Bölüm 32

1.1K 91 1
                                    

Gilan

Mahkeme salonuna girdim. Ben girdiğimde çoktan başlamışlardı. Hakim tam karşıda oturuyordu. Yan tarafında tanık yerinde bir kadın oturuyordu. Diğer tarafta ise jüri üyeleri oturuyordu. Destiny hakimin karşısında bana arkasını dönük bir şekilde oturuyordu. Yanında avukatı oturuyordu. Savcı ise ortada durmuş tanığı dinliyordu.
"Ben onun kaldığı -parmağıyla destiny'i gösteriyordu.- akıl hastanesinde kantinde çalışan bir görevliydim. Herkesin öldügü o geceden bir kaç gün önce işten ayrılmıştım" dedi kadın. Orta yaşlarda kıvırcık ve kalıplı bir kadındı.
Ortadaki savcı düşünceli gözlerle kadına baktı.
"Peki neden ayrıldınız?" diye sordu.
"Çünkü destiny bana ayrılmamı söyledi." dedi. Kadının bu dediginden sonra herkes destiny'e baktı. Dess sadece sırıtıyordu. Sanki herkes avucunun içinde gibiydi.
"Neden bir akıl hastasını dinlediniz ki?" diye sordu savcı
"Çünkü hastanedeki olayları biliyordum ve ona güveniyordum." dedi kadın
"Bayan lütfen herşeyi baştan anlatın" dedi savcı. Kadın anlatmaya koyuldu.
Dess o sırada avukatının kulagına birşey fısıldadı avukat şok olmuş bir şekilde baktı.
"Akıl hastanesinde 1 aydır başlamış cinayetler vardı. Ve her olay yerinde destiny vardı. Herkes ondan korkuyordu fakat ben ve psikologu bayan bella ona güveniyorduk. Bu yüzden o gün gittim!." dedi.
Savcı konuşmadan dess in avukatı atıldı.
"Müvekkilim herşeyi itiraf etmek istiyor." dedi. Durdugum yerde kıpırdandım. Ne yapıyordu bu?
Dess ayağa kalktı.
"Tüm cinayetleri ben işledim, akıl hastanesi dahil her bir cinayet benim suçum ve daha bulamadığınız bir çok cesette benim eserim." dedi mahkeme salonu fısıltılara dönüştü.
Hakim "sessizlik" diyerek susturdu. "Jüri üyelerimiz bir karara varacak mola verilecektir." dedi
Molada dess'i arayıp buldum. "Ne yaptın sen! " diye sordum.
"Oyunu kazandım" dedi
"Bu bir oyun degil bu gerçek!" dedim
Başını salladı. "Hayır bu bir oyun ve nasıl oynayacağını bilmezsen kayberdersin" dedi bir şey demedim. Mola boyunca düşündüm. Dess ile olan planımızı düşündüm. Bu plan çok kötüydü. Sonunda katil olacaktım. Fakat dess'e göre bu katil olmak degil kahraman olmaktı. Ben aynı düşünmüyordum. Kimse ölmemeliydi. Mola bittiginde oflayarak salona girdim.
"Jüri bir karara vardı." dedi hakim. Herkes ayağa kalktı. "İşledigi suçlar yüzünden sanık Destiny Taylor idam cezasına çarptırılmıştır." dediginde tüm salon mutluluktan havalanacak gibiydi. Destiny e baktım gülümsedi.
Kollarına bir kaç polis girdi be dess'i çıkışa doğru götürdüler. Peşlerinden gitmeye başladım. Dışarı çıktığımızda kalabalık destiny'e bagırıyor yahut taş ve benzeri maddeler atıyorlardı.
Telefonum çaldı elime alıp açtım.
"Efendim bayan ashley ve mackenzie normale döndüler ve tek hatırladıkları... Boşverin buraya geldiğinizde ögrenirsiniz." dedi. Anlamayarak ta olsa tamam diyip kapattım. Arabama atlayıp hastaneye gittim. Ash ve mac in odasına girdim.
"Ne oldu?" diye sordum. Odadaki polis memuru bana döndü. Yatakların birinde mac digerinde ise ash oturuyordu.
"Bişe hatırlıyorlar mı?" diye sordum polise
"Gilan?" diye seslendi mac. Yanına gittim.
"Ne oldu mac?" diye sordum. Bana boş gözlerle baktı.
"Hiçbirşey hatırlamıyorum." dedi başımı salladım.
"Tamam iyimisin?" diye sordum.
Sorumu duymayarak devam etti.
"Hiçbirşey hatırlamazken nasıl her gözümü kapadığımda destiny'i görüyorum?" diye sordu. Ona baktım.
"Dejavu yaşıyorum. Önceki hafıza kaybımda da destiny'i hatırlıyordum. " diye atıldı ashley
Düşündüm ama mantıklı hiçbirşey bulamadım. Dess hapisteydi sonuçta.
Ama sonra aklıma telefonda verdigi kodlu mesaj geldi. Ama bir anlam çıkaramadım.
Arkamda oturan polis memuru ayağa kalktı. Robotlaşmış gibi yürüyerek odanın dışına çıktı. Bir iki dakika geçmeden kapıda biri belirdi. Ashley ve mac onu gördüklerinde ani bir korku ile dondular ben ise monoton bir şekilde kapıya bakıyordum.
"Beni özlediniz mi?" diye sordu en içten gülümsemesiyle.

Gizem ŞelalesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin