Bölüm 14

1.7K 126 10
                                    

ŞEYMA BAYRAKÇIYA İTHAFEN....

Gilan

Lea gideli birkaç gün olmuştu. Destiny hakkında arama emri çıkarılmıştı. Ama durum hiç de iyi gitmiyordu. Saatlerdir polis karakolunda Destiny hakkında araştırma yapıp duruyorduk. Pixie hayretle sordu. "Akıl hastanesi mi? Ve herkesi öldürmüş mü? Bi bir katille mi arkadaştık?" dedi. Sonra Mackenzie ye baktı. "Üzgünüm o senin kardeşi..." Pixie nin lafını keserek "O benim kardeşim değil benim katil bir kardeşim yok!" diye çıkıştı Mackenzie. Pixie başını salladı. Lea yı bulamamak onu mahvediyordu. Bir polis memuru içeri girerek bana seslendi. Arkamızı dönmeden "Bir gelişme mi var?" diye sordum. "Evet efendim. O burada!" dediği an arkamı döndüm. Karşımda duruyordu koridorda tüm polisler ona bakıyor ve mırıldanıyordu. "D-destiny." diye mırıldandı Pixie. Sonra bağırarak. "Kardeşim nerede katil!" diyip Destiny nin üzerine yürüdü. Destiny nin önüne geçti ve bir tokat attı. Ama Destiny istifini bozmadan Pixie nin yanından geçip yanıma geldi. "Ben katil olabilirim." dedi. Ne katil olabilirim de ne demek katil sensin! Ne planlıyorsun Dess? Pekala bende senin oyununu oynayacağım. "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. Mackenzie ye bakıp gözlüğünü çıkarttı. Sonra bana baktı. "Sürekli bunu düşünüyordum. Ben katil olabilirim ama bunun farkında olmadan yapmış olabilirim. Ama senden-sizden istediğim tek bir şey var..." dedi ve durdu. "Bize şart mı sunuyorsun?" diye çıkıştım. "Bırakta tam açıklayayım. Bakın ben katil olabilirim bu yüzden buraya geldim. Teslim oluyorum. Daha doğrusu beni hapsetmenizi istiyorum. Eğer bir katilsem hapis altında durmam gerek daha doğrusu beni gözetim altında tutun ve eğer katilsem sizden istediğim tek şey beni öldürmeniz!" dedi. Herkes nefesini tutmuş bir şekilde ve şaşkınca Destiny ye bakıyordu. Rol yapıyor olabilirmi? Ama hayatını riske atıyor? Ne planlıyorsun! "Pekala seni uzun bir süre hapse atacağız eğer bu sürede ölümler devam ederse suçsuzluğun kanıtlanacak eğer devam etmezse serbest kalacaksın." dedim. Başıyla onayladı. "Tek bir şartım olduğunu söylemiştim. Ben hapisteyken ne dersem diyeyim beni asla çıkartmayın." dedi.Onayladım. Polisleri çağırdım ve eline kelepçeyi taktım. Hep seni hapse atacağım günü beklemiştim destny ama böyle olacağını düşünmemiştim. Destiny gitmeden önce Mackenzie ye baktı gülümsedi sonra pixie ye dönüp; "Merak etme o güvende." dedi ve götürdüler.

Birkaç gündür Destiny nin her hareketini kameralardan izliyorduk. Hücrede olamasına rağmen elleri ve ayakları bağlanmıştı. Kameraya baktı "Hiç kimse öldümü?" diye sordu. Mikrafonu açıp konuştum. "Hayır sen hapsedildiğinden beri kimse ölmedi." dedim. Başını eğdi ve kendi kendine mırıldandı. 'Katil benim!' Pixie sürekli arkamda dolanıyordu. Kardeşini hala bulamamak onu sinir ediyordu Destiny de Lea hakkında hiç birşey söylemiyordu. Mackenzie dayanamayıp destiny ile konuşmak istediğini söyledi izin verdim. Mackenzie hücreye girdiğinde Destiny yerde uzanmıştı ve gözleriyle mackenzie yi takip ediyordu. Mackenzie dessin ayak tarafına doğru oturdu. "Neden geldin?" diye sordu Dess. "Sana birşey sormam lazım." dedi Mac. Destiny uzandığı yerden kalkıp mac in önüne doğru oturdu. "Sor." dedi. "Pekala hemen sadete geliyorum. Annem ile babamı sen mi öldürdün?" diye sordu. Destiny gülümsedi. "Oo. Tatlı Mackenzie. Sen hep annem ile babamın en sevdiği kızı oldun bunu elbette senden saklayacaklardı. "Dedi ve sırıttı. "Senin annemi öldürdüğünü sonrada babamı öldürdüğün gerçeğini mi? Katil olduğun gerçeği mi? Pislik olduğun gerçeği mi? " Diye bağırdı Mac. Destiny yavaşça başını salladı ve ayağa kalktı. "Bunu çok mu öğrenmek istiyorsun? Pekala Babam annemi öldürdü neden mi? Çünkü annem beni babamdan korumak istiyordu. Benim hep beyaz saçlı olduğumu mu düşünüyorsun? Hayır. Hep beyaz saçlı değildim. Bir gün babam üstüme benzin çamaşır suyu ve birçok kimyasal döktü. Annem engel olmaya çalıştı ama babam onu öldürdü. Sonra ben ve annem ile birlikte evi yaktı ben kurtuldum ama kimyasallar yüzünden bu hastalıklı hale geldim. Aslında babam istemesede kurtulmam onun işine gelmişti. Evi benim yaktıgımı ve annemi öldürdüğümü söyledi polise ama onlar beni akıl hastanesine attılar. Ben akıl hastanesindeyken babamın öldüğünü duydum. Aslında sevindim ve biliyormusun? Babam ölürken yanında olup gözleriin içine bakmak isterdim, bana yalvarmasını duymak. Anlıyormusun?" Diye çıkıştı dess. Mackenzie başını salladı. "Bunlar doğrumu?" diye sordu. "Sana yalan söyleyerek hiç birşey kazanmam." dedi Destiny. ve devam etti. "Şimdi beni rahat bırak." dedi. Mackenzie hücreden çıktı ve yanımıza geldi. "Söyledikleri doğru mu?" diye sordu bize. Başımı salladım. "Doğru yangın oldugu ve tek suçlunun destiny oldugu hastaneye yattıgı ve o olaydan sonra saçlarının beyazlaştığı doğru ama babasının mı suçlu olduğu yoksa destiny nin mi suçlu oldugunu bilemeyiz. " dedim O anda içeri bir polis girdi. "Efendim Bugün ve dün toplam olmak üzere 8 kişi öldürüldü ve hepsiin vücudunda iskelet kafa sembolleri olduğu ortaya çıktı. " Dedi. Yoksa katil Destiny değil mi? Bu olamaz! Kameralara baktım. Destiny durmuş boşluğa bakıyordu. Ve zorda olsa anladığım kadarıyla ağlıyordu. Sen katil değilmisin Destiny? Yoksa bunlar bir oyun mu? Yine senin piyonun olmayacağım!

Gizem ŞelalesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin