Selâm canlarım.
Yeni bölüme hoşgeldiniz.
Düğün telaşı bitsede yorgunluğu bitmiyormuş.Yeni bölümler gelmeye başladı. Buyrun okumaya.
*****
" Umay! "
Arkamı dönüp bakma gafletinde bulunduğum da karşımda gördüğüm oydu. Hıdır.
Geri geri adımlarken La*etler yağsın tepene.
Diyip arkamı döndüğüm gibi son hız kapıya koştum.
" Umay! "
" Benim kadar taş düşsün tepenize! "
Diyerek koşmaya devam ettim. Hani bu piç yakalanmıştı. Hani ben bunlardan kurtulmuştum.
Allah belanızı versin. Diye bağırarak nereye olduğuna bakmadan koştum. Aklımda tek şey vardı. Bu piç heriften kurtulmak.
Caddeye geldiğimde ışıklara bile bakmadan yola atladım. Daha bir kaç adım atmıştım ki kulağımda yankılanan korna sesiyle yan tarafımda ki acıyı hissettim. Kendimi önce siyah bir kaputun üzerinde ardından asfalt yerde buldum.
Kemiklerimde ve başımda hissettiğim acıyla gözlerimi açtığımda gördüğüm karanlık silüet aracın sahibiydi sanırım. Bağıran boğuk sesi yankılandı kulaklarımda.
" Seni aptal önüne baksana."
" Teker teker gelin lan! "
Dedim dolanan dilimle. Yani öyle dediğimi sanıyorum. Zihnim uyduruyor da olabilir. Sonra yavaş yavaş bir karanlığa doğru kayıp gittim.
*****
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Açmaya çalıştığım gözlerim inadına kapalı kalmaya çalışırken kolumda bir sızı, sol bacağımda bir ağrı, kulaklarımda Sude'nin sesi vardı. Ağlıyor muydu o. Neden?
Dağınık aklımı toparlamaya ve ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Sonunda geceyi, gördüğüm Atakan ve Hıdır'ı ardından onlardan kaçarken çarpan arabayla asfalta nasıl yapıştığımı hatırlayınca anında açıldı naz yapan göz kapaklarım birbirinden.
İlk önce tavana sonra etrafına bakındım. Neredeydim ben. Burnuma gelen ilaç kokusu ile hemen anladım.
Hastane odasındaydım. Gözlerimi önce tavanda sonra odada ve aydınlık pencerede gezdirdim. Gündüzdü. Aradan kaç saat geçmişti ki ertesi gün olmuştu. Karşımdaki koltukta başı önünde ağlayan Sude ve yine elindeki kitaba dalmış okumakta olan Çiğdem'e döndüm bu kez. Niye bu kadar ağlıyor bu kız.Lan öldüm mü yoksa?!
Yok ya! Her ne kadar Sude'nin haline bakıp öldüğümü sansamda Çiğdem'in rahatlığına bakarsak bi bokum yoktu.
Çiğdem'i duydum yeniden. Gözleri kitapta,
" Sude yeter artık. Önemli bir şeyi yok dedi ya doktor. "
Sude aniden doğrulup büzük dudakları ve yaş akan gözleri ile Çiğdem'e döndü.
" Nasıl bu kadar soğuk kanlı olabiliyorsun ya. Ne kadar korktum biliyor musun?
Hayatımda ilk kez birine araba çarparken gördüm. O da ev arkadaşımdı. "Nasıl ya. Kaza anını Sude de mi görmüştü. O da mı peşimden çıkmıştı. Hıdır ve Atakan'ı görmüşmüydü acaba. Ay umarım görmemiştir. Yoksa nasıl açıklarım yalanlarımı.
" Onu öyle yerde yatarken gördüğümde aklım başımdan gitti. Bir an öldü sandım. "
Söylediği son cümleden sonra dayanamadım hâline ve konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK ( GÜNCEL )
General FictionInstagram:azimet340 Peşindeki çetenin elinde ölmemek için İstanbul'dan Mardin'e kaçan hırsız bir kız. Umay... Ve berdel ile evlenmekten Mardin'den İstanbul'a kaçan bir kız. Dicle... Bu iki kız, insanlar gerçekten çift yaratılırmış dedirtecek kadar h...