20.

571 40 59
                                    

İyi okumalarr

-Alazdan devam-

"Alaz abi!"

Bir bildirim sesi değildi, bu Kumsalın sesiydi.

Arkamı döneceğim sırada bir bildirim sesi düştü telefonuma. Bakmadım. Derin bir nefes alarak döndüm arkamı.

Turuncu saçları girdi görüş alanıma, daha sonra o güzel yüzü.

"Alaz." Diğer ses tonunun aksine bu kez sessiz çıkmıştı sesi. Ve bana sadece Alaz demişti, Sadece Alaz...

Kaşlarım şaşkınlıkla kalkarken bozuntuya vermedim. "Kumsal?"

Bakışları kısa bir an elimdeki kapalı telefonuma kaydı. Daha sonra tekrar gözlerime baktı. Bir kaç adım atarak yanıma yaklaştı. Gözlerini benden ayırmadan tam karşım da durdu.

"Alaz..." içi gidermişcesine derin bir nefes aldı.

Bense merakla dinliyordum onu. Bana ne söyleyeceğini dinliyordum. İkimizde sessizdik, o benim yüzüme, bende onun yüzüne bakıyordum. Bir-birimizi ezberlemek istermişcesine.

Bana olan yakınlığı kalp ritmimi çoktan bozmuştu. Bense şikayetci değildim. Aramızdaki iki adımlık mesafeyi yine Kumsal kısaltı, bir adım daha atdı.

Bakışları dudaklarım kaydığın da kaşlarım çatılmıştı. Bekledim, ne yapacağını bekledim.

Bakışları dudaklarımdan tekrar gözlerime tımandı. Yeşil gözleri, kahve gözlerimle buluştu bir kez daha. Ancak gözleri kapandığın da buluşan bu kez dudaklarımızdı...

Aniden dudaklarım üzerinde hissetdiğim dudaklarla duraksadım. Bu dudakların sahibi Kumsaldı...

Araladım dudaklarımı, öpüşüne karşılık verdim. Bu kez o duraksamıştı, ancak uzun sürmemişti.

Elleri boynuma tırmanırken bende o ince beline yerleştirdim ellerimi. Kalbim hâlâ deli gibi atıyordu. Ve ben yine şikayetçi değildim.

Dudaklarını çekti kumsal, ancak ellerini çekmedi. açmadım gözlerimi, bekledim biraz. Algılamaya çalıştım olanları. Az önce öpüşmüştüm, Kumsalla öpüşmüştüm...

Yavaş-yavaş araladım gözlerimi. Görüş alanıma giren Turuncu saçlarla tebessüm oluştu dudaklarımda, az önce Kumsalın öptüğü dudaklarımda.

Yüzünü görmüyordum, kafası eğikti. Derin bir nefes aldım. "Kumsal?" Kaldırmadı kafasını. Belindeki bir elimi çekerek saçlarına götürdüm. Turuncunun en güzel tonlarındaki saçlarını okşadım. Kafası hafiften yukarı kalktığında bakışlarımı yüzüne çevirdim.


Kızarmış yanağına değindi gözlerim, yüzümdeki tebessüm büyüdü. "Kumsal?" Bir kez daha yineledim ismini.

"Hım?" Diyerek küçük bir mırıltı çıkardı Kumsal.

"Az önce noldu?"


Yanakları sanki daha da kızara bilecekmiş gibi kızarmaya başladı sorumla. "Öpüştük."

Bir Fısıltıdan farksız çıkan sesiyle kıstım gözlerimi. "Duyamadım?"

Bakışlarını kaçırdığında artık tebessüm etmiyordum, dişlerimi gösterecek şekilde gülümsüyordum.

"Öpüştük." Diğerine nazaran biraz daha yüksek sesle söylemişti. O an bir kez daha öpmek istedim o dudaklarından.

"Bana karşı hislerin olduğunu bilmiyordum." Aklımdan geçen soruyu sordum. Şaşkındım, ancak mutluluğum daha ağır basıyordu.

"Bilemezdin zaten. hep uzaktın benden."

"Kalbim seninleydi." Dedim ve belinden tutarak kendime çekdim. Öpmek için değil, sarılmak için. "Hep sarılmak istedim, sarılamadım."

Konuşan oydu. O konuşuyordu, bende onun saçlarını kokluyordum.

"Seni sevdiğimi anlatdım, ama o zamanda anlamadın." Fısıltıdan farksız söylediği sözlerle duraksadım. Ne zaman anlatmıştı?

"Ne?" Dudaklarım arasından dökülen kelime ile bölündü sarılmamız. Kafasını kaldırmış bana bakıyordu Kumsal. "Sana yazan anonim benim."

İşitdiğim itirafla durmuştun öylece. Noluyo amına koyayım?

Bölüm sonu!
Kısa bir bölüm oldu kusura bakmayın. belki gece bir bölüm daha yazarım, ancak belki.
☆Yıldıza basmayı unutmayın lütfen☆
Seviliyorsunuzz♡

Abimin arkadaşı | yarı texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin