Destiny
Mackenzie uyandığı gibi etrafa bakmaya başladı.
"Neler oluyor?" diye sordu ve devam etti "nerdeyiz?"
"Hiç birimiz tam olarak bilmiyoruz." dedi pixie. Mac ayağa kalkıp yanıma geldi.
"O biliyor." dedi ve beni işaret etti. "Neler oluyor?" diye bana sordu.
"Yaşadığımız hiç bir şey gerçek değildi. Bir tür uyku ya da koma halindeydik, fakat ben bile her şeyi bilmiyorum." dedim.
"Bildiğin kadarını anlat." dedi ash.
"Pekala." diyip bir sandalyeye oturdum. "Yaşadığımız kasaba hayal ürünü bir yerdi." dedim. Mac sözümü keserek;
"Peki bunu nasıl anladın?" diye sordu.
"İlk başlarda hiç bir şey anlamamıştım. Hayal ürünü olup olmadığını bilmiyordum. Fakat orada yaşadığımız sürece sadece bir kez yağmur yağması neredeyse hiç insan olmaması veya hayvan olmaması dikkatimi çekmişti. Buraya ilk geldiğimde araştırdım ve araştırdıkça biraz hatırlamaya başladım." dedim
"Neyi? " diye sordu Lea.
"Uyku halimde olduğumu ve deneyleri." dedim ve devam ettim. "Burası bir çeşit deney merkezi. Burdan bizi izleyip her hareketimizi ve tepkimizi test ediyorlardı. Bu deneyin amacını bilmiyorum ya da burada bize ne yapmaya çalıştıklarını" dedim
Sessizce hepsi bana bakıyordu. Sonunda ashley konuştu.
"Peki bu kasabada bize yaptıklarının amacı neydi? Onların değil senin bize yaptıklarının?" diye sordu.
"Araştırdığımı söylemiştim. Bakın ilk her şeyi fark etmeye başladığımda kötü birşey olacağını biliyordum. Mackenzie ile anlaşıp akıllarını karıştırdık. Mac ile yer değiştirmemiz sonucunda beni bulamazdılar ve mac'e de zarar veremezdiler. Tabi tek araştırmam bu değildi, ash'in doğum gününde oynadığımız oyun da bir araştırmaydı." dedim. Sözümü tekrar keserek hepsi birden;
"Nasıl?" diye sordular.
"Uyanmanızdan önceki testleri hatırlıyormusunuz? İşte o testler doğum günümde size oynattığım oyunlardı. İlk olarak ash in intihar sahnesi. Ash oyunda kaybolan herkesi aramakla görevliydi. Testte de herkes birini aramaya başladı öyle değilmi? İkinci olarak ben geçmişimle yüzleştim bunun benim testim olacağını biliyordum. Sonraki aşamada lea zehir içti. Hatırlarsan lea doğum gününde sana zehir içirmiştim. Sonra ki aşama duvarların yıkılması ve karanlık. Pixie yi tabuta koymam. Son olarak mackenzie yi kuyuya atmam." dedim.
"Hepsini biliyordun o zaman!" diye çıkıştı mac. "Bizimle oynadın!"
"Hayır salak hepinize bir zayıf nokta koymam gerekiyordu. Zayıf noktanız en iyi bildiğiniz şey olmalıydı. Sen bir yüzücüsün bu testi geçmeni sağladı öyle değil mi?" dedim.
"Yani sen bizi olacaklara hazırlıyordun?" diye söylendi lea ve devam etti "peki anne babamı öldürme konusu?"
"O gerçek aileniz değil. Onlar bu deneyler için sizi gözetlemek üzere koyulmuş kişiler. Bu yüzden öldüler.
"Dur! Peki gilan?" diye sordu pixie
"Gilanı uyanması için öldürdüm fakat sanırım deney çalışanları onu öldürmüş." dedim ve kapıyı gösterdim. "Bende onları öldürdüm." dedim.
Hemen ayağa kalktılar ve arkamda ki kapıyı açıp içeriye baktılar. Arkalarından gelip odaya girdim. Duvarların çoğuna sıçramış kanlar ve kanlı el izleri vardı. Yerde önlüklü kadınlı erkekli en az 10 kişi yatıyordu.
"Neden yaptın bunu?" diye sordu ash
"Hepimizin bir rolü olduğunu söylemiştim size. Benim rolüm katildi. Rolüne bürünmek suç mu? Bunları bize yapmaya hakları yoktu." dedim.
"Onları öldürmen gerekmiyordu!" diye çıkıştı mac
"Tabi sen onların kazananısın sana bir şey yapmadıkları için böyle sölüyorsun! Birde kızlara sor, bu testlerden memnunmular? Üzgünüm mac ama biz sadece bilinçaltı oyunlarında kardeştik gerçekte değil." dedim
Mac tam çıkışacakken bir şeyin yere düşme sesi geldi. Sesin gelmesiyle hepimiz irkildik. Ordakileri öldürdüğüm bıçağı cebimden çıkarıp bekledim.
"Arkamda durun!" diye kızları uyardım.
Odanın diğer tarafındaki kapı açıldı ve içeriye bizim yaşlarımızda bir erkek girdi. Elimdeki bıçağı sıkıca kavradım, tam çocuğun üstüne atlayacakken mac kolumu tuttu.
"Chad." dedi ve devam etti. " bu chad. Bizim okuldaki"
"Bu hiçbirşeyi değiştirmez." dedim harekete geçecekken mac beni yine durdurdu.
"Chad sen iyi misin ?" diye sordu mac.
Chad denilen çocuk sabit bir şekilde bize bakıyordu. Mackenzie kolumu bırakıp çocuğun yanına koştu. Önünde durup konuştu.
"Chad?" diye diretti. Chad denen çocuk kafasını kaldırıp mac'e baktı.
"Mackenzie?" diye sordu çocuk.
Mac başını salladı ve sordu.
"Ne oldu?"
"Bizi bir testte tabi tuttular. Arkadaşlarım hep-hepsi öldü." dedi. Gözlerindeki korku burdan bile gözüküyordu. Fakat destiny bunu yermiydi? Yemezdi.
Yanlarına gittim.
"Kimsin sen?" diye sordum. Gözlerini ilk önce elimdeki bıçağa kaydırdı sonra bana baktı.
"Ben cha-" diyecekken durdurdum.
"Adını sormadım. Buradaki testler için kullanılan her video yu izledim fakat senin de bu testin parçası olduğuna dair hiçbirşey yok. Bu durumda sende gözetmenlerden biri oluyorsun." dedim mac sinirle bana baktı.
" Her zaman suçlu arıyorsun! Belki o da bir mağdur? Bizim gibi." diye çıkıştı mac.
"Ne zaman yanıldığımı gördün?" diye sordum cevap vermedi.
"Şimdi seni öldürmeden önce burada ne yaptıklarını söylesen iyi olur çünkü işkence yapmayı dört gözle bekliyorum." dedim
Büyük bir kahkaha attı.
"Beni öldüremezsin. " dedi ve devam etti. "Burada ne üzerinde çalıştıklarını asla öğrenemiyeceksin. " dedi. Sinirlenmiştim. Elimdeki bıçağı iyice kavradım.
"Ama bu oyunların kazananı Mac değildi." dedi chad. Hepimiz şaşırmıştık.
"Nasıl?" diye sordu pixie
"Kazanan Destiny'di. Zekası ile kazandı, herşeyi ilk olarak çözüp kendi oyunlarıyla meydan okudu. Ama ödülünü verecek kimse yok." dedi ve güldü. Herkes şaşkınca etrafa bakarken sinirlerime daha fazla engel olamadım.
"Ha anlamadığım bir şey var. Sen gilan'a aşıktın neden onu öldürdün?" diye sordu merakla. Sakinleşip güldüm.
"Az önce zekamı ve oyunlarımı konuşuyordun? Sence ben birine aşık olabilirmiyim? Sizinle oynadım." dedim. Takdir eder bir şekilde başını salladı.
"Şimdi sen söyle. Seni neden öldüremezmişim?" diye sordum sakince
"Çünkü bana ihtiyacınız var." dedi ve sırıttı.
Elimde ki bıçağı kaldırıp karnına sapladım. Sinirimi alamayıp tekrar ve tekrar saplamaya başladım. Kızların çığlıklarını duymazdan geldim. Kan her yerime sıçramıştı. Bıçağı alıp kanı çocuğun üstüne sildim. Çocuk can çekişiyordu ağzından kan gelmeye başlamıştı bile.
"Benim kimseye ihtiyacım yok!" dedim ve kalktım. Kızlar artık eskisi gibi korkakça tepki vermiyordular fakat korktukları her hallerinden belliydi.
"Hadi buradan çıkalım." dedim başlarını salladılar. Chad'in geldiği kapıyı açıp çıktık. Uzunca bir koridor boyunca hiç konuşmadık. Sonunda çıkış yazan bir kapıyı açtım. Karşımızda uzunca bir kurak alan vardı. Güneş tepemizde en az 38 derece ile yakıyordu. Etrafımızda hiçbirşey yoktu. Ne bir yol ne bir araba yahut bina. Hiçbirşey.
"Şimdi ne yapacağız" diye sordu ash
"Hiçbir fikrim yok" dedi lea
"Sanırım hepimiz yeni bi hayat kuracağız" dedi mac. Başımı salladım.
"Bu tessisi biraz araştırdım -parmağımla arka tarafı göstererek- orada bir araba var. Bir yüz kilometre ileride en azından bir petrol ofisi falan bulup yol sorarsınız" dedim
"Sen?" diye sordu lea
"Herkes kendi yoluna tatlım. Kendi iyiliğimiz için umalımda bir daha asla görürşmeyiz." dedim ve arkamı dönüp batı olarak tahmin ettiğim yöne doğru yürüdüm. En son kızların arabasının sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizem Şelalesi
Mystery / Thriller5 kızın gizem dolu bir kasabadaki hayatlarını anlatıyor. 3 yıl önce intihar eden bir arkadaşlarından sonra başlarına gelen gizemli olaylarla nasıl başa çıkacaklarını düşünürlerken başka bir arkadaşlarının da intihar etmesi bunları şüpheye düşürür. G...