İş saatlerini telefona mesaj atarım ben buraya arada kontrol amaçlı geliyorum asıl patronunu yarın görüceksin.Bir de unutmadan bir garson daha var adı Eylül umarım iyi anlaşırsınız o sana yapman gerekenleri gösterir , yarın başla bol şanslar ''
''Peki teşekkürler '' deyip doldurduğum formu uzattım.Yavaş adımlarla kafeden çıktıktan sonra iş bulmuş olmanın rahatlığıyla eve geldim.Canım sıkılıyordu.Televizyonu açıp Kiralık Aşkı izledim.Ömer'in gülüşü yeter diye düşünürken dizi bittiğinde yorgun düştüğümü anladım.Sarsak adımlarla yatağıma girip kendimi uykuya teslim ettim.
Uyandıgımda hava nerdeyse kararmıştı.Can sıkıntısından her an patlayacak gibi oluyordum.Bir an önce okul yada bir iş yerinde arkadaş bulmalıydım.Ne şanssız bir kızdım.Bir babam vardı , zengindi ama yıllardır kızını aramamıstı.İlk darbeyi babasından yiyen bir kız ne yaşarsa yaşasın güçlü olamaz.Bir kitapta okumuştum , ''öldürmeyen acı sizi güçlendirir.'' diye.Bence yanlış , öldürmeyen acı yaralar , içten içe ruhunuzu çürütür.Şuan 18 yaşındayım ama yaşadıklarım yüzünden 4 yaşındaki bir kız çocugu gibiyim.Hassas , güvene ve ilgiye muhtac bir kız.Her ne kadar arkadaşım olmasını istesemde ben yaralı bir kızdım ve insanları yaramı deşmek için sıraya girmiş bir topluluk olarak görüyordum.Eğer yaram deşilirse ortaya ölü bir ruhtan başkası kalmazdı , belki bedenim bile dayanmazdı.Kafamı hızla iki yana sallayıp ruhumu karartan düşüncelerimden uzaklaşmaya çalıştım.Elime telefonumu alıp , yatakta dik konuma geldim.Ve asıl dünyama giriş yaptım.''TUMBLR'' hesabıma giriş yaptıktan sonra hızla yapılan paylaşımlara baktım.Beni yansıtıyor , içimdeki yaralanmış ruhu anlatıyor.Asıl gezegen TUMBLR mış gibi geliyor.Biraz takıldıktan sonra telefonu elımden bıraktım.Gözlerim yorulmuştu.Yarın işe gidecektim , yatmalıydım.Yatmadan önce telefonuma atılmış iş saati mesajıma baktım.Saat 9 da başlıyordu 14.00 da bitiyordu.Saati az oldugu için maaşım da azdı fakat bu sorun degıldı , bir şekilde idare ederdim.Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.
Alarmın kulak cızırdatıcı sesıyle gözlerimi araladım.Saat 08.00 , işe gitmem gerekiyordu.Hızla dolabımı açtım fazla bir kıyafetim yoktu.Siyah yarasa kollu tişörtümü çıkardım , altıma bordo dar pantolon giydikten sonra siyah spor ayakkabılarımıda giyip hızla evden cıktım.Yaklaşık 20 dakika yürüdükten sonra nihayet gelmiştim.Nefesimi düzene soktuktan sonra bu şirin kafeye ilk adımımı attım.Siyah saçlı bir kız yanıma geldi.
''Hoşgeldiniz efendim , ne alırdınız ? ''
''Uhm şey ben dün iş için gelmiştim ve kabul edildim, bugun işe başlıycam.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişte Kalanlar
Novela JuvenilBirinin sığınacak bir eve ihtiyacı vardı , birinin sığınacak bir kalbe. Onlar birbirlerinin geçmişi. Severek okuyacağınızı düşündüğüm bir Mısra&Baran hikayesi.